arkadalar ağaçta dikelim ama önce gelin bir olalım diri olalım ve yeni mahalle belediyesinin baraj inşaatlarında çalıştırırılan dev kamyonlarla kaçırdığı verimli çayyou topraklarını çayyolu dışına çıkarılmasına ve doğal dengenin bozulmasına mani olalım
eğer belediye topraklarımızı böyle kamyon kamton kaçırırsa yakında ağaç dikecek verimli bir toprak parçası bulamayacağız ...
Tarih: 04 Aralık 2011 12:37 Ekleyen: Beğenme: 0
cayyolun. com. un bir ilk sayfasının ciddiyetine bakınız birde ziyeredçi defterinin bu sayfasının geyiklerine bakınız olacak iş değil ...
pazar sabahı uyanııyorsunuz ve bu defterde
suya sabuna dokunur birşey bulurum diye giriyorsunuz ve koca çayyolu 'nda sanki işlenecek başka bir mevzu kalmamış gini manşette kırmızı bir don
Tarih: 04 Aralık 2011 12:37 Ekleyen: Beğenme: 0
KENTLİ OLABİLMEK (Makale)
Yıllar öncesi hatırladığım kadarıyla ilkokul iki veya üçüncü sınıftayım. Ne güzel oyun alanlarımız vardı. Beton yığınına henüz dönmeyen, doğanın talan edilmediği o günlerde yaşıtlarımla, çocukluğumuzun oyunlarını oynardık. Oyun oynayabilmek için sahamız genişti. Karışanımız pek yoktu. Ancak yine de aile büyüklerimizden olumlu-olumsuz uyarılar edinirdik. Hem onlarda böyle uyarılarda bulunmayı kendilerine bir tür görev sayıyorlardı. Hele ak-şam, havanın kararmaya başladığı o saatler benim için zor anlardı. Salt benim için mi be-nimle birlikte orada bulunan tüm yaşıtlarım için, tüm oyundaşlarım için. Çünkü eve kapan-mak; babamızın, anamızın veya büyük kardeşlerimizin olur olmaz kızgınlıklarına hedef ol-maktı. Bu nedenle eve girmek, tüm çocuklar için bir işkenceydi.
Oysa şimdi ki güzel çocuklara bakıyorum. Eve girmek, doğası pek olmayan bir yaşamda pek işkence varsıllığını güdemiyor. Çünkü biz o an için toprağa, yeşile, öten kuş seslerine alışmıştık. Evler bizi sıkıyordu. şimdi çocuk, oyun alanını evine taşıyorsa buna sevinmekten çok, bence yerinmek gerekir.
Tarih: 04 Aralık 2011 12:33 Ekleyen: Beğenme: 0
çayyolu 'da bayan muhtarlarımız var
dağın dibine in cin top atan bir araziye muhtarlık binaları kondurmak sanki proje yarıştırır gibi hiç akıl işi değil
her mahalleye ayrı ayrı muhtarlık binası yapılacağına
ayrı ayrı yakıt elektirik su masrafı yapılacağına çayyolu ' na ait muhtarlarımızın hepsini semt birimi çatısı içerisinde toplasak kaloriferli her türlü konforu olan modern bir yapıda daha iyi olmaz mı
hem bu şekilde muhtarlar bireysellikten kurtulur ve ayni binada birbirleriyle rekabet ederek neticede herşey çayyolu için çalışırlar ve muhtarlar birbirleriyle kaynaştıkca çayyplu mahalleleride birbileriyle kaynaşmazmı
Tarih: 04 Aralık 2011 12:27 Ekleyen: Beğenme: 0
orman kollu
şimdi varmı bilemiyorum ama bizim gibi 68 li kuşaklar hatırlayacaklardır ; bizim zamanınmızda ilk - orta ve lise müfretadında her sınıfın orman kolu ve yardımcısı vardı
Tarih: 04 Aralık 2011 12:26 Ekleyen: Beğenme: 0
cami marketlerin altında içki satmıyorlar ama resmen kırmızı yılbaşı donu satıyorlar
bilgilerinize
Tarih: 03 Aralık 2011 21:37 Ekleyen: Beğenme: 0
Değerli Çayyolu Sakinleri ;
Çayyolu 'nda ikamet ediyor ve bölgemizin topraklarında hala dikili bir ağacınız yoksa işte size çok güzel bir fırsat ...
Geliniz ve bu fırsatı lütfen değerlendiriniz ...
Nasıl mı
2012 için gereksiz paralar ödeyip daha sonrada depolara kaldıracağınız Plastik çamlar yerine
Çayyolu seralarında yılbaşı özel indirimleri uygulayan seralardan ; her aile bütçesine uygun bir çam cinsini saksısıyla beraber satın alıp balkonuna veya villasının bahçesinin bir köşesine güzelce süsleyip koysun .
Yılbaşı kutlamaları bitince bu çamları herkes uygun buldukları bir yere diksin ...
iyi pazarlar dileklerimle ....
Tarih: 03 Aralık 2011 21:37 Ekleyen: Beğenme: 0
Sayın; Alev Atılgan;
Kaleminize, yüreğinize ve şimdiye kadar yapmış olduğunuz mücadeleye sağlık çok güzel yazmışsınız.
Oktay Akbal, "Yıllar önceydi. Bir düş gibi geliyor şimdi o günler..." diyerek başladığı yazısında İlhan Selçuk'un çok kızdığı bir ayrıntıyı hatırlattı.
İşte İlhan Selçuk'un sert tepki gösterdiği o ayrıntı:
"Yazılarında neden yaşlandığını söylüyorsun" derdi.
Gençtik hepimiz, genç gibiydik biraz yaşlanmış olsak da! Ne olmuş
Ama kızdığı bir şey vardı, yaşımızı yazmak!..
O, hiç yaştan baştan söz etmedi. Merak edenler ansiklopedilere baksınlar, derdi. Hem, benim yaşımdan kime ne, okusunlar yazdıklarımı, yeter!
Çok şeyler geçti başından. Daha otuzunda kırkında iken tutuklanmalar, hatta daha beter acılarla tanıştı, tanıştırıldı. Yaşamınca Mustafa Kemal devrimini sürdürmek, tüm topluma benimsetmek ülküsü ile çarpışmıştı düşmanca bakışlarla, görüşlerle, anlayışlarla. Her askeri darbe sanki ona karşı yapılmıştı. 12 Mart, 12 Eylül... Oysa bu darbeleri yapan askerler Atatürk Cumhuriyeti'ni yaşatmak, kurtarmak, zenginleştirmek için bu işlere giriştiklerini söylüyorlardı. Ama ne kadar Mustafa Kemalci varsa, ne kadar aydın, okuryazar, düşünür varsa tek tek onları toplamak, tepelemekti yaptıkları.
İlhan, hep genç kaldı. Genç savaştı. Sonunda genç öldü.
Tarih: 03 Aralık 2011 21:36 Ekleyen: Beğenme: 0
Yeni mah konu başlığı patent ve kaykay pisti olacak
bir park tasarlamaktaymış çayyolu 'na
önerim ; hiç zahmet etmesin ve sadece parkı yapsın diğer tesislere boşa masraf yapmasın
çayyolu ' ndaki büyük avmelerin bomboş koridorlaı ne güne duruyor
buralarda birtaraftan çocuklar paten kullanırken velilerde donmuş piyasayı biraz canlandırırlar
iyi olmazmı
Tarih: 03 Aralık 2011 21:04 Ekleyen: Beğenme: 0
EY NEZAKET NEREDESİN?..
İsmini vermekten çekinip, yaşlılarla dalgasını geçen sevgili kardeşim. 50 yaş günümüzde orta yaş sınıfına girdi. Sizin o dediğiniz Cahit Sıtkı Tarancı'nın 35 YAŞ sirinde kaldı. Şimdilerde 50 yaş üzerleri
bırakın hobi kursları, ikinci işlerde çalışıp yaşam seviyelerini daha yukarıda tutmak ve yaş almanın getireceği harcamaları karşılamak ve son günlerinde çoluk çocuğuna muhtaç olmamak için kariyerlerine uygun işlerde çalışmaktadırlar. Hangi otobüse biniyorsunuz bilmem ama etrafınıza dikkatli baktığınızdan şüpheliyim. Sizin o gıkını çıkarmıyorlar dediğiniz ihtiyarlar diskolarda yaşlanmadı. En yakın örnek 68 kuşağı... Cumhuriyet mitinglerinde kimler vardı bir hatırlasanız diyorum. Sevgili
kardeşim, biz sesimizi duyururuz siz hiç merak etmeyin. Ne badireler atlattık biz bu güzel vatan için, o yönden hiç tasanız olmasın, hala çıkacak sesimiz, nefesimiz var. Toplumun birer parçası olduğumuzdan da endişeniz olmasın. ''Unutmayın ki yaşam, aldığımız soluklarla değil, soluk kesen anlarla ölçülür''
Tarih: 03 Aralık 2011 20:59 Ekleyen: Beğenme: 0