80 Lİ YILLAR


Elmalı 'nın torunu Okan seksenlerin diskosu için davet buyurduğu alirıza , o ylları ekranda canlandırırken 
"sahnede şarkı söylerken bile sol elimizi  biraz fazla kullansak evrenin askerleri  hop hemşo  n' oluyo diyorlardı" derken kendisi, kalem tutan  bir muallim  olmasına rağmen kendi hatıra defterinde oluşan , 
- hem sağ elini hemde sol elini kaldırıp kullandığı - anekdotları nedense teğet geçmeyi tercih etti bilinmez

ama yaşayan tarih arkadşımız fatma 'nın suçu neydi
diye sormayı unut(a)madı nokta

70 Lİ YOLLAR nedense kimsenin ilgisini çekmiyor
sanki seksenli yıllar yetmişli yıllar yüznden değilde kendi kendine oluşmuş gibi gibi

O yıllarda  öne çıkan marxsist  düşüncenin  kıyısından köşesinden  kopya çeken  leninist , trockist ve stalinist sınıf arkadaşlarımız ki onlar  kendilerinin her biri dünyayı kurtaran m 'adamlar imiş gibi körürler ve biz ne etliye nede sütlüye karışmayanlara tepeden bakarlar ve bize inekci muhhalebi çocukları olarak itham ederlerdi ki bu sınıf arkadaşlarımın hepsi daha seksenlerin sonunda dönek çıkıp öğrencilik yıılarında ettikleri büyük lokmaların altında ezlip silinip yok olup gittiler

bu arkadaşlarımın çoğu marxsizim ve dos kapital dersinden yazılı olacağımız zamanda kopya çekmek için bizim gibi inekçilerden bir hafta önceden sırada yanımda oturmak için randevu alırlardı

marksislerin çoğu gorba codan önce amerikancı çıktıda karşıt taraf nasıldı derseniz onlarında çoğu daha 9 ışığı bile sayamazdı

şimdikilerinde kaçta kaçının saydığının şüpheli olduğu gibi

bu messajı gönderen :   sözde değil
özde

Muhalefet Nerede?

(2)

Muhalefet, geçmişte Tansu Çillerin iddialı bir şekilde ortaya attığı ancak, siyasi konjonktür nedeniyle yapmaya fırsat bulamadığı dershanelerin kaldırılması projesini hatırlamazken, Başbakan dün bombayı patlatmış, dershaneleri ve YGS yi kaldıracaklarını açıklamıştır.
Hiç kuşku duyulmasın çok mesafe alacaktır.
Hep söyledik, iktidara giden yol birden fazla meseleyle aynı anda ve aynı etkinlikle uğraşabilmeyi gerektirir.
Muhalefet, terör, kurultay v.s gibi sorunlarla cebelleşirken de halkın temel sorunlarına iktidardan önce sahip çıkarak politika üretebilmeyi becerebilmelidir.
Bakın 4+4+4 meselesinde olduğu gibi, iktidar, gündemi belirleyen, muhalefette telaşla o gündem etrafında fikir oluşturmaya çalışan konumunda olmamalıdır.
Mesela, sağlık konusunda önemli gelişmeler olurken, özel hastaneler, sigortalılardan % 90 lara varan farklar talep ederken muhalefet neden tek kelime etmemektedir?.
Garibanların çocukları dershanelere para dökemediği için, yarıştan çekilmek zorunda kalırken neden susmaktadır?
Bu konularda konuşmadan, iktidarı eleştirmeden nasıl iktidar olmayı hayal etmektedir?
Anlaşılan daha yenecek çok fırın ekmek vardır!

                                ***

Muhalefet Nerede?

(1)

İktidara nasıl gelinir ve iktidar da nasıl kalınır?
Üniversitelerde bölüm olsa keşke.
Siyaset eğer halk için yapılıyorsa, iktidara gelmek için
birinci sırada halkın en temel sorunlarına çözümler üretmek, projelendirmek ve bunları iyi anlatmak gelir.
Azgın kapitalizmin alıp başını gittiği ve dar gelirlilerin her geçen gün daha da ezildiği bir ülkede, eğitim ve sağlık en temel iki sorun olarak ortaya çıkmıştır.
Başlangıçta AKP’nin halktan yana görünen, ticari kuruluşlar olan özel hastanelerin kapılarını garibanlara da açıyormuş gibi gösterilen sağlık politikası iflas etmiş, ticaretin kuralları işlemiş % 90 lara varan fark alınması özel hastane kapısını garibana kapatmıştır.
Eğitim deseniz başka derttir. Gariban çocukları üniversite sınavına takılırken, parası olanlar özel okullarda ve yurt dışında eğitimine devam etmekte ve fırsat eşitsizliği egemenliği babadan oğul’a geçerek sürmektedir.
Bu çarpıklıkları en önce görmesi gereken muhalefet değil midir?
Bunları dile getirmeden nasıl iktidar olunabilir?
Eğitim konusunda bırakın biraz çalışma yapmayı, eskileri hatırlamak bile izlenmesi gereken politikayı ortaya çıkarmaya yetecekken bu suskunluk nedir?
Eğitim sadece ilk ve orta öğretimden ibaret bir mesele değildir.
Yüksek öğretim ve dershanelerin de büyük sorun olduğu görülmelidir.
           
              ./..

Ankara'nın simidi mi? İstanbul'un simidi mi?

yaşlarını unutan m' adamdır.

bir yüzyılın felsefesi, bir sonraki yüzyılın sağ duyusudur.

az felsefe insanı tanrı tanımazlığa,
derinlemesine felsefe de tanrı’ya götürür.

Felsefe, hiçlikten gelip hiçliğe giden bir yol
dur.

İyi bitirmek, iyi başlamaktan daha üstündür.

Bizi beğenenlerin hepsini severiz; ama beğendiklerimizin hepsini sevmeyiz.

Aptallar, eski olayları hatırlamayı, bir bilim sayarlar.

Ne demişti Atatürk;

"Ben Sporcunun Zeki, Çevik ve Ahlaklısını severim..."

Bak'anın'da hele hele genç bir bak'anın, hem de Spora Bak'anın da Zeki Olanını severim demiş.
Ama ardından da "Ahlaklısını "severim demiş.
Bu Bak'anımız da üzerine tek bir cümlesini almış"Zeki" evet çok zeki bunlar...Ama..?

A H L A K nedir?=Toplum içinde kişilerin benimsedikleri, uymak zorunda bulundukları davranış biçimleri ve kuralları, İyi nitelikler, güzel huylar.
(Toplum %50'si buna olur vermiş se demek ki ahlak kuralları da zamanla değişime uğruyormuş.)

BUNLARIN NERESİ ÇIPLAK HIRSA BAK HIRSA 
BAKANIN

MEMLEKETTE BAKACAK  SANKİ HİÇ BİR ŞEY KALMAMIŞ GİBİ ORTADA SEN GİT ESKİ HAMAMÖNÜNÜN ESKİ KIRIK DÖKÜK  EVLERİNE BAK

OLACALK ŞEY Mİ BU ŞİMDİ ??

kafana göre çalış dönemidir

Siz şimdi asıl bundan sonra görün hizmeti...

Prangalarından kurtulup da birilerine hesap verme mecburiyetleri kalmayınca, kim tutar bunları...


_____________________________



DIŞ MEKANLARDA KAR VE BUZ ÖNLEME ÇÖZÜMLERİ
UYGULANABİLİR BİR YAKLAŞIM CADDELERDE VE KALDIRIMLARDA BASİT YAPISAL  UYGULAMALAR
KAR VE BUZ ÖNLEME SİSTEMİ KONTROLU V KONFORU

Eski Hamam Eski Tas