Sosyaldemokrasinin ilkeleri
Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar “İktidara giden yol yerel yönetimlerden geçer” demiş. Sonra da lafı açmış “Belediyelerde sosyal demokrasinin ilkeleri çerçevesinde hizmet vermek gerekiyor” diye buyurmuş.
Sosyal demokrasinin ilkeleri nelerdir?
Diğer partilerle kur yapmak mı?
Ara sıra “Allah bu başbakanı başımızdan eksik etmesin” demek mi?
“Talipleri arasında tercih yapamayan kızı” yanı başında tutmak mı?
Parklara büfe, kafe bir tarafa katlı betonarmeler yaptırmak mı?
Esnafı sıkıştırıp ceza yağdırmak mı?
Yıllanmış asfalt paralarını geçim sıkıntısı çeken halka salmak mı?
Partililerine yapmadığını bırakmamak mı?
Sosyal demokratları Hurdacılara sürmek mi?

Belediyemizi bu gün biraz rahat bırakacam. Çünkü yazdıklarımı takma adla yazdığımı sanıyorlar ve başkalarına mal etmeye çalışıyorlar...

Anadolu’nun orta yerinde hortum!.. İnanılır şey mi? Doğa, niye oraları seçmeye başladı. Demek Anadolu’nun kentleri de tehlikeye girdi. Uygarlık diye elli altmış katlı yapıları, yurdun her yanına diktik. İyi mi yaptık!.. Bu doğa tahribatı birçok kişiyi zengin etti. O kadar ki kendi ülkemize yaptıklarımız yetmezmiş gibi, yabancılara, özellikle Arap zenginlerine her türlü kolaylığı gösterdik, “Gel sen de bizden yararlan” diyerek...

Çayyolu’nun orta yerinde hortum!.. Bu da inanılır gibi gelmiyor, değil mi? İnanın, Heyelan bölgesine okul yerleşkesi yapma izni vermek nasıl bir afet olabilir ki…  Şimdi İlkokul 4. sınıf öğrencisine sorsan “Heyelandan korunma yolları nelerdir” diye. Sana kafadan “Arazi çalışmaları yapılarak, heyelan ihtimali fazla olan yerlerin yerleşime açılmaması gerekir” der. Başka başka ne gibi önlem alınır desen. İkinci olarak “Yamaçların doğal dengesini bozmadan kanallar açarak acilen ağaçlandırılması gerekir” der. Bu kadar düzgün söyleyebilir mi, dersen; söyler, çünkü ilkokulda böyle öğrenir çocuklar.

Bizim bürokratlarımız doğal afetten sadece Hortum olayını iyi bilir ve onun üzerine çalışır. O yüzden Anadolu’nun orta yerinde hortumlar olmaya başladı…

Günümüzde kim bilir kaç yüz bin kişi, eskisi gibi “mesire yerleri”ne gitmek yerine, kısaca AVM denen “alışveriş merkezleri”ni dolduruyor. Büyükşehirlerimiz başta olmak üzere hızla yaygınlaşan ‘AVM bağlılığı toplumu tehdit eden bir tehlike’ye dönüşebilir.” Neden mi? “Binlerce insanın aynı anda alışveriş ve yaşam merkezlerinde zaman geçiriyor olması, olası bir doğal afette büyük bir felakete dönüşebilir. Yapılan araştırmalar, özellikle AVM’lerde gerçekleşebilecek yangın, deprem, sel gibi doğal felaketlerde ‘yeterli hazırlığın ve teknik donanımın olmadığı’nı ortaya koyuyor.”

Şimdi AVM bazındaki tehlikeyi, Bilfen okulları için uyarlarsak; Heyelan bölgesindeki okulla çocuklarını kim gönderir. Tabi ki AVM’lerde kredi kartlarında ne varsa tüketmeyi meziyet haline getirmiş kişiler gönderecek. Bu kişilerin çocuklarına ise öğretmenler; heyelanı, depremi, yangını, seli ve en önemlisi hortumu öğretecekler… Çocuklarında gelecekte hortumcu olmasına yardımcı olacaklar.

Ne diyelim? Siyasetçiler hâlâ AVM açılışlarını gösteriye dönüştürmeye devam edebilirler; veya heyelan bölgesindeki bir yere okul yerleşkesi yaptırabilirler. Ama bizlerin hiç mi aklı yok?

Not: Bakın okul açılsın, Bilfen en çok öğrenciyi Koru’dan alır. Benden söylemesi…

aman ormancı ...!


_______________________________
yapılanlar  yanlarına kar kalmasın

belediyenin yapı denetimi ne iş görür
hemen anıran çukuru kapattırıp çukuru  birinci sınıf  bahçe toprağı ile doldurtsun , erozyonu durduracak en  dayanıklı ağaçları bölgeye diktirtip  ağaçların sulama paralarınıda tazmin edip ayrıca  civar sitelerin idarecilerini seçkinlerini  geçicide olsa ruhi bunalıma soktukları  için bil fen aleyhine yüklü bir tazminat davası açsın

BU KONUYLA İLGİLİ TUNCAY ALEMDAROĞLU DÖNEMİNDE VERİLEN OYAK-8 KARŞISI MUTFAK CAFE VE A.T.KIŞLALI PARKIN KARŞISI NİSS CAFE YEŞİL ALAN DEĞİLMİYDİ
O DÖNEMDE BAŞKAN YARDIMCISI VE ÖZEL KALEM MÜDÜRÜ NİYE İTİRAZ ETMEDİLER.

CHP’li belediye meclisi üyeleri;
“Bir yandan ağaç dikim törenleri düzenlenip çevreye, yeşil alanlara ilgi artırılmaya çalışılırken; birçok yeşil alana, parka rastgele büfeler, kafeteryalar yerleştirilip yeşil alanlara zarar verildiği (Çayyolu 8. Cadde Telekom’un yanındaki park alanına 3 katlı beton bina yapılması, Çayyolu yüzme havuzunun dışında kalan park alanının duvarla çevrilip Kafeterya yapılması gibi…) örnekleri çoğaltmak mümkündür.”

Alirıza Ormanı gazaba geldi ve altını oyanlara gerekli cevabı gümbür gümbür dağdan aşağı akarak verdi.
Koru sitesinin güzelim villaları da aşağı kayarsa sebebi Bilfenciler değil, bu ormanı yok ederken kendilerine ses çıkartmayan bölgedeki siteler ve site yöneticileridir.
Bakın Bölgeden ses çıkmaya başladı işin ucu kendi evlerine dokununca toplanalım eylem koyalıma kadar geldi.
İş işten geçtikten sonra sayın Bilfenci Osman Öztürk sözü almış bir kere buraya okul yapılacaktır.49 yıl kiralamış.
Benim anlamadığım şey burada okul yapılıyorsa yüklenici firma, müteahhit, denetimçisi v.s. tabela asması gerekmez mi?
Buraya ne iş yapıldığını belirten bir tabela asılması gerekiyor.
Bir sözümde basına burada toprak kaymasında Allah'tan can kaybı yaşanmadı, toprak altına insan kalsaydı Akut'çulardan evvel Basın gelirdi buraya. Basın sanırım canlıya değil ölüye ve ağlayana reytin alıyor.

Osman Öztürk bey Ormanımızı vermiyoruz.
Gidin okulunuzu başka yerde yapın.

Susmayın, susanları uyarın...

ormanın bir tarafı  ilk bahar köşesi öteki tarafı son bahar köşesi

arkadaşımızın bügün verdiği post - modern  bütün pozların hepsi prestij kökenlidir

temizlenmeyecek kadar koltuklarını kirletip  makam koltuklarına yeni döşemelik kumaş almak için mağazaya  teşrif eden yakınları geldimiydi eskiden 1. kat ile 2. kat arasındaki  merdivenlerin yarısına kadar gelir sol yumruğunu beline sağ yumruğunuda merdiven korkutuklarına yaslanırdı

eskimiş çorablarınızı atın!


başlığa bakın arkadaşlar hiç cayyolu com a hiç yakışmışmı  !!??  daktilo alışkanlığı olsa gerek bu "Muhtura" gibi kelimeler

ama ne yapalım ki 68 li ve 78 li (k) u$aklarımız
hala durumları göremiyorlarsa kabahat tabii biz klavye kuşaklarına ait değil



o defterler sıkı yönetim , örfi idareler , darbeler ve muhtıralar artık tarihin arka odasında kaldı ....

artıl çok şükür özel mahkemeler var

darısı  ...

konut 2 nin  köpişleri çok uslu 
galiba güzel kasap onlara iyi bakıyor ancak dağdaki köpişler hava karardımı birer ikişer sitede blogların arasına dağılıp  sebeb ne hikmetse sadece  kızlara havlıyorlar

Muhtırada ne demiş karar verici noktadaki CHP’li belediye meclisi üyeleri;
“Bir yandan ağaç dikim törenleri düzenlenip çevreye, yeşil alanlara ilgi artırılmaya çalışılırken; birçok yeşil alana, parka rastgele büfeler, kafeteryalar yerleştirilip yeşil alanlara zarar verildiği (Çayyolu 8. Cadde Telekom’un yanındaki park alanına 3 katlı beton bina yapılması, Çayyolu yüzme havuzunun dışında kalan park alanının duvarla çevrilip Kafeterya yapılması gibi…) örnekleri çoğaltmak mümkündür.”
Evet, örnekleri çoğaltmak mümkün. Ne yazık ki, bu olanların hepsi Çayyolu’nda, Ankara’nın en gözde semtinde oluyor ve gecekondulaşmaya doğru belediye eliyle götürülüyoruz.
Sizi de bu konuda hassasiyet gösterdiğiniz için kutluyorum. İyi varsın cayyolum.com.