kıymetli çayyolu sakinleri
acele işe şeytan karışır

her şeyimiz bir adım ileri iki adım geriyken  yeraltında  sürate bu merak nedir inanın anlayamıyoruz

bu metro ya eskişehir yolundan artık bir kişiyi bile  bindiremezsiniz bu biline

bakanın vatandaşın karşısına  kameralaın önüne geçip radyasyonlu çayları temiz çay gibi göstermesine benzemez bu metronun boyuna  göçüş işi

o çukurları yetkililer   farklı bir şekilde değerlendirip . temelliye kadar   hafif raylı tren koysunlar

"Gönderen: Mine F.

Web sitenizi severek takip ediyorum.Toplumsal konulara çok yerinde ve güzel ulaşıyorsunuz.Yanlız bir eleştirim olacak.Buraya yazılan bazı yazılardan rahatsız olduğumu söylemek isterim.Bu nacizane eleştirimide hoş görün.Çalışmalarınızda başarılar dilerim.

29 Temmuz 2012 Pazar"

Bu alıntı, malum sitenin işlemeyen "ziyaretçi defteri" nden.

Kırk yılın başı, bir gerçek isim yazmış galiba.
Nasıl yayınlamışlar hayret.
Yayından kaldırmazlarsa iyi.
Çok da doğru yazmış, dikkat edin, hep saldırı, hep hakaret. Tek taraflı ve çok rahatsız edici. 
Hepsinde gönderenin isim yeri boş.
Çünkü kendileri yazıyor.
Kendi kendilerini ziyaret ediyor, rahatlıyorlar.
Aklın yolu bir.
Bakın Mine F. hanım ne güzel ifade etmiş.
Yazılanlar o kadar iritre edici ve çirkin ki, insanlar o deftere neden girsinler de düşüncelerini yazsınlar ki.
Kendilerini, meşhur duvar şairi "Tosun" gibi hissetmezler mi?

çayyolu metro inşaatı yine su kaynatıp göçtü

OPORTÜNİSTLER!    (2)

./...
Bugünlerde ülkenin ve cumhuriyetin geleceğini etkileyecek ciddi sorunları karşısında, ortak değerler etrafında birlik ve beraberlik içinde olunması gerektiğinde bi haber, lokal meselelerle meşguller.
Sağ kökenli eski bakanlardan Rıfat Serdaroğlu, Ufuk Söylemez ve Yaşar Okuyan’ ın yazıp, söylediklerine, ilerlemiş yaşına rağmen Hüsamettin Cindoruk’ un yeni anayasa konusunda sergilediği performansa  bakıp, kendi hizip başlarının sessizliğini sorgulamıyorlar.
O kınadıkları merkez sağcılar kadar bile olamadıklarını fark etmiyorlar.
Siyasetten anlamadıkları gibi, konjonktürden de anlamıyorlar.
Sadece günlük çıkarlar peşinde etraflarına saldırıyorlar!
Bu tür davranışların Çayyolu’na yakışmadığını kavrayamıyorlar!
Oportünistlik yapıyorlar!

                               ***

OPORTÜNİSTLER!  (1)

Bu da yeni çıktı.
Tam "yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış" örneği bir tutumla, yandaşlıklarını kamufle etmek için, Çayyolu’nda gerçekleri dile getirenler içinde DYP-ANAP geleneğinden, o çizgiden gelenler olduğundan söz ederek kafaları karıştırmak istiyorlar.
Biz yandaşsak, sizde de eski merkez sağ kültür içinde yaşamışlar var ne haber demeye getiriyorlar!
Artık böyle bir kategorize yapmanın hiç ama hiç bir anlamı kalmadığını, görmüyorlar.
Hala eski, köhne siyaset malzemeleriyle oynuyorlar!.
Sözde burun kıvırdıkları o gelenekten gelen bir çok kişinin bugün CHP milletvekili sıfatını taşıdıklarını unutuyorlar.
Hoş, aslına bakarsanız bugünkü CHP yi de beğenmiyorlar.
Her fırsatta, genel başkana ve partiye eleştiri yöneltmekten geri kalmıyorlar.
Mensubu oldukları hizip tasfiye oldukça daha da saldırganlaşıyorlar.
Rahmetli İnönü'nün, Demirel'le, rahmetli Ecevit'in de Yılmaz ve Bahçeli ile son derece uyumlu koalisyon hükümetleri kurduklarını ve karşılıklı saygı içinde başarılı çalışmalar yaptıklarını, yine, kısa süreli de olsa Baykal ve Karayalçın’ın Çiller’le aynı hükümetin ortağı olduklarını hatırlamıyorlar.
Mevcuda bakıp, o eski merkez sağ'ın ne kadar da ülkesini, milletini, cumhuriyeti seven ve koruyan insanların yuvası olduğunu göremiyorlar.
Bu anlamda aslında merkez sağ ile CHP çizgisi arasında çok önemli ayrılıklar bulunmadığını bilmezden geliyorlar.
Kendilerini Kaf dağının tepesinde görüp, bütün bu değerlerin tek mirasçısı sanıyorlar.
                           ./..

Atatürk'ün, Yalova'da Fethi (Okyar) Bey'e söyledikleri :

"...Memlekette muhalif bir parti kurmak lâzımdır. Böyle bir parti kurulursa Meclis'te münakaşa daha serbest olur. Meselâ, siz böyle bir partinin başına geçerseniz bildiklerinizi serbestçe Meclis'te söylersiniz; bu suretle uygulamada görülen birçok hataların önü alınmış olur."

MUHALEFETSİZ BİR SİYASİ YAŞAM ARZU EDENLERE İTHAF OLUNUR...

Belediyelerde işler böyle mi yürüyor Allasen..?

Polise göre, Şimşek belediyeden istediği büfeyi almak için Nadir Koç’dan yardım istedi.

Koç ve şüphelilerin tüm konuşmaları dinlemeye takıldı. Konuşmalara göre; bürokratlar, büfeyle ilgili görüşmede Erdal Şimşek’in kabadayı üslubundan rahatsız oldu ve bu durumu Nadir Koç’a iletti. A.K. ile görüşen Nadir Koç,

“Ya bu Rüzgârlı’da adamların büfesi varmış. Ya vatandaşın arsası çıkmış. Siz demişsiniz burayı kaldırın, yerine başka yer verelim diye. Şimdi bunlar mağdur da olmuşlar. Bunlardan kurtar beni. Bu seçimlerde bize oy veriyorlar, koşturuyorlar, ondan sonra da ben sıkıntıya kalıyom ya Ayhancım” dedi.

.......

Nadir Koç ise “Ayhancım tamam onların adına ben özür dilerim canım benim. Bunlar bu işte seçimlerde sandıklarda böyle işte uğraşıyorlar napıyım” karşılığını verdi.

http://www.internetajans.com/haber/baskandan-secim-rusveti-haberi-11789h.html

arabistanlıları tembel diye  sürekli hor görür ve bu topraklarda yaşayan toplulukların en basit temizlik mevzuatını bile peygamberlerimiz vasıtası ile komutla öğrenebildiklerine hayret ederdim

ancak bir haftadır hükmünü sürdüren son 85 yılın sıcağı  bu düşüncemi  değiştirdi

çünkü bizlerde onlar gibi aşoro sıcaklardan bir acayip miskinleşip  ter koktuğumuzu bildiğimiz halde uyuşukluktan  ve sıcaktan mum gibi erimekten 
ancal evden birinin bize komut vermesi ile duşa girmeyi düşünebildik

ben sana sen bana


her sene olduğu üzere sitemiz gelenekciler
ulemanın verfiği ihtarlara rağmen gelenekleden vaz geçmeyip birbirlerinin evlerine oruç açmaya  bir dolmuş dolusu sürü gibi gelip gidiyorlar


halbuki bu sofralar yaptıkları  masrafları fakir fukaraya
nakil edebilseler ...

eskisehir istikametinden gelen yağmur bulutları alirızanın ateşini birazda olsa söndürdü ama bölge insanına hizmet sunan servis elemanları kendilerine biraz daha  çeki düzen vermeliler


servis yaparlariken alınlarından şıp diye damlayan terler cadırının üstüne damladı damladı ...