sn: utanmaz yüz
klavtenize sağlık efendim

herşey cuk diye oturmuş

Çayyolu gibi bir bölgede yaşayıp siyaset adına bir derğinin ziyaretçi defterine ciddi anlamda siyasi görüşler yazıp ismini yazmayacaksın.Rumuz saklanma aracıdır.Açık olanlar şucu,yada ,bucu,ya isimsimsizler?Hayırdır kendinizdenmi,işinizdenmi,efendilerinizdenmi çekiniyorsunuz.İSİM KİŞİLİKTİR ASLA DEĞİŞTİRİLMEZ.

(4)

Kemal Kılıçdaroğlu CHP için istikbaldir. La-kin Kılıçdaroğlu'nun iyileştirme ve değişim istemesinin anahtarı "bu delegeyi hazırlayanlardadır".
     CxP'de Genel Başkan Deniz Baykal'ın yenileşme isteği ile Kılıçdaroğlu veya her kesimin talebi olan reformlar bu günkü yapının oluşumuna katkı sağlayanlar ve genel başkanın etrafını saranlar tarafından pekte kabul göreceğe benzemiyor. Lakin bu reformlar çok zor olmasına rağmen olmayacak anlamına da gelmemelidir! Evet, CHP'de kılıçlar çekildi çok zor olmasına rağmen yeniliğe hazır olun.....



ALINDI

(3)

Kıssacası her delege ağasının gönlünde yatan zayıf, silik, başarısız yönetim ve delegasyon yatar, çünkü etrafı ne kadar silik meziyetsiz kişilerle dolarsa kendisi o kadar öne çıkar. Doğal olarak malum parti güçsüz silik ve yetenek-siz olup siyasi partiler tarihinin çöplüğünde yerini alır. İsteyen arkasına şöyle bir baksın siyaset çöplüğünde ne kadarda çok parti var görecektir.

Evet, efendim Siyasi Partiler Yasası değişmeli. Yoksa
“Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin” bu ülke halkının en önemli atasözü olmaya devam edecektir.

DELEGE BARONLARI ve SARI ÖKÜZLER !

Siyasi partiler yasası ne yazık ki demokratik olmayan bir seçim sistemi ve partileşme yapısını dayatıyor. Siyasi partiler yasasında bazı maddeler vardır ki ayrıcalık tanır. Kişi partiye faydalı olacaktır lakin devled memuru veya o ana kadar partiye üye olmamıştır ilgili madde işletilir hemen üye yapılır, aday üyelik süreci olan 6 aylık bekleme fiilen ortadan kalkar. Fakat günümüzde ilgili madde üst yapıda daha sağlam olmak için aşağıda kendi adamları olanlara tanına bir imtiyaz olmuştur. Yukarıdakinin aşağıdaki adamı binlerce üye yapar genel merkeze götürür bir çırpıda o özel madde işletilip binlerce kişi üye yapılır. Adamın biri 10-15 üye yapar onların üyeliği geçmez çünkü yukarıdakinin adamı değildir.
Bu siyasi partiler yasası ile aşağıdan yukarıyı belirleyen siyaset yapmak oldukça zor gibi, yinede aşağıdaki anlatacağım "alıntı bir hikâyeden" sonra siyaset yapılıp yapılamayacağına siz karar verin...

Bir gün çakallar toplantı yaparlar. Yahu demişler çakalız hesapta en fırıldak en

(2)

Bu siyasi partiler yasasının en büyük özelliği ise üyeyi delege ile kontrol 6 'nda tutaR-ak sözüm ona demokrasi adına katılımcılığın sağlanması için delege ağalığının yasallaştırılmasına fırsat tanımasıdır.
Oy kullanmak için sandığa gittiğinizde nasıl ki oyunuzun rengine karışmak bir suç ise, üyeye karışan üyeyi zorlayan delege ağasınınki aksine yasallaştırılmıştır.
İşin garibi yukarıdaki delege ağaları güçlü yönetim, aşağıdaki delege ağalığı zayıf yönetim ister.
Yukarıdaki delege ağaları aşağıdaki delege ağalarının kendine itaat etmesi için güçsüz silik zayıf ve biat -


                      K  "â"  R
olmasını isterken kendi delege ağalıklarının ise sağlam yıkılmaz beyaz kaleler olmasına özen gösteririler.
Mahalleden genel merkezlere kadar olan delege etapları “alt, orta ve üst” delege ağalığı olmak üzere 3 aşamada olur.
Bunlar sırasıyla mahalle delegesi, İl delegesi ve Kurultay delegesidir.
Mahalle delege ağaları park, bahçe, büfe, çiçekci dükkanı gibi ucuz  işler  peşinde koşar.
İl delege ağaları Belediye Meclis üyeliğinin daim ad -
ayıdır. Kurultay delege ağaları ise ilçe başkanlığı belediye başkanlığı ve bilumum ön sıralardan Belediye Meclis üyeliği ister, çünkü ön sıralar aynı zamanda Büyükşehir Belediyesini yönetir.
Mahalle delege ağası borusunu öttürmek için güçsüz ilçe başkanı ve ilçe yönetimi ile güçsüz il delegasyonu ister.
İl delege ağası güçsüz il başkanı il yönetimi ve zayıf kurultay delegasyonu ister.

Kurultay delege ağası ise içinde kendisinin olduğu güçlü yönetim ve kendisi daha öne çıkması için silik delegasyon isterler.

Delege (Barou) kimdir?




Delegenin sözlük tanımı; Kendisine yetki verilerek bir yere veya birinin katına gönderilen kimse, murahhas, elçi. Diğer bir tanımı ise; Seçilmiş kişi oluyormuş!

Devlet, parti, sendika vb. kuruluşları toplantılarda temsil eden kimse.

Bilimsel toplantılara bildiri sunmak üzere katılan kimse, katılımcı.

Peki delege  asıl seçilir, Kimler ne için onun delege olmasını sağlar, Delege olduktan sonra asli görevi
nedir?

Delegenin görevlerini de unutmamak gerek ne yapar bu delege; Efendim hepimizin gönlünde bir siyasi parti veya bir siyasi görüş var olabilir. La-kin gönül verdiğimiz siyaasi partinin iyi yönetilmediğin düşünür üye olmayız. Olanlarımızı ise oraya uyum sağlamıştır. Üye olup ta yanlışı doğruyla veya gidiş atı değiştirmek isteyenlerimize ise bazı atasözleri ile yanıt verilir. Mesela “Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin” gibi!
Malum siyasi partiler yas ası tüm partilere sanki ortak tüzük hazırlamak istiyormuş gibi veya derinlerden birleri tarafından ülkedeki malum statükoyu koruma görevi verilmişçesine, bütün partilerin üç aşağı beş yukarı tüzükleri bir birlerine çok benzerler.
Siyasi partiler yasasını ise siyasi partilerden çok 12 Eylül anatasası ile belirlenmiştir. Lakin ülkemiz parlamentosu bu yasayı bir türlü değiştirmek istemez, çünkü işine gelmez.
Mevcut siyasi partiler yasası değişmeden hiç bir partide asla köklü değişiklikler olmayacaktır, ancak ki nispi nicel açılımlar olabilir.
Bu siyasi partiler yasası

Unutmadık,
Unutmayacağız,
Unutturamayacaklar!.....


Fansız tsunamisini eğer unutturmaya  çalışırlarsa
bu tepkisizliği fırsat bilen sırada bekleyenler yüzünden
belki de büyükşehir  bünyesinde
dış heykeller daire başkanlığı kurmak zorunda
kalabilir ...

Yapılan başarılı icraatları da görmek ve övmek de boynumuzun borcu olmalı.

Dün yoğun kar yağışı başlayıp da cadde ve sokkalar kapanmaya yüz tutunca, Yenimahallle Belediyesine ait "Karla Mücadele Araçları" Çayyolu caddelerindeydi.

Ben Park caddesinde gördüm, ekipler caddeyi trafiğe açık tutmak için sık, sık yolda biriken karı küredi ve tahmin ediyorum aynı anda tuzlamada yaptı ki, gece boyunca hiç bir sıkıntı yaşanmadı.

Zamanlamasıyla, gösterilen titizliğiyle, kısacası tamamiyle yapılan çalışmayı kutluyor, emeği geçenlere ve belediyeye teşekkür ediyorum.

Uğur Mumcu'nun katledilişinin üstünden 19 yıl geçti. Mustafa Balbay'ın da dediği gibi: "Uğur Mumcu öldürülünce ölmüyor!" Uğur Mumcu, bir gazeteci olarak 12 Mart faşizminde Ziverbey Köşkü'nde işkencelerden geçmiş, tutuklanmış bir "Sakıncalı Piyade" idi… Kaderin (pardon faşizmin) cilvesine bakınız ki: Uğur Mumcu'nun köşesinde yazan, yukarıda bugünkü yazısından bir bölüm aktardığım Mustafa Balbay'da günümüzün Ziverbey'i Silivri'de tutuklu…
Ne demişti geçenlerde anlı şanlı Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç; "Tarih tekerrür edecektir" demişti. Evet, ediyor etmesine de, sadece yer, zaman ve kişiler ayrı, ama zihniyet aynı zihniyet, faşizm aynı faşizm. Uğur Mumcu'nun yargılandığı dönemde askeri faşizm vardı. Bugün ise aynı zihniyeti taşıyan sivil bir iktidarla yönetiliyoruz; hem de adını "ileri demokrasi" koyarak.
"Ankara'nın taşına bak / Şu feleğin (faşizmin) işine bak!"
Saygıyla anıyorum. Unutmadık, unutmayacağız, unutturamayacaklar!..

engin abiden ricamız var
biz site görevlilerini bir hafta sonu çaba toplantı salonunda toplayabilirse bizde sorunlarımızı paylaşmak istiyoruz  kamuoyuna karşı.