Yazılanları okudukça ve çevreyide görünce çayyolu Büyükşehir belediyesi ile Yenimahalle Belediyesi abi kardeş paylaşımıyla gözlerimizin önünde imar planlarında bugüne kadar görülmedik şekilde emsal artırarak ve yeşil alanlarımızı birilerine rant için vererek beldemizi yaşanılmaz hale sokmaya iki kardeş devam ediyor abi söylüyor kardeş yapıyor itiraz yok buna ne kadar daha göz yumacağız hiç değilse yeşil alanlarımıza ve gereğinden fazla emsal artışlarına tepki gösterelim. saygılarımla

gördüğüm tablo

estetik duygusu karın doyurmaz
bu reklam panoları  yeni imzalanan toplu sözleşmenin kaynaklarıdır

Angora -20 yi gördü...

Sn. Gürsel Tekin nasıl İstanbul Büyükşehir belediyesi başkanlığına adaysa, ben de Önümüzdeki belediye seçimlerinde Yenimahalle belediye başkanlığına adayım...zamanı gelince adımı ve ekibimi açıklayacağım...

Analar neler doğuruyor,,,,

Umudunuzu kaybetmeyin....

"Bu kar boran, yaz'a döner
Acılar tükenir, biter
Sil gözünü ağlama, yeter
Sana gelen, bana gelsin
Kadan ben alım"

Her gecenin bir sabahı vardır..

En büyük güç halkın gücüdür!...

Hadise: Meyve veren ağaç hep taşlanır

Bugün alacatlı tarafınan gelip Gordion'a gittim ve eski semt birimi karşısındaki parkı ve devamındaki kavşaktaki parkı çok yakından gördüm.

Hakikaten şaşırdım. o çirkin reklam panoları bir virüs gibi çevrelemiş park alanlarını.

Hani o dünya kadınlar günü için belediyece dikilen anıt (beğenin beğenmeyin) görünmez olmuş.

Acaba bu panoyu koyanların, panonun arkasında,  manevi anlamda bunu kapattıklarından haberleri var mı?

Eski semt biriminin karşısındaki parkta yol kenarına yakın insanların oturup istirahat etmeleri için yapılmış bir kameriyenin önü de panoyla kapatılmış..

Çok garip bir durum. sanki koca semt birileri reklam yapsın diye amade olmuş.  vah, vah, vah...yazıklar olsun!

Son söz; gördüğüm tablo, bir daha bu kadroya oy vermemem için yeterli nedendir. Bu kadar söylüyorum. Çok ciddi ve kararlıyım. Seçimler geldiğinde bu yönde propaganda yapmazsam da namerdim.

Aslında bu da yetmez..bunlar hakkında çevreyi katlettikleri için çayyolu halkınca suç duyurusunda bulunmak gerekir düşüncesindeyim.

Kent yönetmeyi bilmeyenlerin, estetik kaygısı olmayanların, hangi parti mensubu olursa olsun  yönetimde olmaması, hatta uzak durması gerektiğine inanıyorum...

VEHİM’ E GEREK YOK !   (2)

Zira, bilindiği kadarıyla inşaat izni verme ve denetleme yetkisi onlardadır.
O halde bu cami inşaatını, bir ele geçirme operasyonu olarak değerlendirmek, ona inşaat ruhsatı verenleri ve imar planına itiraz etmeyenleri de bu operasyona ortak etmek değil midir?
Bu kadar Vehim’e gerek yoktur!
Caminin yapıldığı bölge konut bölgesidir. Orada, İlkokul vardır, kreş yapılmaktadır, cami de olur, eğlence mekanı da..
Önemli olan bunların, planlara ve ilgili mevzuata uygun yapılıp yapılmadığıdır. Önce buna bakılıp, hangi yapı uygun değilse, mevzuata aykırıysa ona karşı çıkılmalıdır.
Hal böyle olunca, bir bölgede, konutlar, usulsüz olarak ardı ardına iş yerine dönüştürülürken, park alanları talan ve tahrip edilirken seyirci kalınıp, cami yapılırken bölgeye sahip çıkmaya kalkanların samimi olduğuna inanmak ne yazık ki, çok güçtür.
Çünkü esasen mesele, cami, okul, eğlence mekanı yapılmasına değil, dokunun rant uğruna gelişigüzel tahrip edilmesine tepki gösterilmesi olmalıdır.

                          ***

VEHİM’ E GEREK YOK !  (1)

Yalçın Bayer’in Hürriyet Ankara ekindeki  köşesinde 01.02.2012 tarihinde M.A. rumuzuyla yayımlanan ve adeta bu işin otoritesi konuşuyormuş ve bir sır ifşa ediliyormuş üslubuyla kaleme alınmış olan “Cami Yapma İşinin Aslı Şudur” başlıklı yazıda, bu konuda aynı köşede daha önce 26.01.2012 tarihinde Dr. O. D. rumuzuyla yayımlanmış olan yazıdan farklı bir şey söylenmiyor.
Her iki yazının ana fikrini, bölgenin “dinci gruplarca ele geçirilmesi”, “baskı oluşturulması” kaygısı oluşturuyor.
M. A. rumuzlu yazıda, bu “ele geçirmenin” parçası olarak gösterilen, cami yaptırma işinin, imar planlarında değişiklik tasarrufu onlarda olduğu için, özellikle “Büyükşehir Belediyeleriyle el ele yürütüldüğü” belirtiliyor.
Ancak 1/5000 lik planlar Büyükşehir belediyelerince yapılsa da bunların uygulanmasına ilişkin 1/1000 lik planların İlçe Belediyelerince yapıldığından söz edilmiyor.
Oysa ki bu, yazıya konu olan cami inşaatı açısından çok önemli.
Çünkü, Çayyolu bölgesinde yetkili olan ilçe belediyesi, Büyükşehir belediyesi ile aynı partiden değil.
Eğer bu cami bir imar değişikliği sonucunda yapılıyorsa, ki öyle değil, yerel belediye uygun bulmuyorsa imar değişikliğine pekala itiraz edebilir. Ki, bu itirazı, askı süresi içinde değişikliğe itirazı olan semt sakinleri veya sivil toplum kuruluşları da yapabilir.
Ancak böyle bir süreç yaşanmamıştır.
Cami inşaatı, gecekondu gibi kaçak olarak başlamadığına göre, mutlaka bir ruhsatı vardır ve bu da yerel ilçe belediyesi tarafından verilmiş olmalıdır.
                          ./..

İşin aslı diye yazan semtdaşımıza sormak lazım;

uzaklara gitmeye gerek yok, belediyenin parkların etrafına çekmeye başladığı, parkları görünmez kılan reklam panolarına, cayyolum.com da fotosu  yayınlanmış olan çöp rezaletine karşı tek kelime ettin mi?

Yoksa senin meselen, belediye ne yaparsa yapsın ona iyi deyip alkış tutmak, bunu yapmayıp dik duranları, gördüğü yanlışlıklar medenice dile getirenleri suçlamak mı?

iyi de herkes senin gibi olmak zorunda mı?

ÇAYYOLU'NA SAHİP ÇIKMAK NASIL BİR ŞEYDİR?

İkamet ettiğimiz Beldeye sahip çıkmalı mıyız? Evet çıkmalıyız diyorsanız lütfen şöyle etrafınızda neler oluyor, bize sormadan kimler neler yapıyor? Seçtiklerimizin yaptıkları işleri denetliyor muyuz? Sorgulamalı mıyız?

Lütfen düşüncelerinizi paylaşın!!!
                            *****

Başarmak zordur, Kolaya kaçarsan sonuç basitleşir. Unutma, Yokuş aşağı inmek kolaydır ama manzara tepeden seyredilir.