Haberler


Üzülme site yöneticisi arkadaş
  • Yorumlar: 0
  • 14 Mart 2006 23:56
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 1997
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Üzülme site yöneticisi arkadaş

0 0

Siteyi oluşturan konutların önündeki vaha, ticaret merkezi yapılacağı söyleniyordu. Ancak bu alanda 100 kadar form tutmuş ağaç bulunmaktaydı. Site sakinleri bu ağaçlara yıllarca çocukları gibi bakmış ve büyütmüşlerdi. Yaşlılar, bu ağaçların altındaki kanepelere oturur soluklanırlardı...

Ama alan planlarda “ticaret merkezi” görünüyordu.
Müteahhit geldi, "ağaçlarınızı alın" dedi. Tüm site hareketlendi. Kimden, nasıl yardım alacaklarını, ağaçları nereye nakledeceklerini bile bilemiyorlardı. Üstüne üstlük on gün sonra alanın geleceğiyle ilgili bilirkişi durum saptaması yapacaktı. Serinkanlılıkla beklemeyi yeğlediler. 

Onlar beklerken, müteahhit kepçeleri, dozerleri, kamyonları ile dayandı alana... Site sakinlerinin hepsi heyecanla dışarı fırladılar. Müteahhidi ikna etmeye çalıştılar. "Bir on gün daha bekleyemez misiniz?" diye yalvardılar. Sonuçta, o alandaki yüz ağaç da "can"dı. Sitedekiler yıllarca çocukları gibi bakmışlardı bu ağaçlara... Üstelik bu ağaçlar usulüne uygun olarak sökülüp nakledildikleri takdirde yaşama şansları artabilirdi. Bunları anlatmaya çalıştılar karşılarındakilere... 

Sonra belediyeciler geldi, "Ellerinde ruhsatları var, bir şey yapamayız" diye dönüp gittiler.

Ardından jandarma geldi. Yapılan ya da yapılacak olan her şey kitabına uygundu, karakollarına döndüler...

Ormancılar geldiğinde müteahhidin operasyonu bitmek üzereydi. Çevredekilerin şaşkın bakışları arasında müteahhit, alanı kaybetme kuşkusuyla yapacağını yapmış, ortalığı talan etmişti. Ormancılar da tutanaklarını tutup gittiler...

Sökülen ağaçlar sitenin sağına soluna sözüm ona dikildi, ancak hiçbiri tutmadı. Kısa sürede soldu gitti. Zaten ormancılar tutanaklarına bir daha dikilemeyecek şekilde sökülmüş, tahrip edilmiş notunu düşmüşlerdi.

On gün sonra bilirkişi geldiğinde iş bitmiş, temel açılmış, müteahhit bir hayli yol almıştı. Gelenlere durumu anlattık.

Ardından yargı süreci başladı. İnşaat durdu. Üzerinden de koca bir on ay geçti.

Sonra bir gün inşaatın yeniden başladığını gördük, elbette üzüldük. 

Daha sonra site yöneticisi uğradı. Çok üzgündü. Müteahhit tazminat davası açmıştı...

Biz de zaman zaman aynı durumda kalmıştık. Onlar "mal" derdindeydi. Bizse doğanın bir parçası "can" peşindeydik. Mahkemeye verilen taraf olmuştuk... 

Oraya ticaret merkezi yapıp, rant peşinde koşanlar olacak...

Üstelik çok hoyratça da davranabilirler bu olayda olduğu gibi, sizi haksız duruma da düşürebilirler... 

Onların tüm dertleri paradır. "Bizi geciktirdiniz, şu kadar kâr edecektik. Sizin yüzünüzden zarar ettik!" de diyebilirler. 

Belki yargı onları haklı da bulabilir...
Ama çevresine, doğasına, semtine sahip çıkan birileri de olacak elbette...
Çevreciler çoğaldıkça, çevreciler örgütlendikçe, çevreciler cesaretlendikçe, diğerleri göreceksiniz azalacak, un ufak olup yok olacak...

Yarın oraya bir ticaret merkezi dikecekler... Bizi bekleyecekler alışveriş için... 
Gidecek miyiz?

Bu talana pirim verecek miyiz?
İşte bu noktayı çok çok iyi düşünmeli, çok iyi değerlendirmeliyiz... Çevremizde böyle yerler mantar gibi çoğalmaya başladı. 

İşte bir açıdan Çayyolu niçin ilçe olmalı sorusunun yanıtı burada yatıyor. Elbette Çayyolu ilçe olsaydı böyle olmayacaktı ve ilçe olunca da bazı şeyler kurcalanacak kuşkusuz...

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.