Haberler


Diş Hekimliğinde İmplantlar
  • Yorumlar: 0
  • 02 Eylül 2005 19:23
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 2039
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Diş Hekimliğinde İmplantlar

0 0

Estetik İmplantolojide Geçici Restorasyonlar Günümüzde koruyucu dişhekimliğinde büyük ilerlemeler olmasına karşın erken ve geç dönemde görülen diş kayıplarının önüne geçilememekte..Kişilerin kendine olan güvenini büyük ölçüde azaltan dişsizlik ağız fonksiyonlarının en önemlisi olan çiğneme ve konuşma fonksiyonlarını azaltan bir durum. Bilindiği üzere diş kayıpları sonucu ortaya çıkan tedavi yöntemleri ve uygun protez çalışmaları ile büyük ölçüde düzeltilebilmekte. Ancak bu uygulamalar istenen sonucu elde etmede kimi zaman yetersiz kalabilmekte.. Özellikle protezlerin tutuculuğunun çok azaldığı durumlar dişsiz hastaların ve diş hekimlerinin en sık karşılaştığı sorunlardır. Bu sorunun çözümünde tek alternatif olarak ortaya çıkan implant bilimi konusunda araştırıcıların gösterdiği çabalar oldukça önem taşımaktadır. Bu bilgiler doğrultusunda implant tanımını kısaca şöyle yapabiliriz; İmplantlar kaybedilen dişin yerini alan sabit veya hareketli protezlerde desteklik sağlamak amacıyla kemik içine veya üzerine yerleştirilen biyolojik olarak uyumlu biyofonksiyonel apareylerdir.Günümüzde değişik dizaynda birçok implant doku dostu titanyumdan yapılmaktadır. 

 

Diş hekimliğinde implant uygulanımlarındaki başarı dğrudan yetrli kemik desteğinin bulunduğu dişsiz bölgeye doğru implant tipinin doğru şekilde uygulanmış olması ile ilintilidir. Günümüzde kemik desteğinin artırılmasına yönelik olarak çeşitli biyomateryallerin uygulanımı ile gerçekleştirilen tedavi yöntemlerinden de faydalanılmaktadır. Diğer bir başarı kriteri implant materyali ile dişlerin üzerinde oturduğu alveol kamiği adını verdiğimiz kemik yapının arada bağ dokusu olmaksızın birebir örtüşmesi anlamına gelen osteoentegrasyonun 
tam olarak sağlanabilmesidir. Bunun için kemik içi implantların uygulanımını takiben alt ve üst çene kemiğinin yapısal özelliklerine bağlı olarak 3 ila 6 aylık implanta kuvvet uygulanmaması gereken bir süreye ihtiyaç vardır. Bu süre sonunda kemik içinde yerleşmiş bulunan implant vidası üzerine kesik diş formu şeklindeki üst yapı yerleştirerek geleneksel yöntemlerle protez yapım aşamaları sırasıyla gerçekleştirilmektedir. Klinik diş hekimliğinde osteointegrasyon, implant çevresindeki doku cevabının kemik doku şeklinde olması, implant materyalinin doku dostu olması, uygulanan cerrahi tekniğin kemik dokuyu irrite etmemesi ve iyileşme ve yeni kemik oluşumu evresinde implanta kuvvet uygulanmaması ile ilintilidir.İmplant uygulanımı gerek cerrahi fazda olsun, gerekse uygun restorasyon için labaratuar aşamasında olsun, mutlaka profesyonel bir takım oyununu gerektirir. Yani özellikle böyle bir takımın kurulmuş olması gerekir. Bununla beraber implantın yerleştirillmesi sonrası 3 ila 6 ay gerektirebilen iyileşme periyodu içerisinde hastaların pek çoğu sosyal imajları ve günlük fonksiyonlarını kaybetme korkusu duymaktadır.Bu sebeple hastalara bu süreç içerisinde stabil, stresten uzak, fonksiyonel ve estetik geçici restorasyonlar yapılmaktadır

Günümüzde dental implantların diş hekimliğinde kullanımlarının ve yaygınlaşmasının rutin hale gelmesiyle birlikte geçici protetik restorasyonların rolü çarpıcı bir biçimde değişmiştir. Her ne kadar implant uygulamasından önce uzun bir süre dişsiz kalınmış olsa da her zaman alışılmış soru diş doktorlarına yöneltilmektedir: "İmplantlar çene kemiğimle bütünleşene kadar dişsiz mi kalacağım?" Toplum içinde dişsiz veya yapay olduğu çok belirgin geçici dişlerle gezmek genellikle rahatsız edici bir durum olduğundan fonksiyonel ve estetik geçici protezler yapılmalıdır.
Resim1. İmplant yerleştirimi sonrası yumuşak doku profili
Resim 2 ve 3. Yumuşak dokunun geçici hareketli protezle restorasyonu
Resim 4. İyileşme periyodu sırasında yapılan başka bir geçici hareketli protez.
İmplant uygulanmasının gerçekleştirilmesinin düşünüldüğü adaylarda belli değerlendirmelerin mutlak doğru olarak yapılmış olma zorunluluğu vardır. Bunun için;
1-Hasta bilgilerinin tam ve doğru kaydedilmesi,
2-Yeterli ve dikkatli bir klinik muayenenin yapılmış olması,
3-Radyografik tetkiklerin yapılmış olması gerekir.Bunun için tüm ağız görüntüsünün elde edildiği panoromik radyografilere gereksinim vardır. Daha detaylı analizler için de kemiği üç boyutlu olarak izlemeyi olanaklı kılan tomografik tetkiklerden de yararlanılmaktadır.
4- Parafonksiyonel alışkanlıklar tedavi edilmiş olmalıdır.
5- Çiğnemeye dair uyumsuzluk ya da patolojiler düzeltilerek implant yerleştirilmesi öncesi ideal şeklini almış olmalıdır.
6-Dişe, dişi çevreleyen destek dokulara ait ve cerrahi olarak gerekli tüm tedavi fazlarının tamamlanmış, en son ağzın implant kullanımına hazır hale getirildiği durumun sağlanmış olması gerekir.
7-Adaylara ağız hijyeni eğitimi verilmeli ve buna bağlı hijyenin idamesine ilişkin prensipler mutlaka uygulanıyor olmalıdır.

 

Baş, boyun, çene, yüz bölgesi insan mekanizmasının temel bölgeleri olunca, doğal olarak implant adaylarının tıbbi yönden de değerlendirilmeleri kaçınılmaz olmaktadır. Aslında bunu yalnızca implant hastalarına özgü bir yaklaşım olarak kabul etmeyip, detaylı bir sağlık sorgulamasının yapılması, diş hekimi-hasta kooperasyonu açısından önemli olacaktır. Bu konuda özenli davranılması, öncelikli dikkat edilmesi gereken hasta gruplarını belirleyecek olursak;

 

1-Kardiyovasküler sisteme ait sorunları olan bireyler
2-Kanser hastaları
3-Solunum sistemi hastalıkları
4-Böbrek ve üriner sistem hastalıkları
5-Sinir sistemi hastalıkları
6-Endokrin sistem hastalıkları
7-Kan hastalıkları
8-Deri ve mukoz membran hastalıkları 

Bu yukarıda sayılı hastalıklara sahip bireylerde mutlak ilgili hekim ile konsültasyona gidilmeli, implant cerrahisine ilişkin yaklaşımlar bu çerçevede değerlendirilmelidir.

Otörler kemik içi implantların başarı kriterlerini şu şekilde bildirmişlerdir.

1-İmplant klinik olarak test edildiğinde hareketsiz olmalı,
2- Radyografik olarak değerlendirildiğide implant çevresine ait patoloji göstermemeli,
3-İmplantın kullanıldığı ilk yıldan sonraki yıllık kemik kaybı 0.2 mm. Den az olmalıdır.
4-Kalıcı ağrı, enfeksiyon , nekroz, parestezi veya alt çene sinirine ait kanalın ihlali olmamalıdır.
5- Beş yıllık gözlem periyodu sonunda %85'lik, ve 10 yıllık bir gözlem periyodu sonunda %80'lik bir başarı oranı bildirilmiş olmalıdır.
Sonuç olarak kemik içi titanyum implantların başarısında, implant materyalinin yapısı, biyouyumluluğu, implantın uygulanma tekniği, iyileşme süresice yük bindirilmemesi, ideal ağız hijyeninin sağlanması ve zamanında ideal şartlarda protetik restorasyonun planlanması gibi faktörlerin rolü unutulmamalıdır. İdeal şartlarda uygulanan kemik içi titenyum implantların dişi çevreleyen destek dokularca ters doku reaksiyonu olmaksızın kabul edildiğini ve başarıyla uygulandığını söylemek mümkündür.Günümüzde de devam eden çalışmalar ve elde edilen gelişmeler implant sistemlerin güvenle uygulanmasını sağlamaktadır. Ayrıca geçici restorasyon yapımı implant tedavisinde önemli bir klinik safhadır ve cerrahi işlemden önceki aşamada dikkatle tasarlanmalıdır.Hastaların beklentilerini karşılayan ve başarılı osteoentegre implant sonuçlarını destekleyen uygun teknik konusunda karar vermek hekimin sorumluluğudur. 

Sanıldığının tam tersine, implant uygulamalarındaki başarı alın yazısı, kader ya da bir şans oyunu değil, sadece doğru bir tedavi planlaması, yeterli kemik desteği olan bölgeye doğru implant tipinin doğru şekilde uygulandığı bir seçim sorunudur...Beklemekten daha çok, elde edilerek kazanılır....

Sevgiyle kalın
Dr. Deniz Kaynak

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.