Gorion AVM'nin yanıbaşına kondurulan Gökdelen Kondu;

Bu Binalar neyin karşılığı yapıldı biliyorsunuz. Yani elini verince kolunu da kaptırırısın derler ya, Kocaman bir AVM dere yatağına nasıl kondu. Tabii ki yüzlerce daire karşılığında.  Bu daireleri bile satamadılar , doluluk oranı %25 civarında.
Yani gözümüzün önünde Dere yatağına Metro'nun üzerine Kocaman AVM'yi kondurdular ve karşılığında daireler verdiler.
Ama nasıl?Gökdelen gibi daireler yaparak. Kafkas sitesinin de güneşini engellediler, resmen dağ yüksekliğinde apartmanlar kondurdular. Bu Villada oturanlardan bir tanesi de çıkıp neler oluyor demediler.

Neyse nasılsa Eskişehir yoluna MATHATTIN yapıyorlar ya bunlar hava  ve civa aslında yoğunluk artacak;ne yollar, ne su, ne elektirik ne de LAĞIM tesisatı yetecek, sonunda (pis) sular etrafımızı basacak ama o zaman iş işten geçmiş olacaktır. Bu suların altına yoğunluğu artıranlar kalacak...

sağlık köşesi :

bizim söylemek istediğimizi tam ifade edemediğimiz anlaşıldı söyle ki sağlık ocaklarıyla ilgilenen dernek mensupları sadece  hasta haklarını değil sağlık ocağında çalışan personelin  saba kavaltısı , beş çayı gibi
çayın yanında atıştıracağı  unlu mamuller  kafeteryası olmasını istemektedir

çap 'a üye derneklerin tüzüklerine gidip bakın
iddia ediyorum noktasına virgülüne kadar aynıdır 
diye tahmin ediyorum

siz nasıl olmasını hayal ederdiniz ki

zamanında  sayın sabancı ile sayın boyner  farklı birşeyler söyledi diye adamları  neredeyse linç edeceklerdi


ama ne yazık ki o zaman öyle davrananlar şimdi  o  söylenenlerden daha fazlasını hiç çekinmeden söyleyebiliyorlar
daha henüz söyleyemediklerinede  susmakla yetiniyorlar

yani bizim gibi üçüncü dünya ülkelerinde oryantal-izm devam ettikce partilerinde derneklerinde
tüzükleri aynen aynı olur

genelde ziyaredci defterinde pekde şirket reklamlarına yer verilmiyor ama ben çayyolum.com'un dergisinde de
reklamlarını yayınlandığını gördüğüm ve zaten bu nedenle gidip kendilerinden bilgilerde aldığım ve kartuşlarımı  kızılaydaki fiyatlardan farksız değiştirdikleri için ve kendilerini güvenilir bulduğum için bizim köydeki arda bilgiyara  teşekkür ederim / ederiz.

YORUMSUZ

PLatforma Üye dernekler;

Atatürkçü Düşünce Der.
Beysukent Yaşlılara Saygı Der.
Çankaya Yaşlılara Saygı Der.
Çayyolu Yaşlılara saygı Der.
Konutkent Yaşlılara Saygı Der.
Çağdaş Eğitime Destek Der.
Çayyolu sağlık ve Sosyal Tesisleri Yaptırma Yaşatma Der.
Çayyolu Musiki Cemiyeti.
Konutkent Musiki Der.
Ümitköy Musiki Der.
Çayyolu Halk Müziği Der.
Çayyolu Elek. Many. Kirlilikten Korun. Der.
Tüketici hakları der.
Tüm Emekli Subaylar Der.
İ Azmi Beğen Cami Yaptırma Der.
Türk Üniversiteli Kadınlar Der.
Türk Cerrahi Der.
Çay. Tenis Spor Kulübü Der.
58. Böl. Okul Aile Birliği.
Çay. Doğ Hay.ve Hay. Koruma Der.
Temad Temsilciliği
Omirilik Felçlileri Der.
Angora Evleri Sos Day Der.
Çay. Spor Klübü Der.
Çay Der.
Turkuvaz vadisi kal Der.
Kadın Bil.Pro.Paylaşım Mer.Der.
Gelibolu Der.

Platform Yönetim Kurulu;

Başkan; İlhan TEZEL,                       
Çayyolu Yaşlılara Saygı Derneği Başkanı.
Genel Sekreter; Dilek MAYBEK, Konutkent Yaşlılara Saygı Derneği Başkanı. (Doğ.Hayt.Hayv.Kor.Der.)
Başkan Yardımcısı, Nursel GÜNDÜZ Beysukent Yaşlılara Saygı Derneği Başkanı.
Başkan Yardımcısı Nuray YERLİTAŞ, Çankaya Yaşlılara Saygı Derneği Başkanı.
Genel Sek.Yar.cısı Nilüfer EMİNOĞLU Tüketici Hakları Derneği
Nuran KEPENEK,Üye  Dernek başkanı değil.
Salih OĞUZ, Üye Sağ.veSos.Tesis Yaptırma ve Yaşatma Der. Baş.
Ramazan ÖNGÖRE, Üye Çay.Elektro. Manye. Kirlilikten. Korunma. Der. Başkanı.
Yıldırım YILMAZOĞLU,Üye Omurilik Felç Der Başk.
Tülay YILMAZ,Üye Dernek başkanı değil.

Bilgi;07.10.2011 itibariyle Platform sit.

EĞRİSİ, DOĞRUSU!..(1)
Voltaire’in ünlü sözünü anımsatmakla başlamak istiyorum.
“Fikirlerinize katılmıyorum ama onları özgürce savunabilmeniz için hayatımı feda etmeye hazırım.”
Bu söz,özellikle günümüz Türkiye’sinde çok daha derin bir mana ifade ediyor.
Çünkü,ne yazık ki,düşünce ve ifade özgürlüğünden yana olduklarını,bu özgürlük üzerinde baskı olduğunu söyleyenler bile,farklı görüşlere tahammül etmekte zorlanıyor,eleştiriye hoş görüyle bakmıyorlar.
Dün,Çayyolu’nda yayımlanan iki derginin,bölgede yeni bir örgütlenmeye ihtiyacı var mealindeki yazılarından hareketle yazdığım,mevcut derneklerin hiç birisinin Tüzüklerinde belirtilen amaçlar itibariyle,bölgenin gelişme dinamiğine ayak uydurarak,bir çok sorunun ve doku bozulmasına nedeni olan imar konuları ile gürültü ve trafik anarşisi sorunlarıyla mücadele edecek bir yapılarının olmadığı,bu nedenle,yeni örgüte, birleştirici,“merkezi” ve “yerel” yönetime “bağımlı” olmaması koşuluyla,ihtiyaç olduğuna katıldığımı belirtmiş,birkaç örnekle mevcut derneklerin etkin olmadıklarını yazmıştım.
Bugün,bu konuda olumlu,olumsuz çok sayıda tepki aldım.
Olumluları geçiyorum.
Olumsuz tepkiler,genellikle Çayyolu Platformu çatısı altındaki derneklerin başkan veya üyelerinden geldi.
Bu da beklenen ve normal bir durumdu.
Ancak,bunlardan bazılarında haklılık payı yok değildi.
Platform ve derneklerin,tüzükleri itibariyle,Çayyolu’nun bu günkü sorunlarıyla mücadele için yetersiz olduklarını belirtirken,maksadı aşmasak da meramımızı tam anlatamadığımız ifadeler olmuştu.Bunlardan birisi,Sağ. ve Sos.Tesisler yaptırma ve yaşatma derneği
./.

EĞRİSİ; DOĞRUSU (3)

rahatsız olduklarını ifade ettiler ki, buna katılmamız mümkün değildi.
İlk yazımızda kullandığımız kelimeyle tekrar vurgulamak gerekirse, belediyece tahsisi edilen odalarda cüzi bir kirayla ikamet eden platformun, Çayyolu’ndaki bir çok kişide olduğu gibi ben de bıraktığı “İZLENİM” de maalesef buydu.
Çünkü, İmar planları sıkça değiştirilip, Çayyolu’nun dokusu hızla bozulurken, yoğunluklar artırılırken, konutlar işyeri yapılıp ardından bar ve gazino olmalarına ruhsat verilirken, yarattıkları trafik anarşisi ve gürültü tacizine göz yumulurken, park kenarlarına kondurulan büfeler ile bu alanların kirlenmesine ve alkol mekanı olmalarına yol açılırken, bozuk yollar ve kaldırımlarla insanları bezdirirken kaldırım işgalleri her geçen gün artarken tek kelime etmezken, birkaç kültürel etkinliği faaliyet sayanların, Çayyolu halkı gözünde başka bir izlenim bırakması mümkün değildi.
İşte yeni bir örgütlenme de “birleştirici” ve gerek “merkezi” ve gerekse “yerel” yönetimlere “bağımlı” olmamak koşuluyla bu nedenle ihtiyaç haline gelmişti.
Bu görüşlere katılmamaları çok normaldi,  onlar için her şey çok da iyi gidiyor olabilirdi. Lakin onların katılmaması, görüşlerimizi belirtmemize engel olamazdı, olmamalıydı.
Bu düşünce ve ifade özgürlüğünün bir gereğiydi.
Yapıcı olduğu sürece, ki bizim eleştirilerimiz böyleydi, eleştirilere kızmak yerine ders çıkartmayı bilmek en doğrusu olurdu.

                       ****

EĞRİSİ; DOĞRUSU (2)

diğeri de Tüketici Hakları Derneğiyle ilgiliydi.
Yazımızda söylemeye çalıştığımız, üniversitelere ait polikliniklerin kurulması yanında,
mevcut sağlık politikalarının bir sonucu olarak, bölgede her gün yeni bir özel sağlık kuruluşu açılırken ve böyle bir dernekleşmeye gerek olup olmadığı ve mevcut derneğin hastane veya poliklinik çapında bir “tesis” yaptığının “bilinmediğiydi.”Çünkü, bizim tesisten anladığımız buydu.
Derneğin Sn. Başkanı, Salih OĞUZ bey, Çayyolu’nun ilk yerleşiminden bu yana, “Sağlık Ocaklarının” yapılmasında, yetkili kuruluşlar ile yapım için gerekli olan arsa veya finansmanı bağışlayanları bir araya getirmekten, resmi merciler nezdinde bölgenin sorunlarını anlatmaktan tutun, Kızılay’a kan bağışı yapılmasına kadar çeşitli etkinlikleri olduğunu anlattı.
Ortada bir yanlış anlama olduğu, bizim söylemek istediğimizi tam ifade edemediğimiz anlaşıldı.
Kendilerine bu güne kadar ki hizmetleri için teşekkür ederken, bundan sonraki uğraşlarında da başarılar dileyerek ayrıldık.
Tüketici hakları derneği için “yetkisiz” derken, mağdur tüketicilerin için yol gösterici olmanın ötesinde, herhangi bir resmi girişim noktası olmadığı belirtilmek istenmişti. Ki, aslında bu durum bütün şubeler için geçerli olup, yetkilerin,Onur İş Hanında mukim Genel merkezde toplanmasından kaynaklanıyordu.
Bunun dışında, bazı platform yöneticisi arkadaşlarımız,“Yenimahalle Belediyesinin çok cüzi bir kirayla ek binada tahsis ettiği odalarda toplanmasının getirdiği “bağımlılık” ile bu “bağımlılıktan” etkilendiği izlenimi veren Platform’un,” ifadelerinden
./..

Evet Çayyolu’nun sil baştan, yeniden örgütlenmeye ihtiyacı var.
Ne var ki bu örgütlenme, bir amacı gerçekleştirmek adına yapılmalı. Nedir o amaç; bölge dokusunun korunması, bölgenin önüne bir hedef konulması ki bu mutlaka Çayyolu’nun ilçe olmasıdır.
Bölge acımasız bir şekilde tahrip edilmektedir. Yapılaşma yoğunluklarının Çayyolu’nda 5 kat artırıldığını artık sağır sultan bile duymuş bulunmaktadır. Bu noktada, Büyükşehir Belediyesi ile Yenimahalle Belediyesi’nin artık işbirliği yaptığını da bilmeyen yoktur, yapılanlar zaten onu göstermektedir.
Bu birliktelik, yapılması düşünülen bu oluşum, eğer belediye himayesinde yapılacaksa, yapılmasın bir kenarda dursun! Tamamiyle belediyeye yaslanan naylon bir oluşum yaratılmış olur. Bu durumda bölgedeki yağma ve talan maskelenerek, daha da artacaktır.
Biraz acı oldu, ama gerçek maalesef budur. Ek bina içinden çıkacak ve orada yuvalanacak birliktelikte ben kendi adıma Engin Uç’un zaten yer almayacağını çok iyi biliyorum ve söylüyorum.

Parasız eğitim istemek suç ve hapis cezası

masum vatandaşı öldürmek,
molotof kokteyl atmak,
ormanları yakmak suç değil.

onlara özerklik
ya hepberaber bu adaletsizliğe
haykıracağız
yada susup kaderimize razı olup
sıramızı bekliyeceğiz