Van depremlerinden sonra etekleri tutuşan bürokrat ve siyasiler hemen her ilde deprem komisyonları oluşturup çalışmaya başlamak istiyorlar. Bu sebeple de geçen hafta Ankara valisi başkanlığında bir toplantı yapıldı. Bu toplantı sonucunda Ankara’nın depremselliği ve deprem strateji planı hazırlanması için bir komisyon kurularak çalışmalara başlanması kararlaştırıldı. Bu komisyonda Melih GökçeK'in olması beni ürküttü. Çünkü yakında Semtlerin yıkılması söz konusu olabilir. Örneğin daha önceleri bataklık olan ve Atatürk tarafından kurutulan AOÇ (Gazi Mahallesi) depremde en riskli bölge sayılırsa hiç şaşırmayın. Ankaralılar hazırlıklı olun deprem bahanesine Ankara'nın merkezleri yıkılmaya başlayabilir.

Bizim City
  [[ cayyolu koyu ]]



çayyolu köyü göç alarak  uydu bir köy olmaya
hazırlanıyo ...


ULA Dursin bu ney iştir da
bizum milled köyden kente inerken
başkent Ankara 
bizim köye göç ediyor !!!

pazarın getirdikleri :

çayyolu organik pazarına teşrif eden organik ürün pazarlayan  esnaflar fiytları makul bir seviyeye çekmzlerse burda zor iş yaparlar  hatta yeni mah. belediyesi başkanlığı  onları resmi yolardan reklam etse bile ...

örneğin , bir gün önce  çayyolu nun notmal pazarında; 
ege nin dağ köylrinden  getirilldiğini nir tüketici olarak birebir  bildiğimiz
soğuk sıkma bannalık naturel zeytinyağını
bir litresini 10 liradan alırken
organik pazarda süslü püslü şişelere doldurulduğu için  
kilosı 75 liraya neden bir litre zeytin yağı
daha doğrusu zeytinyağının şişesini yiyeyim
değil mi arkadaş ..

Abdullah Bey

Çok doğru yazmışsınız...
İnanın şöyle akşam olunca haberleri seyretmek, haber programlarını uykusuz geceler boyu seyretmek güzeldi ...
Şimdi Haber program yapan kaldı mı? TV. Haberleri seyretmek çin işkencesi zaten Hükümet ne derse onu tasdik ve destekleyen programlar yapılıyor, muhalefet partileri bile kendi içlerinde kavgalı, suskun ve çaresiz, öyle gündem oluşturuluyor ki 70 yıllık defterleri karıştırıp sunuyorlar ki ondan sonra kuyuya atılan taşı çıkartabilene aşk olsun.
Bizler sanal gündemlerle oyalanırken adamlar istediği kararı , Kanunu, KHK'yi hiç kimseye danışmadan çıkartıyorlar. Muhalefet partileri bile komisyonda biz bu kararlara nasıl imza atmışız diye alık alık birbirlerine sorarlarken "ATI ALAN ÜSKÜDAR" 'ı geçiyor....
Şimdi bakın etrafınızda hükümetin her yaptığına AFERİN demeyecek yanlışları kamuoyunun önüne sunacak kaç tane TV Kanalı kaldı = HİÇ , Kaç tane Gazete kaldı=HİÇ Kaç Tane İnternet sitesi var= HİÇ
SADECE YÜREKLİ BASIN YAYIN ORGANI OLARAK;
(Ulusal Kanal) (Cumhuriyet ve Sözcü gazeteleri)                    (internet sitesi olarak da=www.İlkkursun.com )

Kime ne anlatıyoruz ki? Tuzu kurulara mı?

Seçimden bu yana ne televizyon, ne de gazete takip etmiyorum. Televizyonlar dizilerle doldu ve haberler yandaş oldu. Uğur Dündar işi bıraktığından beri haberleride izlemiyorum. Zaten kala kala bir tek Ulusal kanal kaldı. Gazetelerden de kala kala Sözcü ve Cumhuriyet. Ama geçenlerde çayyolu hakkında birşeyler ararken sitenizle karşılaştım ve cesaretli yayınınızı görünce sizleri taktir ettim. Sitenin arkasındaki kişinin Engin Uç olamsı, sitenize güvenimi birkez daha arttırdı. Çayyolu çok şanslısınız. Bizlerin Ulusal kanalımız, Cumhuriyet ve Sözcü gazetemi var. Sizlerin bunlara artı birde cayyolum.comunuz var.

çayyolu'nda kadına yönelik şiddet varmış gibi iddialarla gündem yapmak  yersiz ve tahakküm içeren bir durum dur; çünkü esas ve esastan olarak çayyolu ' nda anılan işlem tersine işlemekte  fakat erkekliğe toz konturtmak istemeyen çayyolu erkeği bunu kimselere çıtlatamamaktadır ....

burcu sitesinin önünde diz çökmüş elektirik direği enerji SA nın ellerinden öper  !!

Duman Messajları :

Sevgili okuyucu, doğruyu söyleyeceğim. Doğru prim yaptığından değil meyyalim böyle.
Ben açıklık bir arazi bulup, çalı çırpı tutuşturup, eski bir battaniyeyi feda edip bu dumanla mesajlaşma mevzusunun görsellerinden ekmek yemeyi umuyordum. Bir iki geyik ile harmanlayıp şahane paketleyecektim mevzuyu. Ancak n’oldu sevgili okuyucu? Olmadı. Öncelikle, koca memlekette açıklık arazi niteliğinde bir toprak parçası bulamadım. Evimin yakınlarında kocaman arazisi olan bir okul var, gidip onun bir köşesinde ateş yaksam, hademeyi görüyorum, süpürgesinin sapını biliyorum, olmayacak. Issız inşaat köşelerinde yakmak her yönden tehlikeli. Hem adam gibi bir açı bulup olayı görüntülemek de zor, ışık yetersiz. Sağında solunda, uzağında yakınında bir ev bulunmayan, ateş yaktığında, “halohoov, napıyon lan dürzü” deyip, jandarmayı itfaiyeyi aramayacak birinin olmadığı tek bir toprak parçası bulamadım. Dağa çıksam daha fena, orman bekçilerine pompalı vermişler son yangınlardan sonra. N’oldu, elde eski battaniye kaldık öyle. İki dakikalık bir ateş yakıp "eski chp nin  güneyden saldırıya geçtikleri" mesajını gönderemedik karşı dağlara. Yaktık adamların başını. Böyle böyle bitti işte Kızılderililer.



Netice itibariyle iş başa düştü. Yaza yaza, kanırta kanırta işlemek durumunda kaldım sözkonusu duman mesajları konusunu.


Duman ile mesajlaşmanın, herkesin bir cep telefonu sahibi olduğu ve 15 yaşındaki bir gencin bile “eskiden cep telefonu olmadan nasıl haberleşiyormuşuz lan biz” diye geyik yaptığı günümüzde sadece karikatürlere konu olması o

Caz Aleminden Duyuru  :



"Kapadokya Caz Günleri, doğanın ve tarihin bir araya gelip yarattığı nefes kesici bir coğrafyayı caz ile doldurmak için 2010 yılında hayata geçti. Yedi gün süren konserler ve söyleşiler büyük ilgiyle, sevgiyle, heyecanla karşılandı ve cesaret verici bir başarı yakaladı.

Canla başla çalışan bir ekip, samimi desteklerini esirgemeyen müzisyenler, kişi ve kurumlar sayesinde yoluna devam eden Kapadokya Caz Günleri, 30 Kasım - 4 Aralık 2011 tarihleri arasında gerçekleşecek.

2. Kapadokya Caz Günleri’nin programı yine caz ve getirdikleri ile dolu. Özellikle ortaokul ve lise öğrencilerini caz ile tanıştırmayı amaçlayan “Gençler için Caz” projesi, ekip için büyük önem taşıyor.

Tüm etkinliklerin ücretsiz ve herkese açık olduğu Kapadokya Caz Günleri’ne tüm cazseverleri bekliyoruz. Sanatı destekliyoruz; üreten, icra eden, farklı kültürlerden ve bakış açılarından özgün kesitler sunan yaratıcı insanların değerini biliyoruz.

Müziği hayatımızdan eksik etmeyelim."

cayyolum. com.un peri kızları ve peri bacaları
varmısınız  bir kere daha kapadokya ' ya

Olmaz Böyle Şey!

Yazıklar olsun AKP, Yazıklar olsun CHP, Yazıklar olsun MHP. Yüce Türk Ulusu , size umut bağlamış, oy vermiş tüm vatandaşlarımız ülkenin birlik ve bütünlüğünü sağlama, Cumhuriyetimizi ileri ülkeler seviyesine getirme yerine ülkenin huzursuzluklarla çalkalanıp, üniter yapısını tehlikeye sokma yolunda elbirliği içinde, aymazlıklar denizinde debelenip duruyorsunuz. Her gün yüce ulusumun vicdanını sızlatacak bir konuyu kaşımakta başı çekiyor ve bundan zevk alıyorsunuz. Ülkem işsizlik içinde kıvranırken hiç vicdanınız sızlamadan yurt dışından doktor, öğretmen, polis, hatta memur ithal etme kararları alıyosunuz! Ülkenin tüm varlıklarını hiç bir sakınca görmeden satıyosunuz! Ve siz, milletin vekilleri, Allah aşkına dümüra mı uğradınız? Yaptığınız yemini o kürsüden iner inmez hemen mi unuttunuz? Hangi partiye mensup olursanız olun, siz önce bu vatanı korumakla görevli değilmisiniz?

Şimdi de Dersim Olayını dilinize doladınız! O dönemde o yörenin başı çeken vatan hainleri bu ülkenin birliğine ve Cumhuriyetine baş kaldırmış, Ulu Önder Atatürk de, hainliğe çanak tutmamış, kanayan yarayı anında ve gerektiği gibi tedavi etmiştir. Bu  isyankarların neresindeki itibarını iade edip, hangi nedenle özür dileyeceğiz? Bunu yapmaya cesaret edecek kim olursa olsun bu milletin lanetinden kurtulamayacaktır! Ey yöneticiler! Parti liderleri, Milletin vekilleri! Aklınızı başınıza alın! Kendinize gelin! Bunun adı demokrası olamaz! En demokratik bildiğimiz ülkelere gidin ve görün! Ülkelerini nasıl koruyorlar! Bakın ve utanın!