29.12.2010 tarihinde de yazmıştım....

ÇAYYOLU BİR GÜN İLÇE OLACAKTIR.

Evet biz Çayyolular olarak birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmezsek, Çayyolu'nu İlçe falan da yapmazlar, lütfen çocuklarınıza bırakacağınız en güzel miras ikamet etmekte olduğumuz beldedir. Bölgenizin gelişmesini, hizmetlerin ayağınıza getirilmesini istemez misiniz ?
İşte tam da bu fırsatlar önümüzde iken lütfen el birliği ile her yerde ve ortamda Çayyolu'nun ilçe olması için kulis faaliyetlerine yapalım.
İnanın Milletvekillerinin çoğu demiyorum! tamamı Çayyolu bölgesinde ikamet ediyor, bizler istersek ve burada ikamet edenler de bizleri desteklerse seçimlerden önce bu iş olur.
Susmayın etrafınıza buranın neden ilçe yapılması gerektiğini anlatın yoğun bir kulis yapın, yapın ki daha iyi hizmet alalım, beldemiz güzelleşsin, modernleşsin.

Ben inanıyorum "ÇAYYOLU bir gün mutlaka ilçe olacaktır."


29 Aralık 2010 tarihinde bu sayfalarda yazmıştım...

KOR-SAN! KİTAP

Evet Kor- san! alırlar neden alınmasın ki fiyatı cazip...

Hürriyet Ankara ekinde Başkentte korsan kitap operasyonu haber yapılmış, korsan kitaplar ele geçirilmiş evet çok doğru bir operasyon ama bataklığı kurutmadıktan sonra ne yaparsan yap! gidin Kızılay'da sakarya caddesine , olgunlara burada Kaçak basım, korsan kitap yerlerinin adresini herkes biliyor. Gizli yerleri bilen emniyet burada korsan kitap yazıldığını bilmiyor mu? sanıyorsunuz!
Şimdi burada satış serbest olacak ve sen bunların matbaasını basacaksın. Adama gülerler sen bataklığı kurutmazsan sinekler hiçbir zaman oradan ayrılmayacaktır. Arz ve talep meselesi bu...
Sen arz'ı kesmezsen buna talep her zaman olacaktır. Burada "kazanan" bir takım karanlık kişiler ve karanlıkta iş yapan görevliler olacak, kaybeden ise;  vergisinden vazgeçmiş olan bizler ve bu kitapları yazan yazarlar olacaktır....

HÜKÜMET METROYU DEVRALDI YA!

"Batıkent " ve Çayyolu rahatlayacak!

Metro-Muz hakkında artık bol bol konuşulur bakın Yenimahalle belediyemiz ne söylemiş bu konuda;

Dünya’nın gelişmiş ülkelerinde ulaşımın çoğunlukla raylı sistem ile sağlandığının altını çizen Yaşar,”Çağdaşlığın ölçüsü raylı sistemli ulaşımdır. Günümüzde raylı sistemlerle vatandaşların zamanlarının büyük çoğunluğunu trafikte geçirmelerinin önüne geçildiği gibi doğaya zarar vermeyen bir ulaşım sistemi de kullanılmaktadır. Bizim de raylı sistemle ulaşımı sağlamamız Başkent trafiğine nefes aldıracak” dedi.

Yaşar, Ankara’nın gözde yerleşim yerleri olan Batıkent ve Çayyolu’nda metro ulaşımının başlamasıyla birlikte büyük bir rahatlama olacağını söyledi. Yaşar, “Çayyolu ve Batıkent sürekli genişleyen ve gelişen bölgelerimiz. Halen yapılaşma devam ediyor. Nüfus yoğunluğu giderek artıyor. Toplu taşıma araçları yetersiz kalıyor ve bize de yetkimiz dahilinde olmamasına rağmen bu konuda çok fazla talep geliyor.Metronun tamamlanacak olması o bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızı büyük ölçüde rahatlatacak.İstanbul ve Eskişehir Yolu’ndaki trafik yoğunluğunun da azalacağını düşünüyorum. Hemşerilerime hayırlı olsun” diye konuştu.

HAYIRLI OLSUN TABİİ! HATTA HAYIRLARA VESİLE OLSUN!!!

Bir Kere de sadece Çayyolunun Metrosunu konuşalım dile getirelim konuyu canlı tutalım ;
"Araya"1997 yılından bu yana Metro'su olan ve Şehir merkezine bizden daha yakın olan Batıkent metrosunu katmasanız olmuyor!, Çayyolu'nun nesine gerek Metro! nasılsa her evde 2 araba var değil mi? Bu zihniyeti değiştirmek için şimdiye kadar kim ne konuştu?

YASALAR KİŞİYE ÖZEL OLMAZ   (2)

Peki ortada soruşturulması gereken bir fiil varsa, başbakandan izin isteme mecburiyeti getirilmesi neyi değiştirecek?

O fiil, yok mu sayılacak?

Bundan önce haklarında özel yetkili savcılarca işlem yapılan benzer görevlilerin durumu ne olacak?.

Genel Kurmay Başkanı, kuvvet komutanları sorgulanırken, izin alınması gerekliliğinin akıllara bile gelmemiş olması, hatta yargılanmalarının Yüce Divan da olmasına bile karşı çıkılması nasıl izah edilecek?.

Bütün bu sorular, bir kısım kamu görevlisi hakkında özel yetkili savcılılarca da olsa doğrudan soruşturma açmasında sakınca görülüyorsa, bunun, kişiye özel olmayacak şekilde belirli esaslara oturtulması, yasal düzenlemenin buna göre yapılması gereğini ortaya koyuyor.

Bu da aslında sorunun, memurlar hakkında soruşturma yapılmasını belirli esaslara ve izinlere bağlayan mülga, Memurin Muhakematı Yasası ile bu yasanın yerini doldurmak için çıkartılan Memurların Yargılanmasına Dair Yasada değil, bu yasalar bir ayrıcalık ve bir lüks olarak değerlendirilip, Ceza Muhakemeleri Usulü Yasasında özel düzenlemeler yapılarak, memurların korunmasına ilişkin yasaların işlevsiz kılınmasından kaynaklandığının da görülmesi gerekiyor. 

                              ***

YASALAR KİŞİYE ÖZEL OLMAZ   (1)

Kişiye göre yasa çıkarılmaz ama gelin görün ki, bu iş bizim ülkemizde sıradan bir uygulama olmaya doğru gidiyor.
Cumhurbaşkanının seçilmesine ilişkin esasları belirleyen yasaya eklenen maddelerle görev süresinin 7 yıl olduğu belirleniyor..
Şike soruşturması bitip, davası başlamak üzereyken şike yasası çıkartılıp, ceza süreleri indiriliyor..
Şimdi de savcı MİT müsteşarını şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırınca, Ceza Muhakemeleri Usulü Yasasında değişik yapma yoluna gidiliyor..

Hukukun gereklerine değil, günü kurtarmaya yönelik bir düzenleme daha yapılacak.

MİT müsteşarıyla ilgili yasa değişikliği tasarısı en ilginci; usul yasasının 250. maddesine "MİT mensuplarının veya özel bir görevi ifa etmek üzere Başbakan tarafından görevlendirilen kişilerin;görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlar sebebiyle haklarında soruşturma yapılması Başbakanın iznine bağlıdır" hükmü eklenecek ve birden bire, savcılık başbakandan izin istemek durumunda kalacak.

Yasa değişikliğine kadar gidildiğine göre, büyük olasılıkla başbakan da soruşturma için izin vermeyecek.

MİT müsteşarının ifadeye çağırılmasına esas olan fiil, MİT müsteşarı olmadan önce,başbakanlık müsteşarıyken işlenmiş olduğundan,değişiklik tasarısına "MİT mensupları" ifadesinin konulması yeterli olmayacağı için, " Özel bir görevi ifa etmek üzere başbakan tarafından görevlendirilen " ifadesi de yerleştirilecek.
                    ./..

Geçen günlerde bir Cumhuriyet Ankara ekine konuşan, Yenimahalle belediye başkanı Fethi Yaşar’ın, Çayyolu’nun ilçe olması küçülmek demek, kaynağın küçülmesi demek diyerek, Çayyolu’nun ilçe olması konusunda olumsuz görüş belirten başkana karşı Çayyolu halkı çok farklı düşünüyor. Çayyolu için canla başla çalışan yazarlardan, Mehmet Gürer’in Çayyolu’nun ilçe olunca ne denli büyüyeceğini, nelerin Çayyolu’na geleceğini açıkladığı yazısını yayınlıyoruz.

ÇAYYOLU İLÇE OLACAKTIR




Başka yolu yok, mutlaka ilçe olmak gerekiyor, biz bu yola baş koyduk, günlerce yazılar çizdik, Hepsi boşuna bir kalemde silip attılar.

Çayyolunda bir anket yapın bakalım ne çıkacak? Çayyolu,Ümitköy,Beysukent,Türkkonut,Yaşamkent bu kadar devasa bir yüzölçüm, nüfus ve lüks kentleşmenin önünde durmak ve İlçe yapılmasına karşı çıkmak mantıksız bir söylemdir.

Şimdi oturduğunuz sitelere bakın güvenliğe ayırdığınız parayı hesap edin bakalım, kim istemez güvenlik personelinin fazla olmasını neden sadece Polis noktasıyla mı sağlanacak güvenliğimiz. İlçemizde güvenliğin artırılmasını ve Emniyet müdürlüğü gelsin istemez misiniz?



İlçe olmanın Çayyolu’na neler getireceğini biliyor musunuz?;

1. Kaymakamımız olacak,

2. Bize ait bir Belediyemiz olacak, Çayyolu Belediye Başkanı olac

10.02.2012 Hürriyet Ahmet Hakan,

"Ne Zaman Mutsuz Olurum

-BİLDİKLERİMİ yazamayınca...
-"Korktu da sustu" imajı verdiğim hissine kapılıca...
-Büyük umutlarla karşısına geçtiğim filmin hayal kırıklığı yaramasıyla...
-Dört dörtlük planlanmış bir arkadaşlık buluşmasında ortaya çıkan devasa ahenksizliğe...
-Kendisinden yiğitçe bir çıkış beklediğim birinin susmayı tercih ettiğini görünce..."

Diyor, katılmamak elde değil...

Ben de bir kaç küçük cümle daha ilave ediyorum;

-DÜŞÜNCELERİMİ özgürce ifade etmem yadırganınca...
-Her fırsatta demokrat olduğunu söyleyenler, eleştiri karşısında baskıcı olduklarında...
-Çevresinde olup bitenlere duyarsız kalanların sosyal faaliyetlerde bulunmaya çalıştıklarını görünce...
-İlkelerden çok, kişilerin adamı olanlar siyaset yaptığında...

Tabi, bu cümleler daha da çoğaltılabilir.
İsteyen ilave edebilir...

BU SABAH , HAWA MUHALEFETİ SEBEBİ İLE BİZİM BÜFEYE EMEK GEÇ GELİNCE  SİTENİN SAKİNLERİ KIYAMETİ KOPARDI !

yeni mahallenin cüsseli baraj kamyonlarının önüne takılan hidrolik  kepçeler , 

sözde kar küremek gayesi ile çıktıkları pistde
aynen defileye çıkan (çıt  kırıldım ) mankenler gibi sadece seçmene gövde gösterişi yapıyorlar


karlar düşer
düşer düşer
ben bakarım

cayyolum. com.

her sabah
yeniden başlayan  a ş k  aşk ...