-
6 nı çizmek
cayyolu bültenine konu olan erkek muhtalarımızdan birinin kendi muhtarlık ofisinin önünde
erkek muhtarların belediyece ilgilenilmeyip düştükleri durumdan yakınma haberini üzülerek okuyunca aklıma bir soru geldi : illa ki çayyolun 'da önemli koltuklara yükselebilmek veya torpil almak için kadınmı olmak gerekmektedir
bu hafta yine her sene her sene olduğu gibi 8 mart kadın gününde bir taraftan toplumdaki maço egemen erkekler kadınlar tarafından silkelenip tozları alınırken diğer taraftanda kızım sana söylüyom gelinim sen anla hesabı
bu eylemlerle post modern kent soylu erkeklerede göz göz dağı verilecktir
kentlerde bilhassa çayyolu' muzda lokalde olsun kahvede olsun kendine taş fırın erkek süsü veren bir çok komşumuzun site görevlilerimizim merdivenlerde temizlik yaparken kapılarda işitip yönetimle paylaştıklarından çoğunun aslında iç işleri bakanlarının huzurunda huzurlar kaçmasın diye esas duruşta durduklarını zaman zaman duyuyoruz
fazla söze gerek yok bakın platforfun tepe yönetimine ana menü bayaz saçlı gelenekcilerin elinde yıllardır
inin biraz aşağı hale arkadaşınız değilmiydi bu topraklarda ta albaylığa kadar yükselip daha sonra tığ genarelliğe yükselip encümente gönderilen şimdide öğreniyoruz ki muhtarınız haleye ikincibir muhtarlık makamı inşa edilmiş tabi bu aradada bilinmeyen (!) odaklardanda çayyolu na boyuna semt bitimine tayin edilen semt sorumlusu erkeklerin başarılı olamadığı haberleri pompalanıyor boyuna
kadınların kadınlar gününü destekliyoruz ancak erkekleri tahhakküm altına almadan olursa daha şık olur
Tarih: 05 Mart 2012 11:09 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Zihni Sinir Procelerim;
-Başkente Saat Kuleleri-
Gökçek, Ankara’da saat kuleleri yapma planları olduğunu da ifade ederek, şunları söyledi:
"Ankara önümüzdeki iki sene içerisinde, saat kulelerinin dünyadaki en çok olduğu kent haline gelecek. Minimum 50 tane hatta 100 tane. Bu saat kulelerinin iki tane işlevi olacak. Bir kısımı tarihi saat kuleleri olarak ortaya çıkacak. bir kısmı da ’Tema saat kuleleri’ olacak. Mesela yurt dışında görmüşsünüzdür. Saat başına bir de bakarsınız ki bazı balerinler çıkar dans eder, dolaşır içeri girer. Bunu zihninizde bir fikir olsun diye söyledim. Bizim de mesela şimdi yapılıyor ihalesini de yapmak üzereyiz, seğmenler çıkıp her saat
başı dans edecek, ve içeri girecek. Ama çok daha orijinal fikirler var. Bu orjinal fikirlerle her tarafta saat olacak ve insanlar diyecekler ki gidelim Ankara’ndaki saat kulelerini gezelim diyecekler"
Tarih: 05 Mart 2012 00:03 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Çizgiyi Korumak (2)
Çizgiyi korumak, sürdürmek özveri, dürüstlük gerektiriyorsa, bu özveri ve dürüstlük gösterilmelidir. Büyük hayaller ya da çıkar beklentileriyle çizgiyi saptırmak büyük yıkımlara neden olabilir. Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma; aşırı aç gözlü olma, her şeyi yitirirsin gibi uyarılar boşuna yapılmamıştır. Uzun deneyimler, gözlemler sonucu bu sonuçlara varılmıştır.
Yaşam boyu bir çizginiz oluşmuşsa, o çizgiyi korumak, varlığı sürdürmek açısından akılcı bir tutumdur.
Bu çercevede cayyolum.com çizgisini hep korumuştur.
Saygılarımla
Mehmet Kumrul
Tarih: 04 Mart 2012 23:09 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Çizgiyi Korumak (1)
Her kişinin, kurumun, kuruluşun daha özele indirgeyelim her siyasal partinin, gazetenin, yayın organının bir çizgisi, bir kimliği olmalı, o çizgi ve kimliği ile ünlenmelidir. Değişim sürecinin yaşandığı bir dönemde çizgiyi korumak, sürdürmek pek akıllıca gelmeyebilir. Esnekleşelim, hatta çizgiyi saptıralım, zikzaklar da çizelim önerileri de yapılabilir.
Çizgiyi, kimliği korumak yalnız etik açıdan değil, uzun sürede ayakta kalmak, varlığı korumak, saygınlık kazanmak açısından da akıllıca bir tutumdur. Kaypak, kısa vadeli çıkar hesaplarının ağır bastığı, etik kuralların bir yana itildiği bir ortamda, çizgiyi korumanın kuşkusuz bir maliyeti vardır. Bu maliyet, kişiyseniz en azından dışlanma, siyasal parti iseniz iktidara gelememe, oy arttıramama, yayın organı iseniz tiraj kazanamama, hatta tiraj yitirme, ekonomik bir kuruluş iseniz rekabette geri sıralara düşme olabilir. Bu maliyetlere katlanmamak için esnekleşmenin, çizgiyi yitirmenin, ödün vermenin belli çevrelere yanaşmaya çalışmanın, uzun vadede maliyeti çok daha ağır olur. Güveni, saygınlığı, kimliği ve sonuçta varlığı yitirme riski oluşur. Günümüzde varlığını korumuş, ayakta kalmış siyasal partilere, yayın organlarına, bilim adamlarına, yazarlara, hukukçulara, iktisatçılara bakıldığında hepsinin çizgilerini korumuş oldukları görülür. Benzetme yerinde ise kısa sürede parlayan, kayan, kaybolan bir yıldız olmak yerine, daha az gözlenen, daha az parlak, ama yeri belli durağan bir yıldız olmak daha iyidir.
./.
Tarih: 04 Mart 2012 23:06 Ekleyen: Beğenme: 0
-
"Birisi", hızını alamamış ek bina medya grup ziyaretçi defterine şunu yazmış:
"Ruh hastaları sitre gerisinden saldırıyor. Korkularından isimlerini bile açıklayamıyorlar. Yürekleri yok"
Büyük olasılıkla bu defterde belediyeye yönelik yapılan eleştirlere tahammül edemeyerek bunu yazıyor.
Savunucu ya, doğal refleksiyle savunuyor. Buna kendini mecbur hissediyor. Nedense?
O defter fazla okunmadığı için buraya taşıdım ve Çayyolu insanının, arkadaşların seviyelerini görmesini istedim.
Ayrıca,
o kelime sitre değil, sutre veya (sütre) olacak. bu bir.
başkalarına korkularından isimlerini bile açıklayamıyorlar diye laf atmaya kalkan birisi önce kendi ismini yazacak bu da iki.
Eee, kolay değil tabi kaybetmenin ruh hali, herşey beklenir.
Tarih: 04 Mart 2012 22:53 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Başarının anahtarını bilmem ama başarısızlığın anahtarı herkesi memnun etmeye çalışmaktır.
Zamanında açıklamaktan kaçındığımız gerçeklerin her zaman bizi arkamızdan vurmak gibi bir huyu vardır.
İnsanlar kafanızdan geçenleri okuyamayacaklarına göre, ne istediğinizi onlara siz söylemek zorundasınız.
6 tane sadık hizmetkârım vardır.
(Bütün bildiklerimi onlar öğretti.)
İsimleri; ne, niçin, ne zaman, nasıl, nerede ve
kimdir.
Güzel sözleri severim.
İnsana "Bunları biliyordum, ancak ne kadar güzel ifade edilmiş!" hissi yaratıyor.
Ben de eklemek istedim.
Saygılarımla
Tarih: 04 Mart 2012 22:53 Ekleyen: Beğenme: 0
-
DOST
Yapmayın ne olur, bu sayfalarda Gökçek ve büyükşehir belediyesi az mı eleştirildi.
Ne demek şimdi, büyükşehir olunca dut yemiş bülbüle dönmek, buraya yazı yazan mangal gibi yürek sahipleri, Gökçekten korkacak mı, yoksa AKP li mi? neden dut yemiş bülbüle dönülsün.
Çayyolunda oturup da indi bindi yasağını, ulaşım sıkıntısı, metronun yıllardır bitmemesi, gordion denilen heyulanın dikilmesi, ana caddelere bakım yapılmaması, asfaltlanmaması, hülasa kendilerine oy çıkmıyor diye üvey evlat muamelesi yapılmasını bilmeyen ve bunların hangi zihniyetden kaynaklandığını bilmeyen var mı?
Bunları herkes biliyor, konuşuyor ve yazıyor.
Burada Çayyolu halkını isyan ettiren, kendi oy verdiği belediyenin de büyükşehirle kol kola hareket edip, yoğunlukları artırması, dokuyu tahrip etmesi ve eleştirilere kulak tıkamasıdır.
AKP li Duyar bile çayyolu kendi partisinden olmadığı için bir iş yaparken daha temkinli davranır, Çayyolunu tamamen karşısına almaktansa kazanmak için uğraşır, eleştirileri dikkate alırdı.
Şimdi öyle mi ? değil.
Çayyolu nasıl olsa bizden kimse ses çıkartmaz denilerek istenildiği gibi, hiç bir eleştiri ve uyarıyı dikakte alınmadan hareket ediliyor.
Sorgulayan, vergilerinin karşılığını görmek isteyen insanların karşı çıktığı budur.
Bu sesleri, öyle büyükşehire gelince dut yemiş bülbüle dönüyorlar diye susturamaz, Çayyyolunun gören, düşünen, yazan insanlarını da kendilerini arzın merkezi sanıyorlar diye küçümseyerek sindiremezsiniz. Belediyenin yerilmesini değil de övülmesini istiyorsanız,hata ve eksiklerini söyleyiniz, çünkü dost acı söyler, hataları örtmez.
Tarih: 04 Mart 2012 20:30 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Büyükşehir yada Gökçek söz konusu olunca DUT YEMİŞ BÜLBÜL ler.
Yenimahalle ye gelince üzüm yemek yerine bağcı dövmek moda çayyolunda, kendini arzın merkezi sananlar burada, yakın gelecekte ne büyüğünde ne küçüğünde mumla aransa bulunmayacak CHP
Tarih: 04 Mart 2012 18:33 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Açıklama,
Kongre haberinin görmezden gelinmesi derken, Manşetten verilmeyişini ve sonucun hala bildirilmeyişini kastediyoruz. Aday açıklanırken manşetten verilen haberin, seçim bitince yine manşetten verilmesi gerekmez mi? sonuç daha önemli değil mi?
Tarih: 04 Mart 2012 18:32 Ekleyen: Beğenme: 0
-
kongre haberini sanki dün vermişler gibi, dün, bu hafta, bu ay çok okunanlar diye bir köşeye sıkıştırmışlar. sonuç verilmeden hem de.
gören, gördü.
Tarih: 04 Mart 2012 18:32 Ekleyen: Beğenme: 0