park cad. bim 'in önünden daha sık otobüs geçmesi isteğimizi yetkililere duyurrur musunuz

Sayın Kemal Ertuğrul;

Konutkent dolmuş durağındaki çukur kapatılmış, kutluyorum.

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN.

YAKILANLAR KÜÇÜK KARDEŞLERİMDİ, ŞİMDİ BİRİ ABLAM, BİRİ AĞABEYİM (2)

Şarkılar yetmiyor, yazıları kendimiz yazıp kendimiz okuyoruz.

En güzel yaşlarını yaktığımız kardeşlerim...

Sizlere selam olsun...

(*) Menekşe Kaya ve Koray Kaya kardeşler 2 Temmuz 1993 günü Sivas’ta Madımak Oteli’nde katledilen canların en gençleriydi. Öldüklerinde Menekşe 16, Koray 12 yaşındaydı.



Güvenç Dağüstün

guvenc@guvencdagustun.com.tr

YAKILANLAR KÜÇÜK KARDEŞLERİMDİ, ŞİMDİ BİRİ ABLAM, BİRİ AĞABEYİM (1)

Kardeşim Menekşe’yi yaktıklarında 16 yaşındaydı.

Benden bir yaş büyüktü.

Kardeşim Koray’ı yaktıklarında 12 yaşındaydı.

Üç yaş küçüktü benden.

Bugün ben Menekşe’den 17 yaş, Koray’dan 21 yaş büyüğüm.

Kardeşlerimin yaşları Sivas’ta duman oldu 2 Temmuz 1993 günü. Semah ile kayboldu onlar boşluğun karanlığında...

Seneye 20. yılı olacak bu utancın: “Sivas Katliamı”nın!

7 gün sonra Sivas Katliamı failleri hakkında açılan dava zaman aşımına uğruyor.

Katiller dışarıda! Katillere göz yumuluyor! Katiller geziyor aramızda!

İktidar partisi bugün “İnsanlık suçlarında zaman aşımına hayır” yasa teklifini reddetti.

3 – 5 gün önce “gazeteci”, “yazar” Nazlı Ilıcak bana Twitter’da “benim bildiğim, failler hapiste” dedi...

Bu akıl tutulmasını içindeki şuursuz canlıya uzun uzun anlattık; Zeynep Altıok, Canan Kaftancıoğlu ve ben... Aynı mecra üzerimnden.

Bu şuursuz iki gün sonra tekrar ve bu sefer televizyonda tekrarladı bize de söylediğini: “katiller hapiste!”

Boşa konuşmuşuz...

Karşımızda yüreği beton olmuş bir canlı olduğunu unutmuşuz...

“İnsanlık suçlarında zaman aşımı olmaz” diyemeyen iktidar partisi insanlık suçu işliyor!

Yukarıda adı geçen “gazeteci”, “yazar” açık açık, utanmadan yazarken Temel Karamollaoğlu ile yanyana oturup ettiği sohbeti, yüzü kızarmıyor!

Kardeşim Menekşe ve Koray,

20 yıla yakındır biz utanıyoruz, bizim yüzümüz kızarıyor.

Bir pisliğin içine batmışız, üstümüz başımız leş.

Ciğerlerimiz kükürt kokuyor, gözlerimizden kan damlıyor.

   ./.

DEMOKRAT OLMAK!..     (2)

Yenimahalle belediye başkanı Sn. Fethi Yaşar' a yönelik saldırıların da bu yaklaşımla değerlendirilip, kınanmalıdır.

Sn. Başkan'ın icraatlarını, tutumunu, politikasını beğenip, beğenmemek, eleştirmek başka iştir, ona saldırmak, şiddet uygulamaya kalkmak başka  iştir.

Eleştirmek, ne kadar demokratik bir hakkın kullanılmasıysa, şiddete yönelmek de o kadar demokrasiyi katletmektir.

Şiddet bumerang gibidir, onu meşru görüp, sırtını sıvazlarsanız bir gün mutlaka size dönecektir.
Fırtına biçmek istemeyen, rüzgar ekmemelidir.

Bu bağlamda, Sn. Başkan Fethi Yaşar’ a yapılanları kınamak ve geçmiş olsun  demek, demokrat olmanın gereğidir.

                              ***

DEMOKRAT OLMAK!..     (1)

Demokrat olduğunu iddia edenler, bunu iddia veya söylem olmaktan öteye taşıyıp, eylem haline dönüştürmediği sürece gerçek demokrat olmazlar.

Demokrat olanlar, düşünce ve fikir özgürlüğünü olduğu kadar bunları ifade etme özgürlüğünü de sonuna kadar savunur ve uygularlar.

Bu özgürlükleri, sadece kendileri için değil, farklı düşünenler için de savunur, onların kendilerin ifade etmelerin için gereken hoşgörü ortamını yaratırlar.

Voltaire' in ifadesiyle, "Düşüncelerine katılmıyorum ama, düşüncelerini özgürce ifade etmen için canımı bile veririm" derler.

Bunu gönülden söyleyebilenlerin dünyasında şiddet yoktur. Zira, olması eşyanın tabiatına aykırıdır.

Düşüncelerin fikirlerin, özgürce ifade edilebildiği bir yerde şiddet olabilir mi? Elbette olamaz.

Şiddetin, bırakın demokrat olmayı insanın olduğu yerde olmaması gerekir. Esas olan budur.

Dolayısıyla, CHP' nin  kurultaylarının da, Yenimahalle İlçe Kongresinde yaşanan olayların da bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir.

Kargaşa çıkartanlar şunlardı, bunlardı diyerek, olayların sorumluluğu başkalarına yüklemeye kalkmak olayın özünü gözden kaçırmak olur.

Çünkü burada önemli olan, bu ülkede demokrat olma konusunda en önde olması gerekenlerin partisi CHP’nin kongrelerinde olaylara kimlerin, hangi grupların neden olduğu değil, şiddete dönük olayların yaşanmış olmasıdır.

O halde yapılması gereken, sorumluluğu ona buna atmak değil, kargaşayı kimler çıkarttıysa, "kol kırılır yen içinde kalır" bunlar bizden demeden" onları kınamaktır.

                          ./..

OYAK 4’ün ulaşım sıkıntısı
127 numaralı otobüs OYAK 4’ün önünden geçiyor ancak, sık olarak geçmediğinden burada oturanlar yürüyerek aşağıya 126 numaralı otobüse binmeye çalışıyor. Madem ki aynı güzergah üzerinde 126 numaranın da OYAK 4 Sitesi’nin içinden geçmesi burada oturan insanları rahatlatacaktır.
Bunun kışı var, yazı var; tepeden aşağı inme normal bir insan için on dakika sürüyor. İniş bir yana bir de bu işin çıkışı var. Yaşlısı, bebek bekleyeni, hastası, yorgunu için inanın bu kadar yolu, hele yokuşu tırmanmak çok zor oluyor.

Allah aşkına sadece açma-kapama bedeli ile mi soygun yapılıyor?!.

- Bu Tüketici dernekleri neden elektriğin gerçek maliyeti ile ilgilenmez!.. Santraller tam kapasite ile çalışsa, elektriğin maliyetinin ne kadar düşebileceği ile ilgilenmezler... Enerji bedeli düşerse, TRT payı da üzerindeki vergiler de zaten düşecek, faturalar ödenebilir halde olacaktır.

- Karadeniz'de dereler işgal ediliyor. HES'ler yapılıyor ve yapılacak... Hangisine kapasitesinin %10 fazlasına üretim izni verilecek ki?!. Verilmeyecek!.. Tüketici dernekleri gerçekten tüketiciyi korumak istiyorlarsa enerji uzmanlarıyla çalışarak, gerçeği görsünler... Sadece sonuçlardan yola çıkılarak tüketici koruyuculuğu yapılmaz!..

- Örneğin sebze!.. Üreticiden 10 kuruşa çıkarken, nakiyeler, fireler aracı karları dahil edilmiş haliyle soframıza 5 liraya ulaştığı oluyor. Ya da üreticiler 20 kuruşa satabilmek için ürünü telef ediyor... Ama derneklerin bildiği veya uğraşabildiği % 1 veya 8 lik KDV...

Fethi Başkan, ben çayyolu'nda oturan bir kişiyim. Hergün çocuğumu Konutkent İlköğretim okuluna götürüp getiriyorum. Altan Günalp sitesinden çıktıkdan sonra Okula kadar sayısıs çukurla karşılaşıyorum. aynen dönerkende bir o kadar çukurla karşılaşıp kulaklarınızı çınlarıyorum. Hele Konutkent sevgi sitesinden sonra ki dolmuş duraklarının olduğu yerdeki çukur yüzünden geçenlerde bir bayan sürücü ani hareketi yüzünden bir çocuğa çarpıyordu.

Artık bu olayın önemini kavrayın ve bir an önce el atın.

Artık işlerinizde hafiflemiştir, seçimler bitti.

Seçimlerde kazandınız kazanamadınız, ama artık bizi kaybetmeyin.