1 Nolu DUYURU !

Birileri epeydir sanki biz durumu çakmazmışı gibi 
çayyolu platformunu önce  şeffaf bir seçime zorlayıp ardındanda oluşturdukları lobilerle gönüllerinden geçen aday adayları için  resmen lobicilik yapıyorlar


yani mesele  şeffaflıktan ziyade koltuğa kimin oturacağıdır

ama bendeniz  öncelikle bu konun altını kırmızı çizgilerle çizmek isterim ki
sizlerin  koltuğa yakıştırıp  demize atmaya çalıştığınız  sayın sayın  çap ın hala onursal başkanıdır ve işin sizin göremediğiniz tarafıda onursal başkan mertebesine kadar yükselmiş bir zat-ı muhtemelin  tekrar  oradaki eski koltuğuna iteklenmesi tarafımızcada mümkün görülmemektedir

ve buna sonuna kadar karıyız kenanın dediği gibi herkes rütbesini bilecek bilecek

olur olur ama
böylesi ancak masallarda olur!

çap ın seçimleri 
amerikan seçimleri gibi
dar bölge 
iki turlu
hakim huzurunda
internet üzerinen 
hem şeffaf
hemde post modern
olsun

M.T.Turhan Böyle güzel bir vasiyeti bulup yayınladığınız için teşekkürler bu devirde ilaç gibi geldi;

                                  VASİYET

Evlâtlarım, hayatımda size her zaman söylediğim baba nasihatini bir daha tekrarlıyorum: Şöhreti, serveti, huzuru, şeref ve haysiyetinizle değişmeyiniz. İkbal için kimseye boyun eğmeyiniz. Namuslu ve hür olmanın zevki ölçüsüzdür. Hayatta korkaklar ezilir, kendinizi ezdirmeyiniz. Namuslu, hür ve cesur ve azimkâr olunuz. Hele gülünç olmayınız, iğrenç olmayınız. Kimse size acımaya lüzum görmesin, kimsenin merhametine muhtaç olmayınız. Milletinizi, vatanınızı ve bütün insanları seviniz. Alîcenap ve şefkatli olunuz. Hayatınızı koruyunuz; hayat pek kıymetli bir vedîadır. Ama şeref ve haysiyetinizi korumak için gerektiğinde her fedakârlığa hazırlıklı olunuz.

           İşte evlâtlarım, size babanızın bir nasihati, ebedî sizde kalacak bir yadigârı

             ORD. PROF.DR MAZHAR OSMAN USMAN

Platform yöneticilerine birkaç şey sorup ögrenmek istiyorum.Platform dergisi ticari bir dergimi?Yoksa bir derneğin dergisimi?Ticari bir dergiyse gelirlerinden dolayı vergi veriyormu bu dergi sahiplari?Yoksa vergi vermiyorlarmı?eger dernek adına bir dergiyse hangi derneğin dergisi?Bu dernek aldığı bu reklam gelirlerini nasıl topluyor?bildiğim kadarıyla bir yayın çıkarırsanız ve bu dergiye reklam alırsanız ticari bir faliyet yapmış olursunuz.Bununda vergisi olur.Bu vergide derginin sahiplerine çıkar.İster dernek dergisi olun,ister şahısların dergisi olsun mutlaka kazancınız üzerinden vergi vermeniz zorundasınız.Sadece bizde bir dernek kursak ve dergi çıkarsak acaba vergiden muaf olurmuyuz onu da ögrenmek istiyorum.Dergiye reklam geliri aldıgımızda bu ticari faliyet olurmu? Çünkü bizde birkaç dernek kurup bir de platform kurup dergi çıkarmak istiyoruz.Bize yardımcı olurmusunuz? platform dergisi için bir gider yapılıyor sanırım.Bunun finasmanını kim yada kimler karşılamış?Eger reklam verenler karşılamışsa bundan bir vergi dogmuyormu acaba.Bu konuları çayyolu platform dergisi kimlerinse onların cevap vermesini isterim. Ben bir çayyolu sakini olarak bunlarıda merak ediyorum. Kimsenin kazancında veya dergisinde gözüm yok.Platform yöneticileri sizden yardım istiyorum.Bu sorulara vereceginiz cevaplar neticesinde bizde 7 arkadaş bir dernek kurmak istiyoruz.dernegin adıda çayyolu dernegi olacak.

Sonuçta; Anadolu’da bir söz vardır; “Sofrayı kuran, toplar” Bu sofrayı bizler kurduk yiyenler yedi, doydu, obez bile oldu. Artık sofrayı toplayalım. Yoksa aç kalacağız…

türkiye nin düşünnce kuluplerine ihtiyaçı olmadığını ileri sürebildiğinizee göre
askeri otoritelerin artık eski rollerini sivil otoriteyemi devir etti demek istiyorsunuz

ancak öyle birşey demek isteseniz bile bizim millet otoritesiz asla yaşayamaz

dolayısıyla askeri otoritenin  ortaya bıraktığı boşluğu sivil otoriteler en kıssa  zamanda doldurur

özetle  ha askeri otorite ha sivil otorite
vatandaş için inanın hiçmi hiç fark etmiyor

otorite , otoritedir gerisi yalan

              BİRAZ CİDDİYET!...

     Arkadaşlar, Atapark da yapılan etkinliklerin cılızlığı, koordinesizliği beni gerçekten üzüyor. Hata bir kere olur, bu kaçıncı hayal kırıklığı! Bu satırları yazmaktan son derece üzgünüm, ama birisinin de gerçeği söylemesi lazım. 10 kasımda olmam gereken yerde olacağım. Ata'nın huzurunda buluşmak üzere....

Sofrayı kuran toplar

Ülkemiz siyasetinde “simit edebiyatının” ayrı bir yeri vardır. Öyle ki başbakanlar bile kendinden önceki hüküm etleri yermek, kendini haklı çıkarmak için bu yuvarlak maddeye (simite) sarılırlar. Simit yuvarlak olduğu için ona sarılanda yuvarlandıkça yuvarlanır haliyle.
Simit en meşhur zamanını AKP iktidarları döneminde elde etti. Bir zamanlar fakirin lüks ekmeği olan simit, AKP ile öyle bir şöhrede kavuştu ki, artık her taraf da bey az sarayın  “simit sarayları” açıldı. Şimdilerde yuvarlak simitlerin yanında düz ve kalın simitlerde revaçta. Artık yersen!
Siyasetteki simit edebiyatına dönersek; Tarih 9 Aralık 2001. RTE, Kırşehir’de şöyle diyor; “5 kişilik bir aile, bir simit ve çayla karnını doyurmuş olsa bile asgari ücret yetmiyor. AB ye girmek istiyorsunuz. Hangi yüzle gireceksiniz.”
Erdoğan bu tarihte daha iktidar olmamış. Bu tarihten 2 yıl 9 gün sonra (18 Aralık 2003) ki, artık Erdoğan Başbakan ve Başbakan sıfatı ile Konya’da iş adamlarına şöyle sesleniyor;
“Bazen başımı iki elimin arasına alıp düşünüyorum. 227 milyon lira alan bir adamın geçinmesi mümkün mü? Bunu siz de, kendi vicdanınıza sorun. Sizleri üzmek istemiyorum ama verdiğiniz asgari ücret çocuğunuzun bir gece kulübündeki bir günlük mönüsünün fiyatı bile değil. Şunu bilin ki, yarın bu hayat biter. Hepimizi iki metreküp toprağa sokacaklar.”
Bu tarihten 3 gün sonra Başbakan Erdoğan; “Asgari ücretin 500 milyon lirayı aşması gerekir” diyor. Yani 227 TL olan asgari ücretin en az 500 TL olması gerektiğini hükümetin en tepesindeki şahıs ifade ediyor. Kime?

Batıya Yön Veren Metinler - Devled(1)

“Filozoflar yönetici, yöneticiler filozof oluncaya kadar” siyaseti meslek edinmeme ... ayrılan Eflâtun  geri döner, kent dışındaki ... Eğer belediye başkanları Filezoof , Filozoflar da belediye başkanı olsaydı kentlerdeki 7* lik ampuller  yaş 70 iş  bitmiş demeyip projektör gibi ışıl ışıl yanardı ...

Allahım Neydi günahım
(otobüste yer vermeyen gençlik)