Haberler


KOKLAMAYA GEREK VAR MI?
  • Yorumlar: 0
  • 21 Şubat 2012 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 1744
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

KOKLAMAYA GEREK VAR MI?

0 0

Eskiler, bir süre iyi ilişkiler içinde olunan bir insanla, kötü deneyimler yaşanıp yollar ayrıldığında, o kişiyi baştan neden tanıyamadıklarını anlatmak için, "kavun değil ki koklayasın" derler.

Ne güzel sözdür; Bizim bir cümlede anlatamadığımızı, üç kelimeyle ortaya koyar.

Aynı zamanda çok da gerçekçidir; Çünkü, hayatta herkesin başına gelebilecek bir durumdur, anlattığı yanılma.

Zira insan, davranışlarına, olaylara nasıl yaklaştığına, nasıl oturup, kalktığına, görüş ve düşüncelerine bakılarak, kısaca tanıyarak hakkında kanaat oluşturulabilen bir varlıktır.

Ama, baştan kendisini çok farklı gösterse de zamanla gerçek çehresi mutlaka görülür.

Aslında sadece insan değil, insanların bir araya gelerek oluşturdukları çeşitli örgütler; mesela partiler, dernekler, dergi ve yayın organları etrafında oluşan birliktelikler de böyledir. 

Kendilerini nasıl gösterirlerse göstersinler, yaptıkları işlere, neye nasıl tavır aldıklarına, kısacası eylemlerine bakılarak, gerçek yerleri belirlenir.

Demokratız, duyarlıyız, çevre sorunlarına sahip çıkıyoruz, bağımsızız deseler de, gerçekten öyle olup, olmadıklarını, sözleri değil, ortaya koydukları tutum ve davranışlar belirler.

Demokratız demelerine rağmen, başka fikir ve düşüncelere saygı duymadıklarını, en küçük eleştiriye tahammül edemediklerini, duyarlıyız, çevremizle ilgiliyiz demelerine rağmen, hiç bir olumsuz gelişmeye tepki vermediklerini görünce, onların gerçekte demokrat ve duyarlı olmadıklarını fark edersiniz.

Yani, kavunu koklayarak anlıyorsanız, bunları da etrafınıza bakınca anlarsınız!

Çayyolu bölgesindeyseniz bakın bakalım, konutların istenildiği gibi işyerlerine dönüştürülmesine, yoğunlukların artırılmasına, dört bir yana büfe konulmasına, yeşil alanlara inşaat yapılmasına, parkların reklam panolarıyla hapsedilmesine ve böylece dokunun bozulmasına yol açanlar kimler, karşı çıkanlar kimler?.

Bu çarpıkları yaratanlar ve onlara sesiz kalarak, yandaşlık edenler kimler, bunları gözler önüne serip, eleştirenler kimler?

Eleştirdiği için baskı ve hışma uğrayanlar kimler, eleştiriye tahammül edemeyip baskı ve hışım yapanlarla, onları alkışlayarak yandaşlık yaptıkları için himaye edilenler kimler?

Çok kolay!...

Koklamaya gerek var mı?

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.