Haberler


Deniz Baykal
  • Yorumlar: 0
  • 09 May 2010 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 1894
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Deniz Baykal

0 0

Toplumsal gerginlikler, siyasal kargaşalar yetmiyormuş gibi skandal yaratmak için her türlü kayıt sahtekârlığına alet olan kimi internet siteleri son bir rezilliğe, rezalete imza attılar.

Alçakça bir yol yöntem izlediler.

CHP Genel Başkanı, ana muhalefet lideri Deniz Baykal’ı siyaseten vurmanın peşine düştüler.

Ergenekon soruşturmalarıyla birlikte yoğunlaşan yasadışı dinleme-izlemelere bir yenisi eklendi.

Dinci habervaktim adlı site bir gece yarısı, anayasa değişikliğinin oylanacağı saatlerde Baykal’ın ilişkileri diye yamalı bohça, kırk yerinden eklemelerle oluşturulan görüntüler yayımladı.

Skandal peşinde koşan diğer internet siteleri de nedir ne değildir, sahtekârlık mıdır değil midir sorup soruşturmaya gerek görmeden yayımlayanların üstüne yapışacak bu pisliği sitelerine koymakta gecikmediler.

Başbakan’ın, Genelkurmay Başkanı’nın özel veya resmi konuşmalarının, görüntülerinin yayımlanmasından sonra internet rezilliği ana muhalefet liderine kadar uzandı.

Adı ve görevi nedeniyle gündemde olanların karşılaştığı saldırılar elbette tepkiyle karşılandı ama ya adı ve göreviyle kamuoyunun sürekli dikkatini çekmeyen kimi bürokratların, emekli veya muvazzaf subaylara, gazetecilere internetteki saldırılar? Hepsi internet mağduru.

Başbakan dinleme olayları boyutlandığı bir gün “beni de dinlediler” demekle yetindi. Genelkurmay Başkanı bir açıklamayla rezaleti göğüslemeye çalıştı.

Şantaj, tehdit sürüp gidiyor. Hükümet bu tür yayınlara ne yapıyor?

Beni de dinlediler, diyor. O kadar!

Hükümet internet sitelerinden gerçeğe aykırı yayınlara karşı ne zaman önlem alacak?

Önlem alınacağı umudu veren bir işarete de rastlanmıyor.

Rezaletin bu noktaya kadar gelmesinde bir numaralı sorumlu hükümet.

Zira Ergenekon soruşturmasıyla birlikte cumhuriyet savcılarının izinli izinsiz özel konuşmaları, görüntüleri tam metin halinde medyaya sızdırmalarına müsamaha ile baktı. Savcılar da iddianamelerde delil olarak kullandılar. Ses çıkarmadı.

Yaşadışı kayıtlar, sahte göntüler internet sitelerinde cirit atmaya başladı.

Deniz Baykal’ı 1960’lardan beri tanıyorum.

Baykal’ın siyasal yaşamındaki iniş çıkışları… bir siyaset adamı olarak izlediği politikaları eleştirebilirsiniz ama özel yaşamına, aile yaşamına toz konduramazsınız.

Yaklaşık 50 yıldır izlediğim, tanıdığım, her şeye karşın doğru bildiği yolda giden Baykal’ın yaşamında gizli kapaklı tek bir çizgi yoktur, bulamazsınız. Özel yaşamı tartışılmayacak kadar şeffaf, olumsuz bir çizgi, ufacık bir nokta içermeyen ender siyaset adamlarından biridir.

Bu saldırı yalnız Baykal’ın ve adı geçen milletvekilinin kişisel haklarına saldırı değildir.

Bu saldırı Baykal’ın hanımefendi eşine, çocuklarına ve torunlarının kişisel haklarına da, toplum ahlak kurallarına da bir saldırıdır.

Rezaletin ortaya çıkmasıyla; tabii din uğruna her türlü rezilliği kullanan bir iki gazete dışındaki medya; dün Baykal’a komployu lanetledi. Karşı çıktı.

Bir iki köşe “böyle bir rezalete adı karışan Baykal’ın derhal genel başkanlıktan istifa etmesi gerektiğini” yazdı.

Örneğin Tufan Türenç’in Hürriyet’te savunduğu gibi, bir iftirayı, iftiradan da öteye bir alçaklığı sanki gerçekmiş gibi kabullenerek Baykal’ın görevinden istifasını istemek?

Ya da aynı gazetede -Fatih Çekirge gibi- Baykal’ın “yol ayrımında” olduğunun altını çizmek?…

…Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı özdeyişini anımsatıyor.

Bir tarihte ne internet siteleri; ne kayıt terörü ve böyle rezil iftiralar vardı. Lider düzeyindeki kimi genel başkanlar, başbakanlar hakkında fısıltı ile -Baykal örneğinde olduğu gibi- zaman zaman türlü çeşit cinsellik içeren uydurma söylentiler dolaşırdı siyaset kulislerinde.

Çoğu da özel sekreterleriyle ilişkiden söz ederdi.

Öylelerini bilirim ki ailesine çok yakın olan birisi hem eşiyle dostluk sürdürür hem de o lider, başbakan hakkında sekreteriyle böylesi asılsız söylentiler yayardı.

Liderin platonik aşkını doğru imiş gibi yayanlara rastlanırdı. Hiçbiri yazılmadı. Hiçbiri doğru değildi.

Bugünlerde Adnan Menderes’in Ayhan Aydan ile yaşadığı aşk, sonu dramla biten bir film senaryosu gibi anlatılıyor.

Menderes’in gizli yaşamını kanıtlayan fotoğraflar o zaman muhalefetteki CHP’nin organı Ulus gazetesinde yayımlanmak üzere getirildi.

CHP lideri İsmet İnönü Menderes’in özel yaşamıyla ilgili diyerek resimlerin asla yayımlanamayacağı emrini verdi Ulus’a…

Üstelik İnönü’nün DP ve Menderes iktidarına karşı kıran kırana savaştığı günlerdi o günler…

İnönü gibi liderler mazide kaldı.

Cüneyt Arcayürek
Cumhuriyet - 9 Mayıs 2010

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.