Haberler


Değişim yolunda yeni CHP
  • Yorumlar: 0
  • 16 Temmuz 2012 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 1853
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Değişim yolunda yeni CHP

0 0

Anadolu’nun kurtuluşunu her etnik kökenden halkıyla yürüten, eksiklerine rağmen modern bir cumhuriyet kuran, ülkeye çoğulcu demokrasiyi olmasa bile çok partili hayatı getiren ve sosyal demokrasiyi rahmetli Ecevit’le tanıtan CHP, şimdilerde ‘kendi dönüşümünü’, ülke insanına ‘adalet, refah ve özgürlük’ getirmek olarak konumluyor. Bu konumlama, partinin klasik ideolojisini ülke insanının (din olgusundan adil bölüşüme ve Kürt sorununa kadar) pratik ihtiyaçlarına ve dünyanın (evrensel insan hakları ve küreselleşmeye kadar) gerçeklerine duyarlı biçimde dönüştürmesi ile mümkün. 1990’larda İngiliz İşçi Partisi bu yolla iktidara gelmişti. CHP bunu neden yapamasın? İnkılapçı ve daha ötesinde devrimci bir partide bu değişimi olmazsa olmaz görmek yerine, parti ideolojisinden sapma olarak görmek artık aşılması gereken bir ‘siyasal kültür yoksunluğu’dur.

Kılıçdaroğlu CHP’yi iktidar alternatifi olmaktan alıkoyan örgüt kültürü ve yanlış ideolojik alımlanma ile mücadele ediyor. İşi tüm diğer partilerin genel başkanlarından daha zor. Çünkü ‘A’ dediğinde ‘Niye a dedin, b demedin’ diyenler gecikmiyor. Bir durun, anlamaya çalışın bakalım, ne demek istiyor! ‘Ama hayır! Dinlemezük! Çünkü o Cumhuriyet’e, Atatürk’e karşı...’ sesleri ortalığı bulandırıyor. Kurultay, CHP’deki değişimin kadro ve vizyon olarak başlangıcı kabul ediliyor. En azından kamuoyunda bu yönde bir istek ve beklenti var. Uzun yıllar sonra yapılan gençlik ve kadın kolları kurultayları bile, tüm eleştirilere rağmen ‘parti içi demokrasi’ yolunda ileri adımlardır. Büyük Kurultay’da da ‘demokrasi ve değişim’ hedefi konulmuş durumda.

Kılıçdaroğlu, bu vizyon doğrultusunda dilediği ekibi kurmakta özgürdür. Bu özgürlük ona değişimci, akıllı, cesur, dinamik, halkçı, donanımlı, ilkeli ve liyakatli kadroları yönetime taşıma sorumluluğu yüklüyor.

Kılıçdaroğlu bu ‘özgür sorumluluğunu’ yerine getirdiğinde ‘X kişi neden yönetime girdi’, ‘Benim adamım neden yok’ gibi klasik söylemler de ortadan kalkmalıdır. Bunun da tek yolu ‘parti yönetimine giren herkesin o işi yapabilecek en iyi ve donanımlı kişi’ olmasından geçer.

Sosyal demokrasinin ve örgütün insan kaynakları verimli kullanıldığı takdirde ‘etkili ve işlevsel’ bir yenilikçi yönetim kurulabilecektir.

Bu etkiyi yaratmaya karar verecek tek otorite şüphesiz Kılıçdaroğlu’dur.

Dr. Serdar TAŞÇI 
İstanbul Üniversitesi

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.