Haberler


D.K.D. YAŞAM OKULU
  • Yorumlar: 0
  • 04 Aralık 2011 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 2496
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

D.K.D. YAŞAM OKULU

0 0

D.K.D.(düşün, konuş, dinle) kendi kendimizi keşfetmemi öğreten, bireysel eksiklerimizi tamamlayan, kişiliğimizin gelişmesini sağlayan bir okuldur. Yaşama bakışımızı değiştiren, toplumsal sorumluluğumuzu geliştiren, özgüvenimizi artıran, kişiyi kendisiyle barışık hale getiren, hoşgörüyü öne çıkarıp ilişkilerimizi kolaylaştıran bir öğretinin adıdır. D.K.D. okullarımızda edinilen bilgi ve becerilerin, insanlık yararına kullanılmasını amaçlayan, yaşamı güzelleştiren, mutlu olmanın ve de mutlu etmenin yollarını gösteren, bireysel değerleri toplumsal değerlerle bütünleştiren bir sistemin adıdır. Bizi okul sıralarında kazanamadığımız niteliklerle donatan, iyiye doğruya yönelmemizi kolaylaştıran, yaşama hazırlayan kurallar bütünüdür. D.K.D. bireysel ve toplumsal işlevi yoğun bir yaşam okuludur. D.K.D. ailede, okulda verilen eğitimin yaşam boyu sürmesini, geliştirilmesini ve yararlı sonuçlar doğurmasını amaçlar. Eğitimin kesintiye uğratılamayacağını, ölünceye kadar sürmesi gerektiğini öğretir.

İlkel çağlardan bu yana insanoğlu, doğadan daha fazla yararlanmak ve yaşamı kolaylaştırmak için beynini geliştirmek zorunda kalmıştır. Düşünerek buluşlar yapmış, kültüre sanata yönelmiştir. Evrensel değerlerin temelini oluşturmaya çalışmıştır. Düşünmek varlığımızın, uygarlaşmamızın tek unsurudur. Düşünmeyen insan, doku yığınından öteye geçmeyen ve fiziki varlığının dışında bir anlam taşımayan yaratıktır. İnsanı insan yapan düşüncedir. Descartes’in “düşünüyorum o halde varım” deyişinin ardında, insanların düşünceleriyle, düşündükleri konuları eyleme geçirmeleriyle, her alanda yararlı sonuçlar elde etmeleriyle varlıklarını kanıtlayabilecekleri gerçeği yatar.

Düşünmek, beynimizdeki milyarlarca hücrenin çalışmasını, daha etkin hale gelmesini sağlar. Bize algılama, olayları çok yönlü değerlendirme becerisi kazandırır. Sorunları gidermemizi kolaylaştırır. Bizi sosyal sorumluluk alma, paylaşma, etik değerlere ulaşma, plan yapma, hoşgörülü olma ve uzlaşma gibi niteliklerle donatır. Bilgi ve birikimimizi artırır. Okul dışında da yararlı alışkanlıklar edinmemizi kolaylaştırır. Bizi önyargılardan uzaklaştırarak mantıklı davranmamıza neden olur. Bizi, sabit fikirlilikten arındırıp, duygularımızın tutsağı olmaktan kurtarır.

Düşünceler kişisel olmamalı, insanlık yararına dönüşmesi için paylaşılmalıdır. Düşünce, salt düşünenin aklında kalıyorsa, amaçlarına ulaşmasına fırsat verilmiyorsa, bir önem taşımaz. Bu etik bir davranış da değildir. Düşünmenin gücü yayılması ile doğru orantılıdır. Doğruluğuna karar verdikten sonra düşünceleri açıklamak dürüstlüğün bir başka göstergesidir. A.W.Hare “düşünce rüzgâr, bilgi yelken, insanlık da kayıktır” diyor. Hare, insanlığın ilerlemesi için düşünce ve bilginin ortak zeminde buluşması ve insanlığın gelişmesine katkıda bulunmasını vurguluyor.

İnsan düşünen, aynı zamanda da sosyal bir varlıktır. Çevreyle ilişki kurmak, dost edinmek, toplumsal girişimlerde bulunmak konuşma ile sağlanır. Konuşma iletişim aracıdır, günlük yaşantımızın vazgeçilmek bir parçasıdır. Etkin, düzgün ve anlamlı bir konuşma kişiliğimizi yansıtan bir aynadır. Kendimizi ifade etmenin, saygın olmanın, toplumda yer edinmenin en önemli aracıdır. D.K.D. seminerlerinde amaçlanan, içeriği zengin olan, izleyenler üzerinde etki yapan, konuları net biçimde ortaya koyan ve yararlı sonuçlar doğuran, onları olumlu biçimde yönlendirmeye çalışan konuşma yöntemidir. D.K.D. içeriksiz, yararsız, mantıksız, anlamsız ve de gelişigüzel konuşma alışkanlığından bizi kurtarır. Bu konuda bize üstün nitelikler kazandırır. Konuşma aracı dilin yapıcılığı kadar yıkıcılığı da vardır. İncitmeyen söz, güler yüz, içtenlikli davranış ve empati yapma D.K.D.’nin öğretilerindendir.

Alain “dünyanın en zor işlerinden biri, herkesin düşünmeden söylediğini düşünerek söylemektir” diyor. Ne yazık ki, düşünmeden konuşmak toplumumuzda önemli yer edinmiştir. Mantık süzgecinden geçmeyen, konuyu anlaşılmaz hale getiren, izleyenleri bıktıran konuşma kabul edilebilir bir olgu değildir. D.K.D.’nin amaçlarından biri de düzgün, etkili, anlamlı ve mantıklı konuşmayı kursiyerlere öğretmektir. Her bilinen söylenmeyebilir ama her söylenen bilinmelidir. Ecclus “akıllılar, sözlerini altın tartan bir terazide tartarlar” diyor. Sözlerinin tutsağı olmamak ve yanlış anlaşılmamak için bazı kurallara uyulmasını gerektiğini anlatmaya çalışıyor.

Kişisel gelişmede, dinlemenin önemi yadsınamaz. Basit bir olgu gibi gözüken dinlemenin de, D.K.D.formasyonunda bir değeri ve kendine özgü kuralları vardır. Dinlemek de, yaşantımız boyunca bize kültürel katkılar yapar. Dinleyerek, bilgi ve birikimimizi artırabiliriz. Değişik kişilerden, değişik görüşler edinebiliriz. Düşüncelerimizle, dinlenilenleri harmanlayıp olaylara yeni yorumlar getirebiliriz. Önyargılarımızdan kurtulup, ufkumuzu açabiliriz. Düşünme, konuşma gibi dinleme de bir sanattır.

Dinleyerek, kendimizin hangi noktada olduğunu anlarız. Olaylara bakış yeteneğimizi ölçeriz. Günlük yaşantımızda düşünme, konuşma kadar dinleme de önemlidir. Söylenenleri dinlemek, öncelikle karşımızdakini önemsemek demektir. İki kulağımız bir dilimiz olduğuna göre, iki kez dinleyip bir kez konuşmayı ilke edinmeliyiz Karacaoğlan bir şiirinde “Mecliste arif ol kelamı dinle/El iki söylerse sen birin söyle” diyerek dinlemeyle söylemenin ilişkisine vurgu yapıyor.

Dinlemenin zor ve yorucu yanları da vardır. Bazen gereksiz, içeriksiz konuşmaları da dinlemek durumunda kalabiliriz. Bize ilginç gelmeyen, yararı olmayan konuşmalar beynimizi zorlar. Dinleme alışkanlığımızı zayıflatır, bize sıkıntı verir. Bu durumlardan kaçınırken, karşımızdakini kırmadan konuyu değiştirmek ya da bu ortamlardan uzaklaşmamız gerekir. Yakın dostlarımıza daha mantıklı, daha yararlı konuşmalar yapabilmesi için çok okumasını da önermeliyiz.

Fakülte yıllarında bitirdiğim D.K.D. kursu ve öğretmenimiz “İnsan Mühendisliği” kitabını yazan Nüvit Osmay’ın öğretileri, benim için de bir dönüm noktası oldu. Yaşam felsefemi değiştirdi. D.K.D.kursunda edindiğim bilgi ve becerileri, fakülteyi bitirmek kadar önemsedim. Uygulama alanı bulamadığım okul bilgilerinin bazısı kafamdan silindi ama D.K.D.nin kuralları hiçbir zaman aklımdan çıkmadı. Yaşamımın her aşamasında bana ışık tuttu, moral kondisyonumu artırdı. Bana kendimi doğru tanıma, fizyolojik ve ruhsal güven kazanma, işe ve çevreye uyum sağlama olanağı verdi. Değişik kesimlerden dostlar edinmemi kolaylaştırdı.

Her yaştan, her nitelikten kişilerin bir araya gelerek, düzeyli bir dostluk ortamı oluşturdukları D.K.D. kamu niteliğinde hizmet sunmaktadır. Bu nedenle, sivil toplum örgütlerinde, sendikalarda, devlet dairelerinde, halkla ilişkileri yoğun ticari alanlarda bu kursların verilmesinin yararlı olacağını düşünenlerdenim. D.K.D.li olmak bir ayrıcalıktır. Hoşgörüden yoksunların, sorumluktan kaçanların, paylaşmasını bilmeyenlerin, çıkarcılığı ön plana tutanların çoğaldığı günümüzde D.K.D.kurslarının önemi daha da artmıştır. Toplumsal değerlerin aşındığı, kişisel gelişimin göz ardı edildiği toplumumuzda D.K.D.nin varlığı bir avantajdır. Özellikle de Doğu kültürünün egemen olduğu, kendini yetiştirme alışkanlığının bulunmadığı, insani değerlerin yerini ekonomik kaygıların aldığı ülkemizde D.K.D. felsefesi daha bir önem kazanmaktadır. Devlet, D.K.D.yi örnek alarak, toplumsal niteliklerin artması için planlar yapmalıdır.

D.K.D. davranış bozukluklarının ortadan kalkması, toplumsal yaşamın güzelleşmesi, gündemden düşmeyen gerginliklerin, anlayışsızlıkların giderilmesi için zorunludur. D.K.D. bireysel ve toplumsal mutluluk kapısını açan bir anahtardır. D.K.D. hangi koşullarda olursa olsun, bireyin kendini yenilemesini amaçlar. Kültüre yakın durmasını, atılım içinde bulunmasını sağlar. Okuma alışkanlığı kazandırır. Bu nedenlerle, D.K.D. toplumun gelişmesi ve üstün nitelikler kazanması için bir fırsattır. Yurdun dört bir yanında D.K.D. kurslarının açılmasında yarar vardır.

Yazımı, “işçilerin, köylülerin, esnafların, sendikacıların, bürokratların, öğrencilerin, ev hanımlarının, politikacıların yarısı bu kursu bitirmiş olsa, ülkemizin yüzü değişir” savıyla sonlandırmak istiyorum.

Aydın Karasüleymanoğlu

Yıllardır uygulanan DKD programının insana ve yaşama değer katan özellikleri şimdi ÇABA Derneği’nde yeniden canlanıyor. Tüm Çayyolu sakinleri, kendini geliştirmek isteyenlerin katılması gereken bir program…

DKD kursları, ÇABA Derneği’nde 6 Aralık Salı günü saat 19.30’da başlıyor.

Katılmak isteyenlerin isimlerini 235 33 24 numaralı telefona yazdırmaları rica olunur…

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.