Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara

  • çayyolu cumartesi pazarı 

    bugün herzaman olduğu gibi herşey yine ateş pahası . fiyatlar el yakmaya devam ediyor çayyolu pazarında

    bu pahalılığın  belki de en önemli ayağı ;


    BİLİNDİĞİ ÜZERE ;
    HAL  HER ZAMAN İÇİN CUMARTESİ  GÜNÜ 
    DİĞER GÜNLERE NAZARAN ÇOK PAHALI OLUR 
    FAKAT  ÖĞLENE DOĞRU DA ERTESİ GÜN TATİL GÜNÜ  DİYE FİYATLAR ANORMAL BİR ŞEKİLDE DÜŞER

    şimdiye kadar  gündeme dahi getirilmemiş idi
    ÇÖZÜM MERKEZİ :

    Eğer bizim başkan alemin kralıysa  masaya yumruğunu vurup  çayyolu pazarı için hemen kurulyaya gider ve çayyolu halkına sorar :

    1 - Cumartesi pazarını hafta içerisine alalımmı
    yoksa aynen böylemi kalsın

    2 - Eğer oylamanın sonucu
    cumartesi çıkarsa o zaman  pazar saat 14:00 de açılmalıdır ve pazarcı esnafıda bu şekilde hiç değilse çayyolu pazarı sayesinde bir günde olsa sabah ezanında hale gitmekten kurtarılmış olur

    ayrıca pazar saat tam 14:00 de açılacağı içinde 
    pazara  pazarcılardan önce gelip 
    tezgahlardaki ürünleri kimse elleyip okşamadan 
    ben seçeyim  en iyilerini zihniyetini taşıyan 
    cins tüketicelerde bu şekilde hizaya getirilmiş olur  ve pazar saat 22:00 de kapanacağı içinde  hiç kimse mağdur olmaz

    ben 1996 dan beri çayyolundayım  . çayyolu pazarında  o zaman ne kadar nüfus vardı şimdi nüfüs  beşyüzbine doğru koşuyor . pazar tek pzazar ama kalabalık aynı kalabalık . neden pazarın kalabalığı artmıyor

    bunu pazar esnaflarının oda başkanları ve belediye oturup kara kara düşünsünle  .

    dodurgalı gül beyaz
    Tarih: 17 Aralık 2011 14:56 Ekleyen:
  • Gökçek teleferikte ısrarlı 


       
    Gökçek, Dikmen Vadisi'nin her iki tarafına hizmet edebilecek tek çözüm yolunun teleferik olarak gözüktüğünü belirtti.

    Çünkü , kara kış bastırınca  bu yokuşlar üzerideki beyaz örtüyü  tuzlayarak kontrol altında tutmak zor ...

    Tarih: 17 Aralık 2011 00:06 Ekleyen:
  • 'Kadınına göre' sığınmaevi

    Aynen Hitlerinde ayırdığı gibi
    Madem öyle gömlek giydirin üzerlerine
    bu budur,
    buda budur diye işaret koyun
    Bu kadar saksı kafalı geri zihniyet hiçbiryerde görmedim vede duymadım.
    Herkesi aile veya yaş grubuna göre ayırsanız olmaz değil mi?
    İllaki bir damga vuracaksınız.
    Allah kahretsin böyle zihniyetleri.
    Mevlana bile "gel kim olursan ol gene gel" demiştir.
    Tarih: 17 Aralık 2011 00:05 Ekleyen:
  • (2)
    Bu kişiler bellı ki daha sonra devletin başka kilit noktalarına kaydırılacaklar, bu uygulamanın devamı gelecek,böylece adım adım laik düzen ortadan kaldırılacak.Hanı anayasmızda ifadesini bulan laiklik? Nerede Cumhuriyetine sahıp çıkmakla görevlendirilen Türk Gençliği? Nerede milli kuruluşlarımız? Cumhuriyetimiz laik yapısından uzaklaştırılıyor!Uyanın! Yarın
    geç olabilir!

    Her şeyden evvel her Türk vatandaşı Ulu Önder M.K.Atatürk ve arkadaşları tarafından ,Türkiye'nin laik yapısının nasıl ve neden Cumhuriyetimizin ana felsefesi olarak yerleştirildiğini okumalı ,düşünmeli ve bu paralelde bugünkü gidişatı değerlendirmelidir.Artık yeni bir Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışının mümkün olmadığı gerçeğini anlamalı,uyanmalı Cumhuriyet ve paha biçilmez devrimlerinin güzelliklerini gün ışığında doya doya yaşamalıyız ve yaşamaya ilelebet devam etmeliyiz.

    Ve bu güzelliklerin hırpalanmasına ses çıkarmayan tüm partilerimize de yazıklar olsun!

    Tarih: 16 Aralık 2011 22:05 Ekleyen:
  • (1)
    ŞİMDİ DE ''MELE''!
    YAZIKLAR OLSUN!

    Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman miiletimin kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ve onun laik yapısı gün be gün darbe alıp bu özelliğinden uzaklaştırılırken,Ulu Önder Atatürk tarafından Cumhuriyetimizin bu yapısını koruma ve kollamakla görevlendirilen başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere diğer tüm anayasal kuruluşlarımızdan hiç ses çıkmaması bu konuda duyarlı halkımızı derinden üzmektedir. Bunun son örneği ''Mele'',aslında bilimselliği olmayan ''Molla'', meselesidir.Laik Türkiye Cumhuriyetinin Bir devlet kuruluşu olan Diyanet İşleri Başkanlığına şimdilik kaydi ile bin ''Mele'' alınması için kadro açılacağı haberini en yetkili ağızdan duyunca adeta dizlerimin bağı çözüldü,ciğerim yanmaya başladı.

    Alah aşkına hiçbir bilimselliği olmayan,bazılarının ılk okul mezunu bile olmadıkları tahmin edilen ,Osmanlı döneminin mollaları,bu kişilerin Laik Türkiye'nin laik düzeni içinde vatandaşlarımın bilimsel çerçevede dini hizmetlerini icra eden bu kuruluşunda işleri ne?Bu ülkede bir çok ilahiyat fakülteleri var ve bu okullardan dini bilgilerle donanmış binlerce eleman varken ve hatta birçokları eğitimleri ile ilgisiz yerlerde istihdam ediliyorken bu çıkışın anlamı ne?Yoksa Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti artık laik bir ülke değil mi?Bu kişiler yörelerinde itibar sahibi olabilirler,eğer yapabilecekleri faydalı hizmetlerri varsa bırakın o zaman yörelerinde vatandaşıma hizmet üretsinler.Ama amaç farklı olunca bu yollar deneniyor,ve adım adım stratejiler uygulanıyor.

    Tarih: 16 Aralık 2011 22:04 Ekleyen:

  •      NEDEN YOKSUNUZ?


          Hafta içinde arabamla Gardion'dan Kızılay istikametine gitmek gibi bir hata yaptım.Kelimenin tam anlamı ile bin pişman oldum.Trafik Atom Enerjisi hızasından itibaren adeta durdu.Yol bulasın ki ilerleyebilesin.10 km lik yolu bir saat on dakikada gidebildim.Bu millet o saatlerde nasıl oluyor da iş yerlerine varıyor? Bu ülke bukadar çok mu zengin? Bu nedenle mi dünyanın kişi bazında en borçlu ülkelerinden biri,hatta birincisiyiz? Ve bu güzergahta yarım bırakılmış metro çukurları kendi haline terkedilip çürümeye bırakılmış.Bu durum ülkeme,vatandaşımın binbir güçlükle ödediği vergilerden oluşan bütçesine en büyük darbe değil mi? Ya bu yolda çile çeken halka,Çayyolu'lura ne demeli?Kardeşim Neden  sana uygulanan bu çekilmez cezaya karşı yasal tepkini koymuyorsun? Ve gerilip gerilip oturan Çayyolu Platformu mensupları,şehirlerarası ve şehir içi ulaşımda ceza üstüne ceza çeken yörene sahip çıkıp yasal çerçevede tepki koyamıyorsan niçin varsın ? Ve Mahalli İdareler gibi güzellik çağrıştıran adınla sayın Yenimahalle Belediyesi mensupları,sizlerin kamu adına en büyük göreviniz yönetiminizde bulunan yörenin halkını mutlu etmek değil mi? Benim yukarıda bir nebze değindiğim çileyi bütün Çayyolu halkı çekiyor,nerdesiniz? Yetkiniz yoksa yetkili olanları zorlayın,baskı oluşturun,lobi oluşturun,birşeyler yapın.Yoksa yeşil alanlara branda gerip 'yapınca oluyor' kandırmacası ile o alanları ranta kurban etmek olsa olsa belli çevrelere hizmet olur,halka değil.Bakın Sizlere yardımcı olayım:Halkımız yolda rahat seyyahat ile temiz hava solumak istiyor,işin aslı bu!
    Tarih: 16 Aralık 2011 22:04 Ekleyen:

  • bu measajın bazı kesimleri rahatsız edebileceğini düşündüğüm için yayınlanacağı yolunda doğrusu kuşkuluyum.

    çünkü bu defterde emek / sermaye ilişkileri konusunda sadece emek kollanıyor  sermaye ise tukaka yapılmaya çalışılıyor

      fakat bizim iyi niyetli site yönetimimiz bile artık dayanamayıp bizim bloglara bakan site görevlilerinin bitmez tükenmez  izin leri yüzünden bugün memurların aşağıdaki durumuna atıfta bulunarak  yazılı ihtarları basmış.





    BİR GÜN İZİN
    Benim memurum demek bu gün izin istiyorsun. Gel ne istediğine beraberce bir göz atalım. Bir yılda 365 gün var. Bir yılda 52 hafta olduğuna ve sen her hafta 2 gün izinli olduğuna göre geriye 261 gün kalıyor. Her gün 16 saati işyeri dışında geçirdiğine göre ki bu 170 gün ediyor, geriye 91 gün kalıyor. Her gün 30 dakika kahve molası yıllık 23 güne tekabül ediyor, böylece kaldı 68 gün. Yine her gün 1 saat yemek molası ile geçiyor, bu da bir yıl içinde 46 gün eder. Geriye çalışacağın sadece 22 gün kalıyor. zaten her yıl 2 gün hastalık nedeniyle işe gelmiyorsun, kaldı 20 gün. Yılda 5 gün de resmi tatiller nedeniyle gitti, kaldı sadece 15 gün. Her sene de 14 günlük yıllık izin kullandığına göre geriye sadece 1 gün kalıyor ve eğer ben, seni o (1) günde izine gönderirsem,

    ALLAH BENİ CEZALANDIRIR!
    Tarih: 16 Aralık 2011 21:52 Ekleyen:


  •            SIĞINMA EVLERİ VE TECRİT

       Bir kadın sığınma evine neden gerek duyar?
    Evinde şiddet gördüğü, sokakta kaldığı, yeni bir kimlik yeni bir hayata adım atmak istediği için.  Engelli olma, ekonomi ve şiddet sorunları ile bu evlere sığınan çocuklu veya çocuksuz kadınları bir yana bırakırsak, zorla veya başka sebeplerle fuhşa itilen bir kadın niye sığınma evine gerek duyar diye kendi kendimize sormamız lazım. Başını sokacak bir çatı bulamadığından mı yoksa parasal ve şiddet sorunlarından mı? Belki bu bahis konusu sorunların az da olsa böyle bir karara katkısı olabilir. Ama asıl amaç
    yeni bir hayata başlamak, beyaz bir sahife açmak her insan gibi özgür ve huzurlu yaşama isteği olamaz mı? Eğer sığınılan kapının eşiğinde etiketlenip, tecrit edilecekse SIĞINMANIN ne anlamı kalır? Bu kadınların diğer sığınmacılardan ayrı tutulması  KAŞIKLA VERİLENİN
    SAPIYLA GÖZ ÇIKARILMASINDAN başka nedir? Hayata yeniden merhaba demek için Devlete sığınan bu kadınlar
    psikolojik yardımı, yeni bir kimliği ve gizliliği hak etmiyorlar mı? Diğer sığınmacılardan onları ayırmak afişe temek hangi vicdana sığar?..
        Devletine sığınan ondan yeni bir hayat için yardım isteyen kadının ''FUHUŞ YAPANA TECRİT'' önerisi ile etiketlemek geldiği sokağa itmekten başka nedir? Devlet Anaya koruma, kollama, kucaklama yakışır. 
      '' GEL KİM OLURSAN OL GEL; İSTER MECUSİ, İSTER PUTA TAPAN, YÜZ KERE, BİN KERE BOZSAN DA TÖVBENİ YİNE GEL'' diyen Mevla'nın adı konteyner evlerde değil gönüllerde kalsın.
    Tarih: 16 Aralık 2011 15:23 Ekleyen:
  • Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar “Kim ve ne olursa olsun bizim bir hukuksuzluğa izin vermemiz mümkün değildir. Batıkent’te oturan vatandaşlarımızın bir Cemevi ihtiyacı olduğunu biliyorum. Önümüzdeki sene Muharrem Ayı’na yetişmek üzere bir Kültür merkezi inşa ederek orada Alevi vatandaşlarımıza kültür ve inançlarını yaşayabilecekleri bir yer tahsis edeceğiz” dedi.

    Fethi Yaşar Dernek olmayan kimi kuruluşlara semt birimi içinde yer gösterdi mi? Göstermedi mi?
    Kimi dernekleride semt birminden attı mı? atmadı mı?

    Bizim Çayyoluluların yaşadığı bir olay

    NASIL GÜVENELİM FETHİ YAŞAR'A

    Tarih: 16 Aralık 2011 09:42 Ekleyen:



  •              BU KADAR DA OLMAZ

        Konu gene Osmanağa konaklarının yaya kaldırımlarını kesen ara sokakları. Bahsi geçen kaldırımda yürümek için tüm dikkat antenlerinizin açık olması gerekiyor. Bu kısa ara yollar aslında konut olarak inşa edilen konakların iki bina arasındaki bahçe yolları, daha sonra buraları iş yerine dönünce umuma açık yollar haline geldi ve yayaların kaldırımda yürüme özgürlüğü hem kısıtlandı hem de tehlikeli hale geldi. 15.12.2011 ÇARŞAMBA günü ise
    bir özel araba Liva pastahanesinin hemen yanında kaldırıma adeta barikat kurarcasına  yaya yolunu kapatmıştı. Yaşlı bir hanımefendi( benim yapmak istediğimi) hırsla Liva'nın bahçesine girerek oturanlara hitaben '' saygısızlığın bu kadarı fazla'' diyerek araba sahibini sordu.
    Sanırım hanımefendinin isyanı muhabatını bulmuştu; zira
    çok geçmeden kaldırım da yayalar da özgürlüğüne kavuştu.
       
    Tarih: 16 Aralık 2011 00:28 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!