Kraldan çok kralcı bir arkadaş, bu sütunlarda yenimah.belediyesini savunacağım diye kendisini helak ediyor. herşeye yanıt vermeye çalışıyor. Değmediğini, anladığında vakit çok geç olmaz inşallah..

GÖRÜŞ:

İflas eden “sol” gelenek
( Kurultay-cılık )

çarşıdan aramaktayım çalıştığım işyeri çayyolu 'nun merkeszinde olmasına rağmen tuvalet musluklarından bazıları  hafta içinde  nedense galiba tassarruf olsun diye  çalıştırılmıyor ya da eski moda fotoselleri bozulup bozulup  tamir ediliyorda olabilir

tuvaletten çıkarken ellerimizi kuruttuğumuz  el kurutma makinaları ise dededen kalma

başında  dakikalarca beklememize  ve iki üç sefer arka arkaya  çalıştırmamıza rağmen ellerimizi kurutamıyoruz

müdürlerimiz  geç gelince  bize  surat asıyorlar

halbuki  elinizin üzerine mavi ışık veren gök gürültüsü gibi ses çıkaran ellerin ıslaklığını anında kurutan  yeni makinalar var bazı çarşılarda

bizim çarşı onlardan daha fazla  iş yapmasına  karşın çarşı yönetimi çarşıya tek çivi çakmıyor ama aidatları artımayı çok iyi biliyor

Yenimahalle Belediyesi'ni her vesile ile eleştirenler, enerjilerini Büyükşehir belediyesini eleştirmeye harcasalardı şimdi Çayyolulular metroya biniyor olurdu.Büyükşehir üzerinden Yenimahalle Belediyesi tenkidi,dar alanda kişisel tatmin dışında anlamı olmayan boşa harcanmış emek, beyhude yorgunluktur....

ÇAYYOLU CHP TEMSİLCİLİKTE

DELEGE VE YÖNETİCİ OLMAK PİYANGODAN PARA ÇIKMASI KADAR DEĞERLİYMİŞ

ACABA BANADA YEŞİL ALAN YERLERDEN TABİKİ GÖZDE YERLER YAŞAMKENT ÇAYYOLU GİBİ YERLERDEN ÇİÇEKÇİ DÜKKANI BANA DA VERİRLERMİ.

(balabana itaat etmek şartıyla olur gibi)

Gerçekleri Halka Anlatmak da Bir Mücadeledir.

Çankaya belediye başkanı Bülent Tanık'ın, Büyükşehir başkanı Melih Gökçek ile anlaşamadığını dünya alem biliyor. Nedeni belli; Tanık, Büyükşehir'in kendilerini yok sayan uygulamalarına karşı dik duruyor.
Bunlardan bir tanesi de Büyükşehir'in gerçek yüzünü, yasaların Büyükşehire verdiği anlamsız yetkiler nedeniyle, ilçe belediyelerinin vatandaşın hedefi haline geldiğini, gözler önüne seren son uygulaması olsa gerek.
Bugünkü Hürriyet Ankara ekinden öğreniyoruz ki, Çankaya belediyesi çok önemli bir işe imza atmış; bir kitapçık yayınlayarak, Büyükşehir'in yetkilerinin ne olduğunu, kendilerinin hangi sokak veya caddenin bakımı ve onarımına yetkili olduğunu sokak, sokak anlatmış ve haka dağıtıp gerçeği görmelerini sağlamış. Bu çok önemli çünkü, vatandaş kimin nerede yekisi olduğunu bilmiyor, hangi ilçede oturuyorsa oranın belediyesini suçluyor. Tabii bu da aslında genele yansıyor.
İşte mücadele Çankaya'nın yaptığı gibi olur.
Bunları Yenimahaleden de çok bekledik ama nerde?
Onların Büyükşehirle ve Gökçek'le sorunları yok anlaşılan!
Gerçekleri halka anlatıp, Gökçek'in gerçek çehresini göstermek yerine, kardeş, kardeş geçinmeyi daha uygun görüyor olmalılar.

devamı

Buradaki vizyonu takdir etmek lazım. Biliyorsunuz, sabah bir kıyafetle çık, akşam iş sonrası git eve üstünü değiş, sonra yine çık durumu eskilerde kaldı. Şimdi birçok marka (Network, Fabrika vs.) özellikle şehirli kadınların tüm gün giyebileceği ve geceye de devam edebileceği kıyafetler sunuyor. Buradaki tasarımcı 80 yıl önce fonksiyonel şehir kıyafetini keşfetmiş, bravo.
Diğer bir tasarımcı 2000’lerin giysilerinin trasparan olacağı tahmininde bulunmuş. Tabii ayıp yerleri ml tellerle kapamış. Hatta meşhur Madonna sutyeni de bu tasarımdan ar ak olabilir. Burada elbiseden çok modelin saçı dikkat çekiyor. Bildiğiniz Marge  arı kovanı saçı...
Bu tahmin de tuttu ama zamanından önce, 80’lerin başlarında denendi ve vazgeçildi. Tabii onu saymazsak...
Diğer bir tasarımcının akıl ettiği saç ak-sesuarı ise tüm zamanların ihtiyacına cevap verecek cinsten: Dürüst bir eykek bulmaya yarayacak elektrikli AMPUL. AKP’liler de benimseyebilir bu saç ampulünü.
Tasarımcılardan biri erkek giyimine eğilmiş. Kıyafetin önüne, göğüs hizasında iliştirilmiş bir telefon dinleme  ahizesi var. İlkel bir cep telefonu
yani... Üçüncü tasarımcımız biraz uçmuş. Kadınların et
ek giymekten vazgeçeceğini ve gardıroplarının safi pantolondan oluşacağını öngörmüş. Fazla ileri gitmiş. Ancak tutturduğu tahminler de olmuş. İçi oyuk topuklu ayakkabı tasarlamış ki bu sezon birçok koleksiyonda görüyoruz. Ama esas bombası vücudu iklim değişikliklerine adapte edecek bir kemer. Yani, küresel ısınma içine doğmuş adeta. Yani, “Klavyeli pantolon olur mu?” demeyelim. Tasarımcıların öngörüsüne saygı gösteri

1930’ların tasarımcıları 2000’leri ne kadar bildi?

Klavyeli jean. Gördüğünüz üzere pantolonun ön tarafına bir klavye monte edilmiş. Mouse "fare" arka cepte, hoparlörler dizlerde. Ön fermuarın arkasında da bir joystick bulunuyor.

Artık bu pantolon moda olur mu, olursa giyilir mi, giyerse kim giyer bilemem. Tek bir şeyi merak ediyorum: Nasıl yıkanacak bu?

Sanırım bu sorunun gündeme geldiği noktada tasarım maalesef çuvallıyor.

Acaba geçmişte geleceğin modasına dair ne gibi tahminlerde bulunuyorlardı? Az çok biliyoruz aslında. 60’lı yıllarda Uzay Çağı akımının etkisiyle gibi gibi tasarımcıların yarattığı mtalik renklerde, geometrik formlarda, bugün  Ak Alın’ın sahiplendiği disko topu efektli elbiselerin babaları... Çoğu giyilemeyecekti, sadece tuhaf bir gelecek hayaliydi...

Oysa 30’larda geleceğe dair daha gerçekçiymiş tasarımcılar. Youtube’da bir video var; izlemenizi şiddetle tavsiye ederim: http://www.youtube.com/watch?v= U9eAiy0IGBI.

Hem süper komik hem de tahminleri görmek açısından ilginç. ABD’li moda tasarımcılarından 2000 yılının gece kıyafetini tasarlamaları istenmiş. Bakın neler çıkıyor...
Tasarımcılardan biri sabah, öğleden sonra ve gece giyilebilecek bir elbise tasarlıyor. Elbisenin kolları çıkarılıyor, tersine çevrilip kontrast renkte dekoratif bir kumaş gibi yakaya ilikleniyor; böylece elbise kolsuz ve farklı tarzda bir gece kıyafetine dönüşüyor.

2 turlu olmaz!
en az 3 olması gerek !

12 eylülü teğet geçip 30 lara mektup gönderen demokrasi havarileri acaba 12 eylül sabahı ne yapmışlar ne düşünmüşlerdir  darbeci matkaplara karşı gerçekten çok çokmerak ediyorum doğrusu ...

bizim o yıllarada yediğimiz cop dayaklarının karşılığında elde edinilen  haklarla
şimdilerde birilerine karşı böyle  horozlanmak ne kadarda  kolay