dikkat
köpek  (ler) var ! 


bunla ormanı mekan tuttular ve işin kötüsü artık   orman alanının sahibi sanıyorlar  kendilerini

lastik ciyaklatanların bilgisine duyururuz
orman özgürlüğüne kavuştu

DOĞAL ORTAM
    (2)
Hayvanların doğal ortamı sokaklar, çöplükler değildir.
O nedenle, aşılanıp sakağa bırakılmaları belediyelerin, işine gelen bir uygulamadır. Barınak falan yapmadan durumu idare etmektir.
Şimdilerde, hayvan severler işi daha da ilerletmiş, artık hayvanlara barınak yapılmasını gereksiz görmeye başlamış, hayvanların barınaklara hapsedildiklerinden söz ederek, “doğal ortamda” bakılmalarını savunur olmuştur.
Yani, biz seviyorsak, herkes sevecek, kimse korkma veya sevmeme hakkına sahip olamaz denilmektedir.
Oysa bilinmesi gereken husus, insanlar ile köpeklerin doğal ortamının aynı olmadığı ve olamayacağıdır. Sonuçta insan insandır, köpek de köpek..
Çok seviyorsan, kimseyi rahatsız etmeden ve oturduğun yerin mevzuatı uygunsa, alır evinde beslersin.
Kaldı ki, hayvan sevgisi demek eşittir sadece köpek sevgisi de değildir.
Çevreye ve insana saygılı duyarlı insanlarımızın,  hayvan severlik adı altında çevreye doldurulan yüzlerce köpekle bir arada yaşamak zorunda bırakılmasına  göstermeleri gereken tepki bu olmalıdır.
Şimşekleri üzerlerine çekecek olsalar da!

               ***

DOĞAL ORTAM
     (1)
Hayvan sever, şayet ikamet ettiği konut'un yönetim planı izin veriyorsa veya müstakil bir evse oturuyorsa alır istediği hayvanı evinde birlikte yaşar.
İnsanların ortak kullandıkları yürüyüş parkurlarında, parklarda ve kamuya açık diğer alanlarda sokak köpeklerinin beslenmesinin ise hayvan sevmekle alakası yoktur.
Siz seversiniz, başkası sevmez, hatta korkabilir..dolayısıyla parkta ve yürüyüş parkurunda köpek olmasını istemeyebilir.
Onların da bu duygularına saygılı olunması gerekir. Yapılması gereken, sokak hayvanlarının üreyip çoğalmalarına izin vermeden düzenli ve sağlıklı bir barınakta yaşamalarının sağlanması olmalıdır.
Artık kendilerini hayvan sever olarak ilan edip, başka insanları hiç umursamadan, çevre sağlığını düşünmeden  sokaklarda hayvan beslemeye çalışanlara, bunu anlatılmasının zamanı gelmiştir.
Çayyolu, Yaşamkent ve Ümitköy, bu başka hiç bir semtte olmadığı kadar sokak köpeğiyle doludur. Herkes buna katlanmak zorunda değildir.
Belediyeler bu duruma kayıtsız kalmakta, köpekleri aşılayıp kulaklarına küpe takarak sokağa bırakmakta, bunun adı da "doğal ortama bırakmak" olmaktadır.
Herkes bilmelidir ki, köpeklerin doğal ortamı insanların bulunduğu açık alanlar değildir. Asıl olan hayvanların sahipli olmasıdır. Gelişmiş ülkelerin hiçbirisinde sokakta hayvan beslenmesi söz konusu değildir. Nitekim, hayvanları koruma kanunun amacı da budur; Hayvanlara istedikleri yerde yaşama özgürlüğü vermek değil, onların korunmalarını ve mağdur olmamalarını sağlamaktır.
O nedenle önce şu "doğal ortam" meselesini iyi anlamak gerekir.
      ./..

1^Reklam


"halden anlamak" felsefesi


çayyolu ' nda sizi farklı kılan şey
    [[[ cayyolum. com. ]]]
 
çünkü ,  
burası sizin yeriniz

SOKAK KÖPEKLERİ VE BELEDİYEMİZ
Buralara yazarak, çizerek Yenimahalle Belediyesinin sokak köpekleriyle mücadele etmesini bekliyorsanız, bilin ki, daha çok beklersiniz.
Bunun için bırakın bir çaba sarfetmeyi, niyetleri bile yok.
Geçenlerde Türk konut ve Park caddesinden bir iki arkadaşın yazığı gibi şimdilerde, kendilerine göre uygun buldukları boşluklara ikişer, üçer köpek kulübesi atılıp etrafı tel örgülerle çevirilerek fiilen kaçak bir barınak oluşturuluyor veya bunu hayvansever diye gezen ve belediyenin müdahale etmeyeceğini bilen birileri yapıyor.
Belediyeye şikayette bulunup, bu nedir diye sorulunca  da "biz yapmadık, hayvanseverler yapmışlar, biraz sabredin barınak bir bitsin halledeceğiz deniliyor."
Canım idare ediverin demeye getiriliyor. Yapılan kanunsuzluk himaye ediliyor.
Evet Çayyolunda aynen böyle bir komedi yaşanıyor.
Oh ne ala memleket, kafana göe uygun bulduğun bir alanı çevir, içine at kulübelerini hayvan besle, çevre sağlığını korumak ve gözetmekle görevli belediye de seyretsin, hatta sana arka çıksın.
Yarın öbür gün kapınızın, pencerenizin karşısında böyle bir manzarayla karşılaşırsanız hiç şaşırmayın.
Ve hiç şikayet etmeye de kalkmayın, arka planda belediye var. Yani halk ve çevre sağlığını korumakla görevli belediye.
Onlara hiç güvenmeyin, işin kolayını bulumuşlar, ne yapalım hayvanseverler yapmış idare edin diyeceklerdir.
En iyisi mi, siz de bir alan çevirin koyun keçi besleyin veya her sabah taze yumurta yemek için tavuk kümesi kurun.
Onlar hayvan değil mi, siz de o hayvanları seviyor olamaz mısınız? Ne var bunda!
Böyle saça böyle tarak!

havlayan köpeğin ısırdığı nerde görülmüş tamam onu biz biliyozda köpiş biliyormu acaba ?

yöneticiciniz  uyuyor mu ?????

sitemize mantolama için teklif sunan firmaların bazıları
" türkiye  artık küresel ısınmanın içine girdi ,
ankara için bundan böyle yoğunluğu yüksek olmak koşuluyla  3 cm. kalınlığında  ısı yalıtım köpükleri kuzey cepheleri hariç  idare eder"
iddiasını ileri sürerken
bazı firmalarda tekliflerini 6 cm. kalıınlığında  verip
"izolasyon derneğinin ankara için  istediği kalınlık 6 cm. den aşağı olursa derecelendirmeye giremezseniz ve binalarınız enerji kimlik kartı / karnesi  alamaz"
demektedirler

ankara başkent piyasası bu kadar sahipsiz mi ?? izolazyon derneğinin yetkilileri  resmi bir cevap versin

üşüyoruz
paralarımız çöpe gitmesin
ne yapacağımızı şaşırdık

çayyolu 'nun ne kadar çevreci olduğu  verilen o çarpıcı örnekler olmasa  ortaya çıkmayacaktı
biri gider   koca bir ağacı keser diğerleride gider 
yeraltı sularında aynı yatağa göz diker


bizde bugün  gittik haberi yapılan ada ve parselleri uzmanlarıyla  uzaktan inceldik

dileriz ki bu nehir yatağı  üç sitenin otlarının sulanması yükünün  taşır !!!

kırma  ( karma ) ekonmimi yoksa
saf kan liberal sosyal demıhrat ekonomi mi

UZUN ZAMANDIR TAKİP EDEMEDİĞİM ÇAYYOLUM WEB SİTESİNİ BUGUN İNCELEDİM, ANA SAYFADAKİ KİMİ HABERLER VE NÖBETÇİ ECZANE BİLGİLERİ DIŞINDAKİ ÇOĞU BİLGİ VE DUYURUNUN 2009, 2008 YILINDAN KALMA OLDUĞUNU FARK ETTİM. ÇAYYOLU BÖLGESİNDE GENİŞ BİR KİTLE TARAFINDAN TAKİP EDİLDİĞİNİ DÜŞÜNDÜĞÜM SİTENİN BİR AN ÖNCE GÜNCELLENMESİ DİLEĞİYLE.
TEŞEKKÜRLER.