Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, “Artık siyasette biat etme döneminin bitmesi, özgürce tartışma döneminin başlaması, ondan da önemlisi entrikacılığın da bitmesi lazım. Bu orkestranın şefi büyük ağabeydir. Çünkü ortanca ağabeyler ve küçük ağabeyler büyük ağabeyden mesaj alamazlarsa yapamazlar bunları” dedi. Akaydın, 'büyük ağabey' olarak tanımladığı kişinin de Deniz Baykal olduğunu söyledi.
"Hurriyet"

MUSTAFA AKAYDIN ne demek istiyor ?

şU HATIR ASFALTINDAN YAŞAMKENTE DE ATSANIZ SİZE NASIL TEŞEKKÜR EDECEĞİMİZİ BİLEMEYİZ BAKIN OYUMUZU DA KESıN OLARAK SİZE VERECEĞİZ ,LüTFEN BOZUK YOLLARIMIZA ASFALT ATıNIZ iŞÇİLERİNİZİNDE ÖĞLE YEMEKLERİ BİZDEN.

hatıa diye asfaltmı atılır yaaa

Değerli Emlakçılarımıza;

Ben Çayyolundan EKİM AYINDA Yaşamkent(Pardon Yaşanmazkent'e) taşındındım sağolsun Yaşamkent'de kaliteli emlakçıların yanında bizleri kandıran emlakçıların da olduğunu öğrendik nasıl mı?

Emlakçı kardeşim bizi aldı götürdü yaşamken'in en ücra köşesinde sonunda Günbatımında ki siteye kirasının 625 tl. olması bizleri cezbetti. burasının suyu, elektiriği iskanı var dedi , 100 Tl. aidatı var 150 tl de yakıtı var dedi suyu var dedi ama bizler kış boyu kalitesiz binada camlarımızdan soğuk hava üfleyerek evimizde titreyerek oturmak zorunda kaldık.Akıllı sistem denen şeyle Hem ısınmadık hem de 750 tl aylık yakıt parası ödedik.
suyumuz şantiye suyu imiş ama bize; bakın vanalar burada bu sitede sorun yok dediler. Şimdide şantiye suyunu kesip bizi site yönetiminin parayla sattığı kaynar suya mahkum ettiler.
şimdi çeşmelerimizden kaynar sular akmaya başladı.

Kış b0yu aylık 650-750 tl. arası yakıt parası kiradan çok verdik .
Yaşamkent'e taşınacaklara şunu söyleyeyim;
İskanı, suyu olmayan binaya lütfen gelmeyin yolları bozuk, köpeklere teslim olmuş yaşanmazkent'e gelmeyin.
Yaşayamazsınız. Otobüs, dolmuş mu onlarıda hiç aramayın arabanız yoksa saatlerce beklersiniz.

Emlakçımız mı hala kiracı getirmeye devam ediyor Yaşamkent 'de E... Emlak hakkımızı da helal etmiyoruz biline... Burnundan gelecek...

çöpler birbirine karışıyor

biz çöpleri ayrı ayrı torbalarda topluyor
site görevlilerimize teslim ediyoruz ama 
görevliler  çöpleri kafaları nereye eserse o konteynırın içine atıyolar

lütfen biraz daha dikkat ...!

büfecilik yeni millenyumun can çekişen son
bakkal tiplemesidir

küreselleşen kavonoz dipli dünya
nasıl kasapları , manavları sinsice yutup süper marktlerde  tezgahtar formuna soktuysa 
yeşil alanlarımızı particilik  ilişkileri vasıtası ile gasp eden  büfecileride eninde  sonunda süper marketlere memur yapacaltır

bundan kurtuluş yok ...!

Biliyorum derin derin düşünüyorsunuz,
acaba, acaba, acaba....

yazmayalım, kırmayalım, incitmeyelim ama nereye kadar tamam kırmayalım da elinizden ekmeğinizi almak için kirli dümenler yapanlara karşı niçin suskunsunuz demeyeceğim içinizde fırtınalar kopuyor biliyorum.

Onun içindir ki;

Kaybetmekten korkmayın; Birşeyi kazanman için bazı şeyleri kaybetmelisiniz ve unutmayın ki; Kaybettiğinizde değil,vazgeçtiğinizde yenilirsin..

Sn: Hayvanları Kurtarma Derneği başkanı beyefendiye yanıt. (3)

(tilki, baykuş, tavşan v.s) yardımcı olmak esasen doğaya ve hayvanların soylarının tüketilmesine varan yapılaşmaya da karşı olmayı gerektirir. Bu bir bütünüdür. Aksi halde, konu sadece gene hayvan sevgisinin köpekle eşitlenmesi noktasında düğümlenir.
Dernek kurmak meselesine gelince, insanların, hayvan sevgisi konusunda fikir ve görüşlerini ifade etmeleri için ille de bir dernek kurmasına veya bir derneğe üye olmasına gerek yoktur. Siz Hayvan kurtarma derneği kurarsınız, başkası ağaç diker.. bir başkası, yaşlıları korur ama bu, başka bir alandaki görüşlerini yazmasına engel değildir.
O nedenle, bunları boş, boş konuşmak gibi değerlendirmek doğru değildir. Ve de hoş değildir.
Son olarak, belirmek isterim ki, bizim yazılarımızın da isim hanesinde M.T. yazmaktadır. Bu deftere kimi ismini kimi baş harflerini yazmakta olup, benim tercihim de baş harf yönünde olmuştur. Bu da benim bileceğim bir iştir. Ve gücüm yettiğince, sesim çıktığınca doğal ortam meselesini eleştirmeye, yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasını istemeye devam edeceğim.Çünkü hayvan meselesinde memleket ne çektiyse ve çekiyorsa maalesef yasaların uygulanmasını istemek yerine, insanlarla hayvanları aynı ortamda yaşatmaya çalışmaktan çekmiştir.

Saygılarımla.

                 ***

Sn: Hayvanları Kurtarma Derneği başkanı beyefendiye yanıt. (2)
o denli olmaması karşısında yol, trafik işareti v.s gibi kusurların olduğunu da kabul etmek ve dolayısıyla suçu insana atıp çekilmek kolaycılığından vazgeçmek gerekmez mi?
İnsanlarla ilgili sağlık tesislerinin da yeterli olmadığı konusunda, aynı kolaycılığı seçip,biz hayvanlara ilgileniyoruz diyorsunuz. Sizin ilgilenmenizi yadırgamıyoruz. Yadırgadığımız, bu ilginin insan hayatına saygının çok üzerindeymiş imajının yaratılmasınadır.
Doğal Ortam meselesi ki, bu konunun can damarıdır. Kusura bakmayınız ama adeta demogojiyle geçiştiriyorsunuz. Evet, kent sokakları, parkları, insanları ortak alanları hayvanların doğal ortamı değildir. Bunu sonuna kadar savunuyoruz. Lakin bu onları öldürelim demek de değildir. Bu konuda yukarıda tarihleri verilen yazılarımızda bu konuda başta belediyeler olmak üzere, kamu kuruluşlarına düşen görev ve sorumluluklar belirtilmiştir.
Siz kabul etmeyebilirsiniz ancak toplumun büyük çoğunluğunun görüşü, hayvan sevgisinin köpek sevgisine eşitlendiği yönündedir. Nitekim, sokak köpeklerinin çoğu, hayvan sevgisi aşılamak adına bazılarınca çocuklarına karne hediyesi v.s olarak alındıktan bir süre sonra sokağa terk edilen hayvanlardır.
Siz birçok hayvan kurtarmış olabilirsiniz. Bunun için yürekten kutlarım. Ancak bizi tanımadan sıcak yatağımızda yattığımıza hükmetmeniziyse ancak kınarım.
Doğayı korumakla, yapılaşmayı engellemekle v.s iddiamız yok, sadece zarar verilen hayvanlara yardımcı olmaya çalışıyoruz demektesiniz.
Ancak unutmayınız ki, özellikle yaban hayvanlarına

          ./.

Sn: Hayvanları Kurtarma Derneği başkanı beyefendiye yanıt.   (1)

Umarım yüz yüze de konuşuruz ancak epey zaman geçtikten sonra bu defterde yanıt adı altında yazdıklarınıza, kamuoyu da görsün düşüncesiyle burada yanıt vermeye çalışacağım.
Öncelikle belirtmek isterim ki, havyan sevgisi kimsenin tekelinde değildir. Burada size yanıt verdiğimiz için bizleri hayvan sevmiyor sanmayınız.
31.03.- 02.04.2012  tarihlerinde burada yazdıklarımızdan bunu açıkça görmek mümkündür. Biz hayvanların katledilmelerini, yaşama haklarının alınmasını savunmuyoruz. Söylediğimiz, sokak hayvanlarının korunması ve bakımı için yasa ve yönetmeliklerce belediyelere verilen görevlerin yerine getirilmesiyle, sokak hayvanı meselesinin sona erdirilmesi, sahiplendirilmeleri ve üremelerinin önlenmesi suretiyle önünün alınmasıdır.
Şimdi yanıtlara geçelim:
Siz de biliyorsunuz ki Hayvanları Koruma Derneği diye bir dernek de var. Bunu Çayyolu Platformunun dernekler sayfasından görebilirsiniz.
Geçmişte pek çok insan hayvan saldırılarıyla yaralandığında, oradaydık hayvan haklarını savunmak için demektesiniz. Keşke İnsana da geçmiş olsun demek için, onun da saldırıya uğramadan sokakta olma hakkını savunmak için de orada olsaydınız.
İşte bizim, işaret etmek istediğimiz temel eksiklik budur. Hayvan severken insana saygıyı unutmaktır!
İnsanların ölmemesi için trafikte ne gibi önlemler alınmasıyla ilgilenmediğinizi söylerken her şeyi insan kusuruna bağlıyorsunuz. Acaba gidiş gelişin iki şeritten yapıldığı yollardaki kaza sayısının, çok şeritli otobanlarda

         ./..

Bütün vazoları bahçedeki çiçeklerle doldurabilirim ama bir tekini bile kesmeye kıyamadığım için hafta sonları alış veriş yaptığım süpermarketteki çiçekçiden çiçek satın alıyorum.

Hiçbir yapay renkte doğadaki renklerin gözlere verdiği lezzet yoktur. Yapay renklerle boyanmış şeyler serttir, tekdüzedir, cansızdır, çirkindir ve hareketsizdir. İnsana güzelliğin rahatlığını vermez. Plastikte bir çiçeğin yumuşak, değişken, amaçlı güzelliğini bulamazsınız. Bu nedenledir ki ruh yapaydan kaçar, doğayı özler, açlığını onun renklerinin ziyafetinde gidermek ister.

Şimdi gece. Daha uykum bile gelmedi. Ama, gün doğunca, nehirden akan sıvı altın gibi odaya dolacak olan güneşi görmek ve uyanan doğanın kokularını içime çekmek için sabırsızlanıyorum.