ne şam'ın şekeri ne arabin yüzü ______________________________


Kürt Yönetimi'nin tohumları da böyle atılmıştı, 90'lardaki ve 2000'lerdeki savaşlarla...

Sözü elbette bize getireceğim (*).
Yanı başımızda bu gelişmeler yaşanırken, biz hâlâ Kürtçe yer isimlerini yasaklamakla (Radikal'in pazar günkü enfes kapak haberi), seçmeli Kürtçe dersi ya da Kürtçe eğitim tartışmalarını uzatmakla uğraşırken, aynı zamanda elde sopa PKK ve Kurt sorununu çözebileceğimizi sanıyoruz.

ALINTI

hoca ezanı erken (mi !?) okudu
önce biraz okudu durdu sonra  beş dakika sonra tekrar okudu

PİSİKANALİZ

Üslup ve kullanılan dil, İnsanın karakterinin aynasıdır.
Sürekli saldırgan, kırıcı, aşağılayıcı, kavgacı bir dil ve üslup kullanan karşısındakine değil, olsa olsa kendisine zarar verir.
Kendi kalitesinin ölçüsünü gösterir.
İnsanların kendisi hakkında ne düşündüklerini bildiği ve sevgiye saygıya hasret olduğu için, her geçen gün daha da sadırganlaşır ve kendi kendini zehirler.
Dili ve üslubu daha da çirkinleşir.
Sarmal sürer gider.
Onlar iflah olmazlar.
Karakterleri ve kaliteleri kaderleri olur!

Yenimahalle Belediyesi iftar yemeği dağıtma yarışın içinde tam gaz.

Geçen ramazan 100 bin kişiye yemek vermişler bu sene 200 bin miş.

Aferin, yakışıyor.

Seneye kalırlarsa tüm Yenimahalleye yemek dağıtsalar da herkes sırt üstü yatsa.
Ev hanımları yemek derdinden kurutulsa.....
Acayip sevap alırlar (!) da oy alırlar mı bilmem.
Niye mi? istediğin kadar çırpın, yaranmaya çalış, aslı varken kimse suretine oy vermiyor da ondan.

Bu arada merak edilen de şu: acaba belediyelerde bu yemek işler falan hangi firmaya veriliyor, bunun için bir ihale falan açılıyor mu, yoksa davet usulüyle eş dost bir firma mı seçiliyor?

Hani olur ya, rahmetli Cem Karaca'nın "Rap, Rap" şarkısı misali, "ramazan, mamazan " malı kap götür al.." olmasın da!!!

Sevap derken günaha girmeyelim!

Ya böyle haberler vermeyin kardeşim.
Ne o öyle, yerel seçimlere 2013 ayarı falan.
Birilerinin yüreğine iner mazallah.
Hoş, eninde sonunda gidecekler de.....

Faruk Elmasoğlu, İsmail ÇİNİCİ, Eflatun kır kahvesi, Gülendam Sivaslıgil, VE DAHA NİCELERİ....

Nerelerdesiniz sizlerde mi sus pus oldunuz. Suskunluğunuz nedendir? Nereler kayboldunuz, İnzivaya mı çekildiniz?

ne yalan söyleyelim ama
yine bize şimdi burda bazı arkadaşlar dişlerini gıcırdatacaklar ama  akp nin bazı uçları (*)  laiklik konusunda bırakın ana muhalefet kendilerini bile aştılar
hende  ramazanda

bizim gördüğümüzü elbet sizlerde görüyorsunuz değerlendiriyorsunuzdur

bölgedeki bazı bira büfelerinde türbanlı hanımlar  içi dışı tıka basa  fıcı bira dolu büfenin içinde   yardımcı elemaan olarak çalışıyorlar hatta bira ambalajlaına bile dokunuyorlar

yüce yaradan  bu kemdini bilmezler  (*) yüzünden akp ye  selamet versin


(*) neo işlamcı liberaller

İt Ürür Kervan Yürür!

Bu sayfalarda yazılanları okuyanların affına sığınarak, iki ünlü söz ile durup duruken bana ve arkadaşlarıma saldıran ciğeri beş para etmeze ait defteri burada kapatıyorum.
Aslında söylenecek çok söz var ama Hz. Mevlana'nın dediği gibi, " bir lafa bakıyorum laf mı diye, bir de söyleyene bakıyorum adam mı diye" ikisinin yanıtı da olumsuz ve de üstelik ortada söyleyen de yok,
yazan  da.
Saldırıyor ama ismini yazmaktan korkuyor.
Delikanlı bir duruş sergileyebilmesi mümkün değil.
Çünkü, karakterinde bu olmadığı gibi, yazıp söyledikleri, hem hakaret ve hem de sallama fedailik edebiyatı olup, gerçeklerle uzak yakın hiç bir ilgisi yok.
Ancak sutre gerisinden ona buna aslında kendilerine ait olan lakapları takmaya çalışıyor ödlek.
Tipik bir ruh hastası örneği...
Öyle bir hasta ki, birilerine yaranmak için birilerine saldırmadan duramıyor.
Tıp literatüründe buna, "bekçi köpeği sendromu" deniliyor!
Bu ruh hastalığının belirtilerinin en başında, kendine ait olumsuz özellikleri başkalarına yakıştırmaya çalışmak geliyor.
Size de bir gün bir lakap uydurmaya çalışıp saldırırsa bilin ki, karakter özelliğidir o lakap kendisinin.
Uzak durun gitsin.
Kendi kendini yesin.
Ne demişler, " İt ürür kervan yürür."
Hadi anca gidersin!!!
Deyin yeter...

bir devlein bir devletle savaşa girmesi için dünya kamuoyuna binbir türlü bahane uydurmsı gerekmektedir

oysa bir devledin  başka bir devledin sınırları içinde sana karşı  husumet oluşturacak bir terör örgütünü istersen çiğneyip yutabilirsin...

Yurtta Sulh, Dünyada Sulh!

Bu güzel özdeyişi söyleyen değerli Atam şimdi yaşasaydı binlerce Km. lik sınırdaşımız Suriye'de meydana gelen olayları görseydi.
Bu olaylara neden olanları kesin divanı harp'e verirdi.
Baksana Kuzey Irak yetmiyor muş gibi şimdi de Kuzey Suriye çıktı başımıza daha neler göreceğiz bu Hükumetle nereye kadar gideceğiz.
Komşularla SIFIR (O) sorundan nereye geldik
kimse farketmiyor mu? Farkedenler de Başbakanımıza iki çift laf edebiliyor mu?
Nereye sürükleniyoruz, daha kaç çocuğumuzu şehit vereceğiz. Daha düne kadar sabah Brunç'larında, pikniklerde buluştukları kanka ES/at oldu mu sana ES/et:(((