Haberler


İŞÇİ PARTİSİ BAŞKAN VEKİLİ HASAN BASRİ ÖZBEY’İN KONUŞMASI
  • Yorumlar: 0
  • 04 Nisan 2013 04:12
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 2050
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

İŞÇİ PARTİSİ BAŞKAN VEKİLİ HASAN BASRİ ÖZBEY’İN KONUŞMASI

0 0

“…Hepimiz Ergenekoncuyuz, inadına Ergenekoncuyuz, Atatürkçüler Merhaba. Bizi demirden dağlara hapsetmişler Ergenekon dağlarına o demirden dağları eritip çıkacağız. Onlara söylüyoruz buradan bizim tarihimizi tarih bilincimizi, millet olma bilincimizi yok edemezsiniz. Onun için inadına Ergenekoncuyuz. Ergenekoncuyuz merhaba.

Tarihi bir süreçten geçiyoruz, değerli Atatürkçüler, değerli devrimciler; bir bölünme ve yıkım sürecinden geçiyoruz. Sayın komutanıma çok teşekkür ediyorum, işte Mustafa Kemal’in komutanı, İşte Mustafa Kemal’in askeri. Bu irade ile cumhuriyetimizi kurduk. Hepimiz yaptık, Kurtuluş Savaşımızı kurtardık. NATO terbiyesi bizi bu iradeden uzaklaştırmıştır. Şimdi Türk ordusu yeniden Mustafa Kemalleşiyor. Türk ordusu yeniden Mustafa Kemalleşiyor, Türk Milleti yeniden Cumhuriyetleşiyor, ayağa kalkıyor. Bu tarihi süreçte yıkıma ve bölünmeye karşı bu tarihi karanlık süreçte toplanıyoruz. Tıpkı İstiklal Savaşı öncesinde Cumhuriyet Devrimi sürecinde Erzurum’da, Sivas’ta yurdun dört bir yanında Mudaafi Hukuk Kuvayi Milliye kongreleri gibidir burası. Bu koşullarda toplanıyoruz. 29 kişiyle tonlamıştır Sivas Kongresi. 29 kişi, Mustafa Kemal’in oyu 14 dü. 15 karşı oyu vardı sonra değişti. 29 kişiyle Sivas Kongresi, 50-60 kişiyle Erzurum kongresi ve büyük Ankara yürüyüşü 23 Nisan 1920 de, işgal altındaki İstanbul Meclisi Mebusan’a karşı Ankara’da milletin meclisinin kuruluşu. Bu tarihi süreçten geçiyoruz. Bu tarihi süreçte bir toplantı yapıyoruz.  O yüzden ben bu toplantıyı sayın başkanımız belirtiler. Bu toplantı ile 150. Kurultayımızı yapıyoruz. Kuvayi Milliye Müdafaai Hukuk kongresini yapıyoruz. Her şeyiyle yaklaşık saymadım, 30-40 ına ben de konuşmacıydım. Benimki ilerde torunlarımıza evlatlarımıza anlatacağımız müthiş bir hatıradır bu. Ben 30 Mart 2013 günü Ankara’da Çayyolunda, havalar çok güzeldi. Pikniğe gitmek yerine Kuvayi Milliye Kurultayına katıldım, İstiklal Madalyamı takdım, torunum evladım, işte yeniden biz Ankara Kalesine yeniden Türk bayrağını çektik; anlatacağımız bir anımız var. O açıdan anlamlı bir toplantıdayız.

Milli anayasa Forumundan başlayalım. Olağanüstü bir mücadele yürütüyor, teşekkür ediyorum eski Meclis Başkanımız Hüsamettin Cindoruk, CHP sinden arkadaşlarımız var, İşçi partisinden arkadaşlarımız var, MHP kökenli arkadaşlarımız var. ADD den, TGB liğinden, gittikçe birleşerek milletin çıkış yolunu gösteriyorlar. Büyük bir çaba içindeler, şimdi de milli merkez olma kararıyla bu kararlarını 23 Nisan’da açıklayacaklar. Yani Türkiye’nin bütün milli güçlerini birleştiren bir meclis kurma. Yani Sayın Cindoruk’un ifade etiği gibi 23 Nisan 1920 Meclisini yeniden kurma iradesi olağanüstü bir çalışmadır. Sayın komutan’ın da belirttiği gibi 23 NİSAN 2013 günü ilk meclisin önünden büyük bir eylem, büyük bir mitingle Tandoğan’a yürüyeceğiz, Anıtkabirimize gideceğiz. Oradan da Nazım Hikmet salonunda Mili Merkezin yani 23 Nisan 1920 meclisini kurma irademizi bütün millete bütün dünyaya ilan ediyoruz. Şimdiden o güne 23 Nisan’a hazırlanma çağırısını sizlere iletiyorum. Bu toplantımızdaki delegemizi oradaki toplantımıza da sürdürmeye çağırıyorum.

Değerli arkadaşlar takke düşmüş kel görünmüştür.  

Anayasa tartışması son birkaç haftada yaşananlarla sonlanmıştır. Nasıl bir anayasa yapılacak; Tayyip Bey hala bize maddelerini açıklamıyor. Hala soruyoruz anayasayı bir türlü açıklamıyorsunuz, hala merakla soruyoruz. Tayyip Erdoğan Hakan Fidan’ı gönderdi. Hakan, dedi,”git Amerika’nın Büyük Orta Doğu planında bir anayasayı yazdır APO’ya,o da Türkiye’ye göndersin, Diyarbakır’da okunsun, yeni anayasamızı cümle aleme ilan edelim”.  Bunların yapmakta olduğu yeni anayasa 21 Mart 2013 günü Diyarbakır’da ilan edilmiştir. Bu APO’nun imalatı değildir. ABD de PKK ve BDP ve CKC sı ve cümlesi ABD nin piyonudur, enstrümanıdır; görevi ABD Büyük Ortadoğu (BOD) projesi kapsamında Türkiye’mizi bölmek, Suriye’mize, İran’ımıza, Irak’ımıza düşmanlık yapmaktır. Bu programın diğer adı TC ine ABD, AKP ve PKK tarafından dayatılan yeni anayasadır  . O yüzden anayasa tartışmasının bittiği kanaatindeyim. Burada tabi meclisin meşruiyeti tartışılır. Demin alıntı yaptı sayın komutanım, bu meclis anayasa yapamaz. BU meclis bu anayasaya göre yemin etmiş ve bu anayasaya göre anayasaya bağlılığını ilan etmiş meclisti. Bu anayasayı tamamen değiştirmek değil, kaldırıp yeni bir anayasa yapmak, eski TC Kanununda 146. Madde şimdi 312 oldu, yani kanunda “anayasayı ortadan kaldırma suçunu işlemektedirler. Bir anayasal suçtur, eski kanunumuzda cezası idamdır. Şimdiki yeni kanunda ağırlaştırılmış müebbet hapistir. Bu meclisin hukuken anayasa yapma yetkisi yoktur. Birincisi bu. Bir kurucu meclis olması lazımdır, bu teknik tartışmalar ayrı. APO nun açıkladığı mektup programı anayasadan öte, Tayyip Erdoğan’ların 90 yıllık karşıt devrim ve intikam programıdır aynı zamanda, bunu da görelim. Ama yine de bu teknik yanlarını belirtelim.

İkincisi anayasalar namlunun ucundadır, tetik kimdeyse anayasayı o yapar.    Ya bir devrim sonunda anayasa olur, devrimimizi yaptık, anayasamızı yaptık, 27 Mayıs Devrimimizi yaptık, o hürriyet devrimimizi yaptık, anayasamımızı yaptık. Amerika için de böyledir; Fransa için de böyledir. Fransız ihtilalını yaparsınız, anayasasını yaparsınız ya da bir karşı devrim sonucunda anayasa yapılır. Ya da bir savaş sonucunda o ülke ağır bir yenilgi alır, Almanya gibi, Japonya gibi Birinci Dünya Savaşında Almanya’nın anayasası İngiltere de yapılmıştır. Savaşta yenilmiştir, Japonya anayasası da böyle. Anayasalar bir devrime karşı devrimin sonunda yapılır. Türkiye’de bir devrim mi oldu, hayır. 60 yıllık bir karşıdevrim süreci, komutanım 50 den dedi, ben biraz daha geriye alıyorum. 45 lerden 40 ların ortasından başlayan bir karşı devrim sürecinde bize devrimimizi kaybettirdiler. Atatürk Cumhuriyetini parça parça yıktılar. En azından şimdi devlet katından Atatürk Cumhuriyetinden mümkün değil. Yerine bir tarikat, mafya, gladyo rejimi kurdular. Atatürk’ü unutturdular, devrimimizi unutturdular. Bu 45-50-60 yıllık karşıdevrim sürecini şimdi anayasasının yapılması noktasına gelmiş önümüze. APO sözcüsü vasıtasıyla ilan edilen anayasa bu karşı devrim ile yapılmıştır. Namlunun ucunda dedik evet. ABD nin sırtımıza dayadığı, başımıza dayadığı, PKK piyonu ile dayadığı o silahın namlusu ucunda anayasa gelmiştir. Bu Abdullah Öcal’ın o şer ittifakının sesiylen Diyarbakır’da okunan programı şer ittifakım kim ABD, İsrail, R.Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Barzani ve can ciğer arkadaşları Abdullah Öcalan.

Bu şer ittifakının bize önerdiği anayasa şudur: Bölünme, Türk vatanını, vatanımızı bölme, o genişletilmiş Misakı Milli yalanlarıyla bölünme bir yobaz diktası ve emek düşmanı bir anayasa. Demin belirttiğim gibi, Tayyip Erdoğanların 90 yıllık karşıdevrim ve intikam proramları.

Şimdi bu anayasa süreci nasıl geldi. Çok enteresandır, bu anayasa tutanaklarla geldi. Hatırlayalım bu tutanakları, Oslo tutanakları, hani mecliste oturdular anayasa yazıyorlar anayasa komisyonu, 31 Aralık son gündü, olmadı 31 Mart son günmüş, yalanın dini para yazık böyle bir başbakanımız var. Yazık TC nin başbakanlık koltuğunda oturuyor Tayyip Erdoğan. Bize yazık. Genel Başkanım Doğu Perinçek dedi ki, bizi hükümetle yıkmakla mı suçluyorsunuz evet, yazıklar olsun bize ki şu Tayyip Erdoğan’ları yıkamadık bu güne kadar. Biz de buradan diyoruz ki yazıklar olsun bize. O Tayip Erdoğanları, Amerikan uşaklarını yıkamadığımız için de yüreğim yanıyor. Ona da geleceğiz yıkılacaklar. (Alkışlar) Oraya geliyoruz.

“DEVRİMİMİZİ KAYBETTİK, MİLLET OLMAKLIĞIMIZI DA KAYBEDİYORUZ”.

İmralı tutanakları, aslında on gündür yazıla geliyor. On yıl geriye dönün 2002 den bu yana, hatta 2002 Haziran darbesi vardır. Türk ordusunun hiyerarşisine müdahale eden Amerika’ın darbesi, hani darbe arıyorlar ya, işte şimdi 2002 darbesine direnen komutanlarımız şimdi darbeci diye yargılanıyor. İşte o 2002 Haziran darbesi, yayladaydı bir partinin başkanı, bir telefon geldi, erken seçim dedi, sonra Ergenekon şemasını bir dolaştırdılar. Darbe yapacaklar darbe yapacaklar diye Sayın Nejdet Sezer herkes korktu tir tir titrediler. Aman darbe olacakmış dediler, koş, AKP ye iktidarı teslim ettiler.

Şimdi Ergenekon içeriğinin nerelerde kurgulandığını da gösteren şeyler. APO nun Tayyip Erdoğan’a yazdığı ucu yanık mektuplar, bu da bu anayasanın tutanaklarından biri; Abdullah Gül’ün C.Paul’un ABD nin Dışişleri Bakanı 2003 bahar aylarında Ankara’ya geldi,  Paul iki sayfa dokuz madde bir hizmet sözleşmesi tutanağı imzaladılar. Bunların hepsi delilli iftira yok. Abdullah diyor ki, Gazeteci Sedat Sertoğlu’na Vatan gazetesinde, “Ortadoğuda rejimler değişecek sınırlar ortadan kalkacak, sınırlar değişecek” demişti. O vatan gazetesinde diyor ki, “ben Paul’la oturdum iki sayfa dokuz madde bir gizli sözleşme imzaladım. Biz Ergenekon davasında dedik ki nerde bu sözleşme, gizli olabilir, devletler gizli sözleşmeler yapabilirler. Ama ne dışişleri bakanlığı, ne meclis koridorlarında ne de devletin diğer kayıtlarında böyle bir sözleşmeye rastlanmadı. Biz de o sözleşmenin maddelerini tespit ettik, dedik ki  “Abdullah Gül’ün Amerika’yla memuriyet sözleşmesidir  ” Bir tutanak da budur, bu güne gelen anayasa. Bunun içinde Türkiye’nin bölünmesi vardır, Ermeni sorunu vardır, Kıbrıs’ta Sayın Denktaş’ın sırtından hançerlenip Kıbrıs’ın satılması vardır. Kuzey Irak’ta kurulan o ikinci İsrail Devleti vardır o maddenin içinde, Atatürk Cumhuriyetinin yıkımı vardır. TSK vardır, Türk ordusunun imha operasyonu vardır, hani diyordu ya Türk ordusunu diskalifiye etmek lazım. Ben üzülüyorum, Altay Tokatlı ordumuzun değerli komutanlarından biri. Tayip Erdoğan, Abdullah Gül’ün istemi vardır. Türk ordusu içinde gizli bir istihbarat örgütü kuruyor. Nerden geliyor, Ergenekon davalarının dosyaları içine giren Türk ordusunu diskalifiye amaçlı bir gizli örgüt kurma Türk Silahlı Kuvvetleri içinde. Yine R. Tayyip Erdoğan efendinin 36 kez milletin önünde açıkladığı bir tutanak aha var. Ben BOP eş başkanıyım, bana bu görev verildi, Diyarbakır’ı bu projede merkez yapacağız”. Merkez oldu 21 Martta, bir tutanak da bu. Anayasa Mahkemesinin AKP kapatma davasında verdiği karar Cumhuriyet yıkıcısı bir parti, yafta hala boyunlarında bir tutanak ta bu.

5 Kasım 2007 Oval ofiste Beyaz Sarayda T. Erdoğan George Bush görüşmesinde düğmesine basılan Ergenekon tertibi, bir anayasa tutanağını daha açıklıyorum size.

Ergenekon davasının son mütalaası, Anayasa maddeleri lar, yeni yapılan anayasanın maddeleridir. Atatürk Devrimini savunmak suç, Türkiye’yi bölmek serbest. PKK silah bıraktırma iddiasında, PKK silah elinde Amerika’nın hesapları doğrultusunda Parslara, Araplara karşı bir terör unsuru olarak kullanılacak, Türk Silahlı Kuvvetleri bunu seyredecek. Gelinen noktaya bakın, TSK silah bırakıyor, PKK bölgesel askeri güç haline getiriliyor.

Deliğe süpürülme yetki tutanağı var, bunu da unutmayalım. Hani Cüneyt Zapsu söyledi ya Amerikalılara, “ya bu Tayyibi kullanın” dedi, “daha miadı dolmadı deliğe süpürmeyin”. Bu da bir anayasa tutanağıdır. Bunların hepsi birer suç tutanağıdır. Vatana ihanet suç tutanaklarıdır. Vatana ihanet Turgut Özal kendi o büyük suçlarından dolayı yasaları değiştirirken, Hiyaneti Vataniye Kanunun da ortadan kaldırmış ama bizim yasalarımızda hala vatan a ihanet suçları var. Bunların hepsi Türk Ceza Kanunun ilgili mevzuat gereğince vatana ihanet suçlarıdır.

Şimdi Diyarbakır’daki APO mektubu, açıklanan o 90 karşı devrimin programına dikkatinizi çekmek istiyorum. Bakın burada uçunsur, demin de ifade ettim. Bir yobaz diktası getirilmektedir. İslam ve Osmanlıcılık bizi birleştirmiş. İslam inanlar için kutsal bir din, herkes inanacak ayrı bir yerde. Ama İslamcılık, Osmanlıcılık Türk milletine Kürdüyle, Türküyle, Alevisiyle o büyük Türk milletine ancak ve ancak kan ve gözyaşı getirir. Eğer onu birleştirici diye ortaya çıkarsanız, tabi Fetullah Gülen’e selamı unutmayalım. Tabi bazı arkadaşlarımızın da kasetlerle genel başkanlarını kaybedenlerin daha geçen hafta Fas’a gidenlerin Fetullah Gülen’in okulunu ziyaret etmesini anlamak mümkün değil. Hani rehin alınırsınız ya filmlerdeki gibi, rehin alınan kişi rehin alana tapmaya başlar bir süre sonra. Bunu da not olarak koyuyoruz. Birazdan geleceğim, herkes bir karar vermek zorunda çünkü İç savaş ve kaos getirmektir, tabi barış diyorlar, “barış gelecek anaların gözyaşı dinecek, hayır bizi bir iç savaşa, dış savaşa kanlı bir sürece sürükleyen bir programdır. İşte bunun anayasasını yapıyorlar. Şimdi bir de bunun anayasasını yapıyorlar, Türkiye’yi bölüyorlar, böldüler; bakın en önemli şey zorumuza gidiyor ama kabul etmek önemli. Cumhuriyetimiz yıkıldı, yönetimde bir mafya gladyo rejimi var. Türkiye’miz bölündü, bu gerçekliği görmezsek, tedbirlerimizi, görevlerimizi ne yapacağımızı doğru tespit edemeyiz. Yok dik durmayız, yıkıldı, yıktılar, Atatürk Cumhuriyetinden söz edebilirmiyiz? Nerde laiklik, söz edebilir miyiz laiklikten, eğitim, Atatürk devrimlerinden en önemli unsurlarından biri eğitim. Laiklik bilimsel anlamda aydınlanmacı eğitimdir.

“TÜRKLÜK YERİNE VATANDAŞLIĞI ANAYASAYA KOYMAK MİLLETİ ANAYASA DIŞINA SÜRMEKTİR”.

Bizim milli ekonomimiz muazzam dünyaya parmak ısırtan 1930 larda vatanın çöküşte olduğu bir süreçte, Türk mucizesi diye, büyük ekonomik atılımlar kurduğumuz ekonomimiz elimizden gitmiş. Şimdi bu koşullarda, gerçekliği doğru tespit etmek, görevimizi doğru bulmak aslında çok önemli.

Şu PKK nın silah bırakma, bırakma barış yalanına bir netleştirelim. PKK silah bırakmaz, bırakamaz, PKK ya ancak silah bıraktırılır. Neden Amerika’nın piyonudur. Tıpkı Tayyip Erdoğan gibi, bir eş başkan Tayyip Erdoğandır; bir diğer eşbaşkan da Abdullah Öcalan’dır; bir diğeri de Barzani’dir.  Amerika’nın talimatı ve izni olmadan PKK nın kendi iradesiyle silah bırakması imkansızdır. PKK ya ancak silah bıraktırılır.   Kim bıraktırır. Atatürk’ün hükümetini kurarız; devletin yaptırım gücünü kullanırız. Kürdümüzü kucaklarız PKK yı ezeriz. İşte o zaman halkımız özgür olur, devletimiz güçlü olursa. O nedenle milleti kandırmaya kimsenin hakkı yoktur. Burda dayatılan konu, anayasanın en önemli yanı, hatta bırakalım hepsini. Tek önemli yanı vardır, Türk milleti anayasa dışına sürülmektedir. Sadece bu bile bu anayasaya tepeden karşı durmamızı zorunlu kılmaktadır. Türk milleti anayasanın dışına sürülmektedir.  Kimdir bu Türk milleti? Bozkırlarda atlar koşturup gelen bir ırk mı? Hayır. Mustafa Kemal Atatürk ne diyor, “Atatürk Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir”.   Kürdü de Türkü de, Alevisi de Sunnisi de Türk milleti. Bunun için büyük bir millet. Kafatasımızın biçiminden dolayı değil. Bir devrimle millet olduk biz. Cumhuriyet devrimiyle millet olduk.   O 60 yıllık karşı devrim sürecinin ilk hedefi bizim milletliğimizi ortadan kaldırmaktı. Devrimimizi kaybettik, millet olmaklığımızı da kaybediyoruz  . O nedenle Türk milleti meselesi başat meseledir.   Eğer bu anayasanın başlangıç bölümünde içtenlikle damgasını vurmazsanız, Atatürk devrimini başa yazmakla yazmazsanız olmaz. Ana muhalefet partililerimiz diyor ki, başlangıç bölümüne koyacağız Türk milleti sözcüğünü” diyor. Başlangıç bölümü anayasaların hikaye bölümüdür. Masal bölümüdür, yazarsınız istediğiniz masalı yazın. Ama anayasanın maddeleri içinde o millet olma hakkı yer almazsa sadece kendinizi ve milleti kandırırsınız. O yüzden ben yutmuyorum. Başlangıç kısmına Türk milleti yazmak, hayır var mı hepsini yazmaya Türk Milletinin damgasını vurmuş bir anayasaya evet diyorsak bunu da söyleyelim.

Şimdi açıkladılar Tayyip Erdoğan aslında APO nun katıldığı Türk Milletini ayaklar altına alacaklarını söylediler. Bana Türk’ü Türk Milliyetçiliğini orda dediydi Türk Milleti; ben ey Türk Milleti diyorum, meydan okuyor bize MOBEKS başkanı, “ ben sizi ayaklarımın altına alacağım  ” diyor. Ben de diyorum ki, Tayyip Erdoğan yıkılacaksak sen Türk milletinin ayakları altında kalıp ezileceksin. Burada bir şey daha söylemek istiyorum. Türk vatandaşlı, vatandaşlık gibi çok cazip gelen ama kof önermeler var. Vatandaşlık bir bireyin hukuk devletinde hukuki bağını ifade eder. Millet olmak ise başka bir şeydir. O nedenle Türk milleti yerine, Türklük yerine vatandaşlığı anayasaya koymak milleti anayasa dışına sürmektir.    Milletsiz devlet olmaz, milli devlet olmaz ve bizim gibi bir coğrafyada milletsiz devlet, dünyanın hiçbir yerinde milletsiz devlet yoktur da, bizim gibi bir coğrafyada devletsiz, milli devletsiz kalmak demek Tayyip Erdoğan’ın hayalindeki ayaklar altında kalmak demektir. O nedenle bizim anayasamızın, bu anayasada karşı çıkacağımız tek bir husus yeterlidir. Türk milletini anayasa dışına sürme hayaline kapılmaktadırlar. Onlar istiyorlar bakın bir tablo ortaya çıkıyor; bölünüyoruz, yıkılıyoruz, milletimiz ayaklar altına alınıyor, şimdi oraya geleceğiz.

Onların dilekleri, rüyalarında görüyorlar, rüyaları gerçek olacak mı kâbusa dönüşecek mi? Onu da hep birlikte göreceğiz. Şimdi tam koşullarda, değerli dostlarım, Türk milletini ayaklar altına almak, cumhuriyetimizi yıkmak, vatanımızı bölmek için Türk ordusunu imha etmeliydiniz. İmha, silahları filan yok etmek değildir, kafalardaki vatani savunma iradesini zayıflatmaktır.   Son Türkiye’de beş yıldır Türk ordumuzu, bizim Mustafa Kemal’in ordusunu, Mustafa Kemal’in askerlerinin oluşturduğu, bakmayın tepelerdeki Hilmi Özkök Paşalara, bakmayın özel zatlara, Türk ordusu Mustafa Kemal’in ordusudur. Deniyor ki, teslim aldılar, hayır teslim alsa casusluk operasyonu devam eder mi? Teslim alsa Çetin Doğan paşamız diğer komutanlarımız, hepsinin ismini saymayayım, hepsi çok değerli, hiç biri birbirlerinden farklı değil, hepsi Mustafa Kemal’in askerleri, dimdik duruyorlar orda, hala devam eder mi operasyonlar.

Şimdi ikinci baş hedef İşçi Partisini baş hedef alacaksınız, bir kere Zekeriya Öz, savcı var ya savcı bozuntusu, 25 Temmuz 2009 da dedi ki, “bu operasyonun hedefinde İşçi Partisi var”. Neden İşçi Partisi var? Atatürk devrimini savunduğu için, kim var yurtseverler var, Atatürk Devrimciliği var. Üniversitelerimiz var, aydınlarımız var. İşte Türkiye’yi bu hale getirmek için, Ergenekon ve Balyoz tertiplerini yapmak zorundaydınız. Burada Ergenekon ve Balyoz’u tabi kimse, o fikirde dğil biliyorum onu ama toplumumuzda şu var: “Acaba darbe mi vardı da yakaladılar. Hilmi Özkök Paşa boşuna mı uğraştı da darbeyi engelledi” gibi hayaller var. Bunu netleştirelim, Ergenekon, Balyoz ve diğer davalarda iddianamelere konu edilen suçlardan dolayı orda tutsak edilen yurtseverlerimizin, komutanlarımızın ayırımsız hepsi masumdur, masumdur masumdur, bunu böyle bilin. Yok “efendim, fasulye gibi araya kötüleri de kattılar”. Peki diyorlar ki, tenzih ederek söylüyorum, şu mafya babasını da kattılar; peki mafya babasının mafyalıktan dolayı suçu mu yazıyordu. Hayır, vatansever yanını bulmuş, onu da suçlu olarak yazıyor.

Orada yargılanan Atatürk’tür. Ergenekon davasının Balyoz davasının bir numaralı sanığı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Tıpkı 19 Mayıs’tan çıktıktan kısa bir süre sonra o Damat Ferit Hükümetlerin idam fermanıyla Mustafa Kemal’i idama mahkûm ettikleri gibi. Mustafa Kemal için İstiklal Madalyası o idam fermanı  .

Genel Başkanım Doğu Perinçek kahraman komutanlarımız için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları da bizim için İstiklal Madalyasıdır  . Ama şunu da bilelim, bu mütalaaya düşmeye fırsat bulamayacaktır. Yani Tayyip Erdoğanların siyasi ömürleri bu kararların hükme dönüşmesine kadar sürmeyecektir bunu da bilelim.

Burdan bir noktaya değineceğim, çok önemli İşçi Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek’in tutukluluğu altı yılına girdi, kim Doğu Perinçek? İşçi Partisi Genel Başkanı, yani yasal değil, Doğu Perinçek hapse girdi tutuklandı, Sayın Mehmet Gültekin arkadaşımız Genel Başkan vekili seçtik, o da tutuklandı, o da iki yıldır içeride, onun yerine partim bana görev verdi. Bir siyasi partinin genel başkanı ve Doğu Perinçek hakkında suçlamaların tamamı şurda benim yaptıklarım. Tamamen siyasi faaliyet,Türkiye’yi savunmak, Tayyip Erdoğanların bölücülüğüne, gericiliğine karşı cepheden durmak. Yani toplam olarak siyasi çalışma yapmak, siyaset yürütmek. Sadece bundan dolayı suçlanıyor, başka hiçbir suçu yok. Delil yok demiyorum, suçlama yok. Bir siyasi partinin genel başkanı siyasi faaliyetlerden dolayı tutsaksa, diğer partinin hepsinin genel başkanları tutsaktır. Sayın Kılıçtaroğlu şu anda tutukludur, Sayın Devlet Bahçeli tutukludur, diğer partilerin genel başkanları tutukludur. Allah rızası için hatırlayın, bir genel başkan yatıyor orada. Ağızlarına almıyorlar. Doğu Perinçek özgürdür, ama Kılıçtaroğlu tutsal, Doğu Perinçek özgür, ama Devlet Bahçeli tutsak buna seyirci kalamazsınız.

Bakın bir şey, çok değerli arkadaşlarımız Sayın Balbay önünde saygı ile eğiliyorum, gazetecilerimiz, koskoca Ergenekon, Balyoz davasını o kadar komutanımız tutukluyken, Genel Başkanım Doğu Perinçek tutukluyken, aydınlarımız tutukluyken iki milletvekiline, üç beş gazeteciye indirgemeği vicdanınız nasıl kabul ediyor bunu. Ben bunu kabul etmiyorum. Tabi bunun başka unsurları da vardır, “arbeciler temizlensin” korosu var bir de biliyorsunuz değil mi? Hiç kimse alınmasın, gücenmesin, muhalefet partileri darbeciler temizlensin, polisleri korusun. Engin Alan gibi Sayın Bahçeli vatansever komutan tutukluyken, “darbeciler temizlensin” diyor. Sayın Kılıçtaroğlu’na diyorum ki, bu işin sırrı komutanlarda sayın genel başkan, geleceksiniz o komutanlara sahip çıkacaksınız. İş sadece iki milletvekiliyle olmaz, işin sırrı burada. Ergenekon davasında, gazeteciler, milletvekilleri yazık onlar masum, suçsuz zulüm çekiyorlar, komutanlar yatsın içerde. Doğu Perinçekler yatsın, yatarlar, yatarız, altı yıl değil, 60 yıl daha yatarız, vatanımız için. Bunu bu gerçekliği toplumun önüne koyacağım; gerçekler biraz acı.

Şimdi dün akşam bir şey oldu KCK dan, Van’da bütün KCK lılar serbest bırakıldı. Hayırlı uğurlu olsun, bölünen Türkiye’nin tablosu budur işte! Konjoktürü dikkate alarak diyor savcılar, konjoktüre bakın, konjoktur bu KCK lı mısınız, bölücü müsünüz? Amerika’nın silahlı gücüne aday mısınız o zaman serbestsiniz… Uzlaşma masası meselesi vardı, uzattık onu gçiyorum.

Hain ve Cumhuriyet yıkıcısı ile uzlaşma olmaz. AKP ile anayasa yapmak, demokratik özgürlükçü anayasa yapmak, Damat Ferit’le Cumhuriyet devrimi yapmaktır, Vahdettin’le Kurtuluş Savaşı vermektir. Bunu imkânsızlığını gördük. Başkanlık sistemi yeni var. Ama bu yana kapılmayalım. Şimdi tartışma şöyle bir grup, insanımız siyasi partimiz diyor ki,” başkanlık sistemi olmaz buna izin vetmeyiz

Kanmayın buna, yem olarak attılar, ihtiyacı mı var, Tayyip Erdoğan’ın ha şu bir gerçek bu program faşizmle uygulayabilirsiniz, zaten uyguluyor. Başkan olmaya ihtiyacı yok, ne yapacak tamam başkanlıktan vaz geçtim, buyurun yapalım diyecek 23 Nisan günü. Bunu da görelim, bundaki hatayı görelim, yığınakta yapılan hatayı görelim. Akil adamlar konusu Açık adamlar, ben söylemiştim, yok önce ben söylemiştim, yok ben söyledim”. Akil adamlar dünyanın neresinde olmuşsa, işte Yugoslavya paramparça. Akil adamlar kim? AB temsilcisi Karen Fok vardı, postaladık geçmiş dönemde; e-postaları ortaya çıktı. Onun İstanbul’da bir meyhanesi var “Kör Agop” diye. O kör Agop’un çetesi şimdi oldu akil adamlar. Akil adamlar; meclisimiz, milletimiz aklını mı kaybetti. Aklını mı kaybetti de Türkiye’nin ne kadar bölücü, neo liberal Soroz’cu varsa Akil adamlar olmuş. “Ona biz önerdik, biz önerdik” diye yarışıyorlar. İlk önereni söyleyeyim size. Abdullah Öcalan önerdi. Kimse yarışmasın Abdullah önerdi. Sonra o sahip çıktı bu sahip çıktı. Bunları da görelim.

Bu anadili savunma meselesi. Pazartesi günü Anayasa Mahkemesi için son gün. CHP sini uyarıyorum. Sayın milletvekilimin tavrını biliyorum, kahramanca mücadele ettiler orda, o yasaya karşı. Ama CHP si Sayın Kılıçtaroğlu Pazartesi günü, “anadilde savunma uydurmasına” karşı Anayasa Mahkemesine dava açmazsanız Hasan Basri Özbay şahsım olarak iki elim yakanızdadır.

Bir de burada “öl de ölelim, vur de vuralım” diyenler var. “Ya zamanı var, zamanı var” diyor; “hele hükümet,” diyor, çaresiz olursa o zaman biz bakarız” diyor. Sayın Bahçeli, bakın milleti yatıştırıyor. AKP yi kim iktidar yaptı? Abdullah Gül’ü kim oturttu başımıza. Bu gerçekliği görelim. Bu “vur de vuralım, öl de ölelim” planıyla bu işlerin olmayacağını da bilmemiz lazım. İki, son bir dakikayla tamamlayım isterseniz.

İki cephe var, biri şer ittifakı. İşte Amerika, İsrail, Tayyip Erdoğan, Abdullah Öcalan, Fetullah Gülen Cephesi. Hiyanetli Damat Ferit’lerin hükümeti, zalim Meclis-i Mebusanı.

Bir de Türk milletinin cephesi. Bu salon kararını vermiştir. Biz Türk Milletin cephesindeyiz. Ama ben burada Türkiyenin bütün aydınlarına, hangi partiden olursa olsun; AKP liler dahil olmak üzere, herkese diyorum ki, şimdi asi olma zamanı. Mustafa Kemal Samsun’a nasıl çıktı?  Samsuna çıkarak İstanbul hükümetine asi oldum” diyor. Şimdi tam bir asi olma zamanı. İstanbul hükümeti BOP eşbaşkanlığı hükümeti; Türkiyeyi bölen, Anayasa Mahkemesince Türkiyey’yi tescilli bir hkümet, o nedenle şimdi Bursa Nutku zamanı.

Ankara ikinci aile ceza hakimi Sayın İlhan Kadılar, Atatürk’ün hakimi, Cumhuriyetin hakimi, türbanlı biri, Kamalak’ın eşi duruşmaya girdi çıkarttı. Dün söyledği şudur. “Şimdi Bursa Nutku zamanı”. Bursa Nutku’nu hatırlayınız, şimdi, o nedenle değerli Hakim’im Bursa Nutku çağrısını da söyleyelim.

Son söz büyük Ankara yürüyüşü başlamıştır. Bütün mesele iktidar meselesidir. Bütün mesele, felaketi yıkmak, Atatürk’ün hükümetini kurmak. Türkiyemizi yeniden Kemalist devrimin rotasına sokarak, Atatürk Cumhuriyetimizi yeniden kurmak göreviyle karşı karşıya olma noktasındayız. 2010 2013 olmuştur, halk ayaktadır, millet hazırdır. Program vardır, Atatürk devrimi programı, hiç Amerika’yı yeniden keşfetmeye ihtiyacımız yoktur. Başarıyla uygulanmış program vardır, millet kararını vermiştir. O nedenle önümüzdeki adım, önümüzdeki gerçek lolan şey AKP nin yıkılıp milli hükümetin, yani Atatürk‘ün hükümetinin, yani halkın hükümetinin kurulma günü gelmiştir. 8 Nisan önemli bir adımdır. Gelin Türkiye Ergenekon’a sıkışıp kalmıştır. Türkiye’nin çözümü Silivri’dedir. Ben biliyorum ki o Silivri duvarlarını yıkacağız   ve oradan yurtseverlerimizi çıkaracağız, onlarla birlikte Atatürk Hükümetini kuracağız”.

Panalistlerin konuşmaları bir sonraki haberde devam edecek...

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.