Zülfü Livaneli’nin “Veda”sından sonra Turgut Özakman’ın “Dersimiz Atatürk” filmi de izleyiciyle buluştu. Her film için ve “Veda” için olduğu gibi “Dersimiz Atatürk” filmi için de olumlu ve olumsuz eleştiriler elbette yapılacak. Önyargılı olmamak koşuluyla yapılan her eleştirinin çok daha güzel Atatürk filmlerine giden yolda, yol gösterici olacağına kuşku yok.

Atatürk’ü, Kurtuluş Savaşı’nı, Cumhuriyet’i, Turgut Özakman kadar iyi bilen çok az kişi vardır. Onun her satırı belgelere dayanan araştırmaları, dünün ve bugünün Türkiye’sine ışık tutan çok önemli kaynaklar. Çanakkale’yi anlattığı “Diriliş”, Kurtuluş Savaşı’nı anlattığı “Şu Çılgın Türkler” ve “Cumhuriyet” kitapları, milyonların elinden düşmüyor.

Senaryosunu Turgut Özakman’ın yazdığı, yönetmenliğini Hamdi Alkan’ın yaptığı “Dersimiz Atatürk” filmi de işte Özakman’ın bu bilgi birikimini yansıtıyor. Bu filmin, Atatürk’ün hayatı ve eserlerini vermenin ötesinde çok daha anlamlı bir yönü var bence. Filmin, ilkokul beşinci sınıf öğrencisi bir grup çocuğun üstlendiği ödev ekseninde geçmesi… Bu ödev, o çocukların Atatürk’ün yaşamına ve kurtuluş öyküsüne yaptıkları uzun ve öğretici bir yolculuk aslında. Filmin bazen canlandırma bazen belgesel görüntüler eşliğinde sunulması, Özakman’ın konuyla ilgili gerçekçilik tutumunu da yansıtıyor.

Neden ders ve neden ilkokul öğrencileri?.. Çünkü Atatürk’ü artık çocuklardan başlayarak herkese doğru-dürüst öğretmek gerekiyor. Atatürk’ü yok sayma (yok etme) girişimlerinin sistemli kampanyalara dönüştüğü bir dönemde “Atatürk dersi” artık her zamankinden daha çok gerekli.

Anne-babalar çocuklarını bu dersten yoksun bırakırlarsa, yazık olur. Tutun çocuklarınızın elinden, “Dersimiz Atatürk”e götürün. Onlar da siz de çok şey kazanırsınız. Türkiye sadece geçmişini değil, geleceğini de kazanır.

Hikmet Bila
21 Mart 2010-VATAN