Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara

  • HASTANE YOK Kİ, (BÖLÜM 2)

    Dolayısıyla, Bakanlıkça ruhsatlandırılan yataklı “özel hastane” başka, İl sağlık Müdürlüklerince ruhsatlandırılan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan “özel tıp merkezi” adı altında kurulmuş olup, gündüz belirli dallarda poliklinik hizmet veren kuruluşları birbirine karıştırmamak gerekir.
    Çayyolu’nda  ne yazık ki, devlete veya özel sektöre ait bir “teşekküllü hastane” mevcut değildir.
    Gazi ve Başkent üniversitelerinin poliklinikleri ile özel Tıp merkezleri vardır. O nedenle, bunların “devletin ağır baskısı” sonucu acil sağlık hizmetini iptal etmeleri de söz konusu olamaz. Çünkü böyle bir hizmetleri zaten yoktur.
    Taleplerimizin yerine getirilmesi için mücadele ederken önce doğru teşhis yapmamız gerekir ki, doğru ve sağlıklı neticeler alabilelim.
    Kısacası, 24 saat acil sağlık  hizmeti alabilmek için, önce Çayyoluna bir hastane kurulması talep edilmeli, bu yönde kamuoyu oluşturulmalı, talepler doğru yönlendirilmelidir.
      
                   ****
    Tarih: 29 Aralık 2011 11:02 Ekleyen:
  • HASTANE YOK Kİ,  (BÖLÜM 1)

    Çayyolu Platformunun web sitesinde, Bir Ambulans fotoğrafıyla birlikte Çayyolu’na Büyük Haksızlık başlığını görüp, merakla devamını okuduğumda;
    “Çayyolu’luların, akşam 20.00’den sonra ağır bir hastası olduğunda hastasını götüreceği veya iğne  yaptıracağı bir sağlık kuruluşu yok.Nedenini araştırdık.
    Özel hastanelere, özellikle gece hizmetlerinde, devletin uyguladığı ağır maddi ve manevi baskı ve bu nedenle özel sağlık kuruluşlarının gece acil hizmetlerini iptal etmek zorunda kalmaları.Platform olarak, sorunumuzu, sağlıkta karar vericilere duyuruyoruz ve acilen gerekenin yapılmasını istiyoruz.”
    Denildiğini gördüm.
    Toparlarsak, haberde özetle; saat 20:00 den sonra acil başvurusu yapılabilecek bir sağlık kuruluşu olmadığı, bunun nedeninin de devletin özel hastanelere “ağır maddi ve manevi” baskı uygulaması sonucunda bu kuruluşların, acil hizmetlerini iptal etmek zorunda kalmaları olduğu söyleniyor.
    Bir yanlış bilgilenme olsa gerek, çünkü özel olsun devlet olsun hiçbir hastane ben iptal ettim diyerek acil servisini hizmetten kaldıramaz. Zira acil servis hastane olmanın zorunlu parçasıdır.
    Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılan, genel ve dal özel hastaneleri, Özel Hastaneler Yönetmeliğinin 6 ve 7. maddelerine göre, yoğun bakım ve acil sağlık  hizmetleri vermek zorundadır.
    Tarih: 29 Aralık 2011 11:01 Ekleyen:
  • İşte, yıllardır bizi biz istemesek de yöneten ve her ne hikmetse seçilebilen Melih Gökçek. İlk kez doğru bir tesbitte bulunmuş helal olsun.

    Bizim Yenimahalle ve Çayyolu'ndaki birçok kişinin korku belasına Şenol Balaban ve Belediye Başkanı Fethi Yaşar'ın koluna girip laylaylomla işlerini götürdüğü bir ortamda; bir AKP'li belediye başkanı olan Melih Gökçek, bu iki kişinin takkelerini düşürüp kellerini ortaya koymasını tanık oldumya ne diyeyim.

    İnşallah bu takkesi düşmüş kafaları CHP yöneticileride görüyordur. Hatta Balaban ve Yaşar'ın koluna girenler yavaş yavaş bu kişilerden uzaklaşırlarsa iyi olur kanısındayım.
    Tarih: 29 Aralık 2011 00:18 Ekleyen:

  • BAKIŞ FARKI!..       (BÖLÜM 3)

    "Evet" demiş Vincenzo, " bunun nesi garip? ".
    "Garip değil tabi ki" demiş adam. " Ama size kötü bir haberim var, o kadın bir sahtekarmış. Sizin gibi zengin kişilere yaklaşıp, hasta bir bebeği olduğunu söyleyerek para koparırmış. Korkarım sizden de koparmış."
    Vincenzo şaşkınlıkla, " yani ölümü beklenen bir bebek yok mu? " demiş.
    "Yok" demiş adam.
    "İşte bu hafta duyduğum en iyi haber" demiş Vincenzo.

    Bakış farkı budur!.. 

    Böyle bir durumda, çoğu insan parasını kaybettiğine üzülür, ama kimi de Vincenzo gibi ölümü bekleyen bir bebek olmamasına sevinir.
    Aynı pencereden dışarı bakan iki kişiden biri sokaktaki çamuru, diğeri gökyüzündeki yıldızları görebilir.

    Dilerim ki, yeni yılda, “Vincenzo’ nun penceresinden” bakabilmeyi başaranlar çok olur!..

                               ***

    Tarih: 29 Aralık 2011 00:18 Ekleyen:
  • BAKIŞ FARKI!..    (BÖLÜM 2)

    Kısacası, olaylar karşısında takınılan tavır ve etkilenme derecesi, aslında, hayata “bakış açısının” getirdiği bir sonuçtur.

    Sözü uzatmaya hiç gerek yok! Bir dostumun ilettiği, Arjantinli ünlü golf’çu Robert Vincenzo’ nun başından geçen hikaye, sanırım “bakış açısı farkını” anlatmak için fazlasıyla yeterli olacaktır;  

    Robert Vincenzo, bir turnuvayı daha şampiyon olarak bitirdikten sonra  kazandığı büyük para ödülünü alırken kameralara mutlu pozlar vermiş. ve Ödül töreninin ardından, kulübüne uğramış, eşyalarını toplayıp, otoparktaki arabasının yanına doğru yürümüş.
    O sırada yanına bir kadın yaklaşmış, Vincenzo' yu kutladıktan sonra ona bir çırpıda; küçük bir bebeğini olduğunu, bebeğin çok hastalandığını ve hastane masraflarını karşılayamadığını, onun her gün biraz daha ölüme yaklaştığını anlatmış.
    Kadının anlattıkları Vincenzo'yu çok etkilemiş. Hemen çek defterini çıkarmış ve turnuvadan kazandığı paranın bir bölümünü yazıp imzalayarak, çek’i kadına uzatmış, "umarım bebeğinin iyi günleri için harcarsın" demiş.
    Ertesi hafta Vincenzo, kulüpte öğle yemeğini yerken golf derneği’nin bir üyesi yanına yaklaşmış ve " otoparktaki çocuklar geçen hafta siz para ödünü aldığınız gün bir kadının yanınıza yaklaştığını ve sizinle konuştuğunu söylediler " demiş.
          ./..
    Tarih: 29 Aralık 2011 00:17 Ekleyen:
  • BAKIŞ FARKI !..    (BÖLÜM 1)

    Hayat, kimi zaman tekdüze, kimi zaman inişli çıkışlıdır. İçinde, sevinçten havalara uçuran olaylar olduğu gibi tatmaktansa, ölmek istenen acı olaylar vardır. Planlı programlı yaşayanlar için de tam tersi olanlar için de hayat aslında sürprizlerle doludur.

    Başarılar veya başarısızlıklar, mutluluklar veya mutsuzluklar, çoğu zaman kişinin inisiyatifinden ziyade, şansa, konjonktüre bağlıdır.Umutlar bir anda hayal kırıklığına, umutsuzluklar bir anda mutluluğa dönebilir. Acı da, sevinç de her şey insanlar içindir. Ancak, acının, sevincin, umudun, hayal kırıklığının yaşanma biçimi insandan insana değişiklik gösterir.

    Mesela, kimileri ölüm acısı karşısında yıkılırken, kimileri ölümü hayatın bir parçası ve “takdiri ilahi” olarak görüp, sükunet ve netle karşılar. Kimileri sevinci abartılı ve coşkulu yaşarken, kimileri sevinirken utanır.

    Kalın çizgilerle ayırmak mümkün değilse de genelde, kötümser bakanlar, hayatı kendisine ve yakın çevresine zindan ederken, iyimser bakanlar daha mutlu olup, çevresine olumlu enerji yayar.

    Bilinen örnekte olduğu gibi, yarıya kadar doldurulmuş bir bardağı tanımlarken kötümserler, yarısı boş, iyimserler, yarısı dolu der.

    Kimi etrafıyla ilgili, duyarlıdır. Başkalarının dertlerini, dert edinir. İnsaflı, vicdanlı, merhametlidir, yardım ve iyilik yapmayı sever. Kimi bencildir, kendisinden başka kimseyi gözü görmez.

              ./..
    Tarih: 29 Aralık 2011 00:17 Ekleyen:
  • sağ olsun
    bizim belediye her sene her sene sitenin en güzel bal konunu seçeceğine çayyoluu'nda yılın muhtarını seçilmesi için ön ayak olsa iyi olmazmı

    bu tip yarışmalar  sayesinde çayyolu'nda rekabet artar  çayyolu ' na kalite  gelir

    tabi biz belediyede böyle işgüzarlık göremediğimiz için koru af örgürü olarak toplandık ;
    önce türkan teyzeyi  alirıza bey ormanı için gösterdiği sonsuz gayret ve emeklerinden dolayı  daha önce vermiş olduğumuz uyarı cezasına  geri alıp
    sonrada oy birliği ile koru mahallesinde kendisini yılın muhtarı seçtik ...


    bilgilerinize
    Tarih: 28 Aralık 2011 23:25 Ekleyen:
  • istanbul ve ankara 'ya özel tarife ama 8 yılı dolduran doğalgaz dağıtım şirketlerine zam yapma yetkisi çıktı.
    Tarih: 28 Aralık 2011 23:25 Ekleyen:
  • Büyük isimli işletmeye yakışmayan ayıp
    Aralık ayının 22 sinde Ümitköy -Galeri'ya karşısındaki petrolün yanındaki "adı büyük" pastahaneden  ikindi çayı  için çeşitli unlu mamüller aldım.  Büyük keyifle çayı hazırladık, oturduk, çok güzel görünen Ankara simit' inden  bir parça kopardım ki ne göreyim " siyah bir  kıl" artık gerisini siz düşünün, iki gün yemek yiyemedik.Telefon ettik uyarmak için suçlu duruma düşmemek adına mamulleri hemen aldırdılar ama ne bir üzüntü bildirmek için döndüler nede başka bir şey . Biz resmini çekmiştik ve fişimizde elimizde.  sonucu merak edip uğradığımızda ise  sanki derdimiz oymuş gibi sadece para iadesi yaptılar ve Gıda mühendisleri ile firma yetkilisi ortada yoktu.Her zaman  adın büyük olması ne yazık ki hijyenik olmaya yetmiyor.
    Tarih: 28 Aralık 2011 23:24 Ekleyen:
  • MITLU YILLAR ÇAYYOLU
    2012 SEVGİ VE IŞIK YIKI OLACAK...
    Tarih: 28 Aralık 2011 12:25 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!