Haberler


TÜRK ORDUSU
  • Yorumlar: 0
  • 19 Temmuz 2011 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 1996
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

TÜRK ORDUSU

0 0

Birçoğumuzun bildiği gibi Batı’nın, özelikle Avrupa’nın Türk Ordusuna kini tarihin tanıdığı en amansız kinlerden biridir.İngilizlerin İstanbul’u işgal ettiklerinde ilk istedikleri şeyin, Cuma Selamlığındaki askerlerimizin oradan uzaklaştırılması olmuştur. Bu yukarıdaki ifadenin en açık kanıtlarından biridir.

Türkiye, benzeri bir rahatsızlığa son sekiz yıllık dönem içinde tanık olmaktadır.

  • Bir AKP millet vekilinin Türk Ordusuna mensup birliklerin ve okulların Ankara dışına çıkarılması ve böylece Başkentin askeri bir kent görünümünden kurtarılmasını istemesi,
  • Gene bir AKP millet vekilinin TBMM’ndeki "Mareşal Atatürk’’ tablosu ile gene TBMM’nde güvenlik görevi yapan asker-lerin yürüyüşleri sırasında çıkardıkları seslerden şikayet etmesi,
  • Eski Genel Kurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un KKK iken İsrail gezisi sırasında çekilen fotoğrafların kasıt ararcasına siyasal eğilimli yandaş bir gazetede yayımlanması,
  • AKP iktidarının uyguladığı Avrupa Birliği patentli dış politikası, uçuruma giden kayalıklarda gözü bağlı olarak yol almaya benzemektedir. Bunun farkında olan Batı, esasında nefret ettiği AKP’yı bağrına basıp var gücü ile desteklemesi, Haçlı Batı ile siyasal islamcı odakların ayni çizgide olmaları,
  • Türk Ordusunun Atatürk’ün kendisine verdiği en kutsal görevlerden biri olan "Cumhuriyeti koruma ve kollama" vazifesine rağmen siyasi iktidarın bu durumu hiçe sayarak ordunun etkinliğini azaltıcı yasalar çıkarması, emekli ve muvazzaf subayların tutuklanmalarına çanak tutması,
  • Dışarıda görevli bu dönemin bir büyükelçisinin resmi makam odasında Atatürk resmi olmaması üzerine sorulan soruyu "Artık bu duruma alışmalıyız" gibi son derece hayret verici cevap vermesi.

Bunlara birer örnektir. Bu acıdır. Neden bazı çevreler Türk Ordusundan rahatsız oluyorlar? Bu ve benzeri çıkışları yapanlar nereden cesaret buluyorlar? Elbetteki yıllardır Türk halkının bu durumu görüp anlayamaması ve oyları ile gereken reaksiyonu gösterememesi de ülkenin bugünkü hale getirilmesine bir sebeptir.

Büyük Önder M. K. Atatürk’ün "Hükümetlerin icraatı menfi olup da millet itiraz etmez ve iktidarı ilk seçimde düşürmezse bütün kusur ve kabahatlere katılmış demektir’’ sözü sanki bugünler için söylenmiş.

Batı’nın ve işbirlikçilerinin Türk Ordusuna kininin sebebi Ordumuzun sadece caydırıcılığı değildir. Haçlı emperyalizmi karşısındaki susturucu gücü de değildir. Asıl sebep Türk Ordusunun sadece Ordu olarak kalmayıp Türk tarihinde aydın ve ilerici atılımların öncüsü olmasıdır. Türkiye sanayı devrimini gerçekleştirememiştir. Yaratıcı bilim ve bunun ardından yeni teknolojiler üretememiştir. Ama Türkiye, ordusunun gücü sayesinde hem cumhuriyeti ve hem de aydınlanmanın motor unsurları olan temel devrimleri akıl almaz bir maharetle ve hızla hayata geçirebilmiştir.

Batı bunları biliyor ve millet olarak bizi kıskanıyor. Atatürk öldü,bu işler bitti diyemiyorlar. Böyle düşünmelerine engel bir gerçek güç var: Türk Ordusu. Batı’nın hedefinde Türk Ordusu’nun yok edilmesi, bu olmaz ise etkisizleştirilmesi vardır. Birincisi imkansızdır.Ama ikincisi Türkiye içindeki hainler ile işbirlikçilerinin, Batı’nın emelleri paraleline girmesi ile mümkün olabilir.

Büyük üzüntü duyarak söylemeliyiz ki, geçmiş hükümetlerin uyguladığı Batı ve Avrupa Birliği yanlısı politikalar, Türkiye üzerindeki haçlı emellerine fırsat ve imkan yaratan, uzun vadeli olmayan basiretsiz politikalardır. Unutmayalım. Mevcut iktidarın oyları ile düşmanlarımıza asırlarca korkulu rüyalar yaşatmış bir gücün sembolü olan "Milli Güvenlik Kurulu" nun 30Ağustos 2003’te kolu kanadı kırılıp sivrileştirilince Avrupa adeta bayram etmiş, heyecan demeçleri ile bu bayramın resmi duyurusunu yapmıştı, Şimdi sıra Türk ordusunda. Avrupa Birliği’nin sözde Türk dostlarının hazırladıkları 8 Kasım 2005 katılım ortaklığındaki ordumuza sataşma ve saldırıları görmemek için kör olmak gerekli.

"Avrupa Birliğine Neden Hayır" adlı kitabında Suat İlhan çok güzel yazıyor.

"Anlaşılıyor ki Avrupa 1000 yıldan daha uzun zamandan beri kahrını çektiği Türk ordusu ile Avrupa Birliği mevzuatı içinde hesaplaşmaya niyetleniyor. Gerçekten de hesaplaşmaya başladılar AB’ nin açık amaçlarından birinin Türk Silahlı Kuvvetlerini küçültmek, etki ve caydırıcılığını azaltmak olduğu anlaşılıyor."

İlkokula henüz başlamıştım. 3,5 km uzaktaki okulumdan ikindi vaktinin sıcak güneşi altında eve dönüyordum. Kıt kanaat karnımızı doyurabildiğimiz, hemen hemen onda dokuzu kendi üretimimiz olan bir ekonomik gücümüz vardı. Jandarma dönüş yolumdaki telefon direklerine tırmanıyor ve hatları onarıyordu. O dönemde ağabeyim Gelibolu’ da askerdi. Telefon direğinin altında bir asker karnını doyuruyor, Annem Onu hayranlıkla izliyordu. Bu her zaman oluyordu. Annem askerlere sık sık yemek taşıyordu. Gözlerinden yaşlar boşanan anneme sordum. Anne niye ağlıyorsun? Cevabının anlamını şimdi daha iyi anlıyorum. "Bu asker evladımın karnı doydukça Gelibolu’da ki asker oğlumun karnı da doyuyor, onun mutluluğundan ağlıyorum" demişti. Şu anda bu satırları yazarken ben de göz yaşı döküyorum.

Anlamakta zorluk çekenlere haykırıyorum. Türk anası ve babası için Türk askerinin, Türk ordusunun anlamı budur. Ve ben, Türk ordusunun kahraman askerlerinin ve komutanlarının tek suçu "Vatan sevgisi" olan kahraman askerlerinin komutanlarının tutuk evlerinde tutulmalarına isyan ediyor, haksız yere buna sebep olup Türk düşmanlarının ekmeğine yağ sürenleri lanetle anıyorum.

Yazımı yeni dönemde ülkeyi yöneteceklerin bu güzel vatanımızın Mustafa Kemal’i olmayan Serv kulvarından çıkarılması yönünde kararlılıkla çalışmalarını dileyerek bitiriyorum.

Reşat ÖZKAN
Çayyolu Haber Bülteni

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.