Haberler


Silivri’deki duruşmalardan biri
  • Yorumlar: 0
  • 05 Nisan 2010 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 1630
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Silivri’deki duruşmalardan biri

0 0

18 Mart Perşembe günü Silivri’de ki ünlü duruşmayı izlemek üzere organizasyon yapan Çayyolu A.D.D. yöneticileri ve bir grup CUMOK diye bilinen Cumhuriyet okuru dostla yola çıkılacağını öğrendim. Meslek hayatıma başladığım günden beri sadık kaldığım insan hakları, demokrasi gibi kavramlara olan inancımla "ben de geliyorum" diyerek aralarına katıldım. Gecenin bir yarısı Çayyolu’ndan otobüsle hareket ettiğimizde hemen hepimizin ortak paydası olan içeride yatan aydın yurtsever insanlar için hayırlı olur umuduyla yoğunlaşan sohbetlerimizle yola çıktık.

Geçtiğimiz yıllarda fırtınalar yaratan sivil toplum hareketlerinden Cumhuriyet Mitingleri’yle öne çıkan gazeteci Tuncay Özkan, Cumhuriyet Gazetesi’ndeki ulusalcı yazılırında laikliğin ve cumhuriyetin savunucusu, bayrağına ve milletine bağlılığıyla bir duruş sergileyen inançlı ve Atatürkçü söylemleriyle kamu oyunun sevgilisi olan Mustafa Balbay’ı, tıpta ortaya koyduğu başarılarıyla dünyaca tanınan saygın bilim adamı Prof. Dr. Mehmet Haberal ve nice değerli yurtseveri görmek, onlara biraz olsun manevi destek olmak ve kendileriyle bütünleşmek amacıyla yola çıkmanın heyecanını yaşadık.

Hepimiz, yarın yapılacak duruşmanın sonunda en azından bu üç değerli insandan birinin tahliye olacağı umunu taşıyorduk. Hemen hepimiz uzun yolculukta uyumadan duygu ve umutlarımızı paylaşıp durduk. Sisli bir sabahın bahar kokulu seherinde Silivri’ye vardık. Daha önce duruşmalara katılan bir arkadaş, giriş koşullarını bize anlatırken heyecanlanmamak mümkün değildi.

Silivri cezaevindeki girişi güvenlikten başlayan sıkı kontrol ve denetimden sonra içeriye girdik. Girişte dikkatimizi çeken tansiyon ve şeker hastası bazı arkadaşların ilaçlarının dahi alınıp duruşma salonuna sokulmaması oldu. Disiplin açısından olsa da insani yönden doğru bir uygulama olmadığını hemen herkes anlamıştı.

Bir süre sonra duruşmanın yapılacağı salona alındığımızda çok heyecanlıydık. Geniş donanımlı bir salonda soğuk bir hava esiyordu. Hemen herkes tedirgindi. Girişteki kısım, ziyaretçiler için ayrılmıştı, ortada iki bölüm vardı, birinci sırada tutuklular, hemen arkasında önceden tahliye olanlar oturuyordu. Yargıçların oturduğu divanında üç hakim ve sol tarafında da iki savcı yer alıyordu. Tutukluların olduğu bölüm sağ ve sol tarafında avukatlar ve izleyiciler arasındaki bölümde de önceden müracaat ederek katılan parlamenter ve üst düzey bürokratlara ayrılmıştı, burada eski bir milletvekili Uluç Gürkan’ı görünce anlamıştık.

Hakimlerin arkasındaki duvarda tüm duruşma salonlarından alışık olduğumuz ve çok inandığımız bir ifade, "Adalet mülkün temelidir" sözü ile Atatürk portresi vardı. Duruşmayı başlatan hakim ad okuyarak yoklama yaptıktan sonra, ilkin Kütahya İl Jandarma Komutanının ifadesini alırken bizlerde duruşmanın akışına kendimizi kaptırmıştık. Tanıdığımız tutuklulara sıra gelmişti, savunmalarını yaptılar. Hakimler onları dinliyor, savcılar da bilgisayar ekranından izliyorlardı. Ayrıca bu akış salonun iki yanına konulan dev ekranlardan izlenebiliyordu.

Tutukluların hemen hepsi, savunmalarında, kendilerinin haksız yere orada olduklarını, bunun da bedelini fazlasıyla ödediklerini ve tahliye taleplerini dile getiriyorlardı. Kimi 18 aydan beri tutuklu olduğunu, ailevi sorunları bulunduğu haberini aldığını, çocuklarını bir kere olsun göremediklerini anlatırken, kimi de 22 aydır tutuklu olduğunu, on gün önce hasta annesinin vefat ettiğini ve helalleşemediğin anlatırken ıstıraplar için kahrolduğunu anlatıyordu. Kimi üniversitede okuyan oğlunun bunalıma girdiğini, toplum içerisine giremediğini ve yalnızlığa düştüğünü anlatarak yakınırken, mağduriyetinin giderilmesi için adaletin bir an önce tecelli etmesini ve tahliyesini talep ediyordu.

Bizim gibi salondaki insanlarında merakla beklediği tutuklulardan, Mustafa Balbay, Mustafa Özbek, Tuncay Özkan gibi tanıdık simalar zarif davranışlar içinde ifadelerinde, " Lütfen, somut, belgelenmiş suçumuz varsa onu söyleyiniz. Varsa bir suçumuz cezasını çekelim. Bizler sevenlerimizle birlikte olmak istiyoruz.Kuvvetli şüphe gerekçesiyle tutukluluğun devamına,ifadesinden bir an önce kurtulmak istiyoruz." Diye feryat ediyorlardı.

Savunmalarını yapanların çoğu; Savunmalarının dikkate alınmadığı konusunda yakınırken, doğrusu mahkeme salonunda siyasi güç ağırlığı açıkça hissedilirken, anlatılan onca hukuk dışı uygulamalar karşısında vicdanların dumura uğradığı gerçeğini dile getirenlerin içinde bulunduğu sıkıntıları görmeyip yaşamadıkça yazılıp çizilenlerle anlamanın çok üç olduğunu gözledik.

Bir tarafta hukukun temsilcileri, bir tarafta aylardır "Biz suçsuzuz. Suçumuz varsa söyleyin, cezamızı çekelim, buna bir diyeceğimiz yok! Ama suçumuzu bilmeden kuvvetli şüphe gerekçesiyle burada yatmamıza dayanamıyoruz. Bu haksızlığa tahammül edemiyoruz. Tahliyemizi talep ediyoruz." Diyen tutuklular ve onları savunan avukatların çırpınışları, tutuklu yakınlarının yaşadığı zorluklar, psikolojik çöküntüler, ve bütün bunları, belki bir umut diye Silivri’ye gelerek o günkü duruşmayı başından sonuna kadar izlerken yaşadığımız olumsuzluklar karşısında, bir yurttaş olarak hukuka olan bağlılığımızı ve umutlarımızı da asla yitirmedik.

Çünkü Türkiye Cumhuriyeti bölgesindeki konumu, yetişmiş nüfusu, çağdaş demokratik ve laik bir hukuk devleti olarak imrenilecek konumda iken, yurttaşların ve kurumların huzurunu bozmak isteyen iç ve dış mihrakların mücadelesi dün olduğu gibi bu günde olabileceğini asla unutmamalıyız. Türk hukukuna olan güvenimizle metanetimizi korumaya devam ederken, ayrılış saati gelmişti. Duruşmayı izlemeye giderken yaşadığımız heyecan buruk bir ayrılığa dönüşürken, yedi saatte gittiğimiz Silivri Ankara arası dönüşte daha da uzamıştı…

Ahmet İhsan GÜZEL

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.