Haberler


Selam Olsun
  • Yorumlar: 0
  • 01 May 2011 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 2039
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Selam Olsun

0 0

Gece, Ankara’dan onlarca otobüsle hareket edip, sabah, erken saatlerde İstanbul Saraçhanedeki su kemerleri önünde toplanarak başladığımız uzun yürüyüşün sonunda, yorgun argın Taksim Meydanına girdiğimizde, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Kemal Türkler, tüm emekçi kesimlerin sosyal ve siyasal taleplerini dile getirdiği hararetli konuşmasının artık sonuna gelmişti.

Taksim’de toplanan yüz binler, işçi sınıfı tarihinde o güne kadar görülmemiş bir coşkuya sahne olan 1 Mayıs 1977 İşçi Bayramı kutlamalarını neredeyse bitirmek üzere olduğu halde, kortejlerin gelmesi hala devam ediyor, müthiş bir insan seli meydana doğru akıyor, kutlamalara katılmaya çalışıyordu.

Nişanlımla el ele tutuşarak kalabalığın içinde birbirimizi kaybetmemeye çalışırken arka taraflarda, alana alınmayacakları günler öncesinden söylenen guruplar ile kutlamaları düzenleyen DİSK tarafından mitingin güvenliği için görevlendirilen işçiler arasında tartışmalar, itiş, kakışlar yaşanmaya başlamıştı.

Hava çok gerilmişti ki, o an arkalardan bir, iki el silah sesi duyulmuş, iğne atsan yere düşmeyecek kalabalık bir anda, fırtınaya yakalanmış deniz gibi dalgalanmış, ilk silah sesinden saniyeler sonra Sular İdaresinin çatısından ve meydandaki otelin üst katlarından da silahlar patlamıştı.

Aniden ortalık karışmış, alandaki herkes büyük bir telaşla sağa, sola kaçmaya başlamıştı. Kalabalık, birbirini eziyor, tam manasıyla büyük bir panik yaşanıyordu.

Bu kargaşa içinde Kemal Türkler, son bir çabayla mitinge katılanlara seslenmeye çalışıyor, kürsüye doğru ilerlemelerini söylüyordu. Ancak, bir iki dakika sonra bu ses de kesilmişti.

Elini sıkıca kavradığım nişanlımla, en yakınımızdaki Kazancı yokuşuna doğru kaçmak üzereyken, garip bir şekilde Kemal Türklerin bu çağrısı kulaklarımda çınlamış ani bir dönüşle, daha uzağımızdaki kürsüye doğru koşmaya başlamıştım.

Alandaki çiçeklik demirlerine, kaldırım taşlarına takılıp düşenlerin kah üzerlerine basıyor, kah üzerlerinden atlıyor, düşüp, kalkıp kürsü istikametine koşuyorduk. Ama, ortada kürsü namına hiçbir şey kalmamış, her şey tarumar olmuş, herkes kaderiyle baş başa kalmıştı.

Süratle ne yapmamız gerektiğini düşünmeye çalışmış, bir çıkış aramış sonunda, Gümüşsuyu yokuşundan aşağıya, iskeleye doğru yönelmiş olan kalabalıkla birlikte koşmaya başlamıştık.

Nefes, nefese Kabataş iskelesine ulaşan herkes, duran motorlara binip, karşıya geçmek için can atıyor, motorlar, neredeyse batma tehlikesi yaşayacak kadar doluyor ve karşıya hareket ediyordu.

Önce sakin bir yere ulaşmak ve ne yapacağımıza orada karar vermek için, hınca hınç dolmuş motorlardan birine son anda atlayıp, karşıya hareket ettiğimizde, alandan silah sesleri gelmeye devam ediyor ve iskeleyi kuşatan polis, biriken kalabalığı zor kullanarak dağıtıyordu.

Ortalık darmadağın olduğu ve herkes başka bir yöne savrulduğu için, İstanbul’a birlikte geldiğimiz arkadaşlardan ancak bir kısmıyla gece yarısına doğru buluşabilip, güçlükle bilet bulduğumuz Ankara otobüsüne bindiğimizde, yorgunluktan perişan haldeydik. Kah, sızıp uyukluyor, kah irkilip, uyanıyorduk. Otobüsün radyosundan dinleyebildiğimiz haberlerde, çok sayıda ölü ve yaralı olduğu söyleniyordu.

Ertesi gün, en çok can kaybının, kaçarken son anda sapmaktan vazgeçtiğimiz Kazancı yokuşunda olduğunu öğrenip, ölümün bir nefes kadar yakınımızdan geçtiğini fark ettiğimizde, yitip, giden dostlar için yüreğimiz kanıyordu.

Tıpkı, emperyalistlerin tahakkümünden kurtulmuş, kendi halkının iradesiyle yönetilen, tam bağımsız ve gerçekten demokratik bir Türkiye istedikleri ve bir kişinin bile canına kıymadıkları halde 6 Mayıs 1972 de darağacına götürülen üç fidan’a kanadığı gibi.

Selam olsun, 1 Mayısta Taksimde can verenlere,

Selam olsun, Deniz, Yusuf ve Hüseyin’e!..

Onları, bu Mayıs’ta da saygıyla anıyoruz.

Mustafa TURHAN
Çayyolu Haber Bülteni

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.