Haberler


Sağlık Çok Ciddi Bir Rant Alanıdır
  • Yorumlar: 0
  • 08 Kasım 2009 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 2323
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Sağlık Çok Ciddi Bir Rant Alanıdır

0 0

Cumhuriyet - Dünyadaki istatistiklere bir göz atarsanız, silah şirketlerinden sonra en büyük kârın ilaç şirketlerinde olduğunu görürsünüz, arkasından gıda gelir. Şimdi bu bilgiyi bir yana koyalım ve devam edelim.

Elbette, sağlık alanında teknolojinin de yardımıyla gelişen, insan yaşamını daha kaliteli kılan hiçbir şeye karşı değilim.. ama bu alanın pirüpak olduğunu da kimse iddia edemez.

Öte yandan dünyadaki katliamlara özellikle seyirci kalan -Saraybosna ve Ruanda katliamlarını anımsayın- Batı’nın sağlık alanındaki sicili de pek temiz değildir. Bu nedenle ülkemizdeki bazı bilim adamlarının sürekli uluslararası referanslar vererek, henüz ne olduğu tam bilinmeyen domuz gribi aşısını savunmaları bana pek inandırıcı gelmiyor; pek çok kişiye de gelmediğini biraz soruşturursanız siz de anlayabilirsiniz.

Şimdi biraz sağlık alanındaki açığa çıkmış uluslararası oyunlardan ve hepimizin koşa koşa kan verdiği Oktay Babuna olayından söz edelim. O zamanlar kan verenler varsa biraz bozulacaklar.. eh ne yapalım kendi düşen ağlamaz.

Uluslararası birkaç örnek: Hepimizin bildiği gibi AIDS hastalığı nedeni maymunlar değil, onlar bu işte masum; dünyanın en saygın araştırma kurumlarından biri olan ve kâr amacı gütmeyen Pastor Enstitüsü, AIDS hastalığına neden olan HIV virüsünün laboratuvarda üretilmiş bir virüs olduğunu ispatladı, bununla ilgili çok önemli belgeseller yapıldı. İşte bu laboratuvarda oluşturulan virüsün neden olduğu hastalığın tedavisi için kullanılan ilaçlar çok, ama çok pahalı. Öte yandan bu ilaçları her ülke kendi laboratuvarlarında yapabilir ama, çok astronomik bir telif hakkı ödemeniz gerekiyor. Peki AIDS hastalığının son derece yaygın olduğu Brezilya ne yaptı? Anayasasındaki halk sağlığıyla ilgili bir maddeye dayanarak, telif ödemeden AIDS ilaçlarını yaptı ve hastalara bedava dağıttı; bunu gören Hindistan da, “Ben de böyle yapacağım” dedi ve ilaç firmaları bu çok pahalı ilaçları üç kuruşa Hindistan hükümetine satmayı kabul ettiler.

Şimdi gelelim bizdeki meşhur Oktay Babuna olayına. Bu Oktay Babuna, 1999 yılında lösemi hastası olduğunu söyledi, yalvararak ilik istedi, ona uygun iliği bulmak için millet sıraya girdi, kanını verdi. Bu kanların büyük kısmı da, Türkiye’deki laboratuvarlar incelemeye yeterli olamadığı için, Amerikan laboratuvarlarına gitti. Güya oralarda incelemeye alındı ve bizden dünyanın parası istendi.. o zamanlar Sağlık Bakanı olan Osman Durmuş, “Bu durumda Türk insanının genleri tümüyle incelemeye açık” dedi, bunun bir oyun olduğundan söz etti. O zamanlar aşırı milliyetçi bulduğumuz bu söylem bugün doğrulandı. Oktay Babuna turp gibi yaşıyor ve bizim, Amerikan laboratuvarlarına intikal eden kanlardan haber yok.

Burada bir es verelim.. bu satırların yazarı bir gün bir haber okudu, dördüncü sayfada küçücük bir haber; haberde bir gazeteci CIA başkanına soru soruyordu: “Neden Sırpları durdurmakta geciktiniz?” ve CIA başkanı çok net bir yanıt veriyordu: “Sırpların genetik kodlarını çözmekte zorlandık, gecikme bundandır.”

Peki genetik kodlar nereden anlaşılır? Hepimiz pek çok Amerikan dizisi izliyoruz, DNA’yı öğrenmek için kandan daha iyi ne olabilir...

Söylediklerim gerçekten bilimkurgu değil, genleriyle oynanmış bitkilerin söz konusu olduğu bir dünyada para için neler yapıldığını pek bilemiyoruz.. bunlar açığa çıkanlar...

Sağlık sektörünün bir başka kolu olan kozmetik sanayiinde, cenin ve genç insanların soyulmuş hücrelerinin kullanıldığı artık herkes tarafından bilinen bir gerçek.

Her şey korku filmi gibi değil mi?.. “Kuş gribi” dediler, binlerce kümes hayvanını ve Mardinli Ahmet’in gözü gibi baktığı güvercinlerini öldürdük; şimdi “domuz gribi” diyorlar ve Türkiye gibi kendi aşısını kendi yapamayan ülkeler bu domuz gribi aşısı için inanılmaz paralar ödeyecekler ve bu para kimin cebine gidecek? Doğrudan ilaç firmalarının...

Not: Her yıl ülkemizde 30 ila 40 bin civarında grip vakası görülmekte ve bu vakaların 10 bini ölümle sonuçlanmaktadır. Bunun için şimdiye dek hiçbir şey yapılmadı. Bu durumda domuz gribine gösterilen ilgi size biraz garip gelmiyor mu? Ayrıca ilk aşıların sağlık personeliyle, hacca gidecek kişilere yapılacağını öğrendik... bari burada biraz insaflı olun, ilk aşılar sağlık personeliyle, çocuklarındır.

Bu arada bir musibet bin nasihattan iyidir; belli ki, sağlık alanında oynanan oyunları bozmak için kendi aşımızı kendimiz yapmaya başlamamız gerekiyor.. 10 bin yetişmiş doktoruyla Küba bu alanda olumlu bir biçimde başı çekmeye başladı. Amerikalıların Kanada üstünden Küba’ya gidip tedavi gördükleri biliniyor. Allah aşkına sürekli Batı’yı referans verip durmayın.

Cumhuriyet - Işıl ÖZGENTÜRK

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.