Haberler


REÇETE!
  • Yorumlar: 0
  • 29 Haziran 2013 13:41
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 2157
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

REÇETE!

0 0

AKP’nin iktidardan bir an önce gitmesini isteyenlerin büyük çoğunluğu, bu partinin şu veya bu nedenle oy kaybetmesini bekliyor.

Partilerin oy oranlarının yansıtıldığı, “bugün seçim olsa sonuçlar ne olur?” temalı anketlerde AKP oylarının birkaç puanlık düşüşüne seviniyor.

Taksim Gezi Parkı protestolarından sonra yapılan birkaç ankette, iktidar partisinin oylarının %35’lere kadar gerilediğinin gösterilmesiyle umutlanıyor.

Oysa AKP’nin iktidardan gitmesi, kendiliğinden olacak bir iş değil.

O anketlerde, AKP’nin oyu düşerken, muhalefet partilerinin oylarının da artmadığını, kararsızların, “hiçbir partiye oy vermeyeceğim” diyenlerin de oldukça yüksek oranda olduğunu, bununsa iktidar partisine oy vermekle eşdeğer olduğunu anlamak gerekiyor.

Kısacası bugün, “yeni hiçbir şey yapmadan”, on yıldır olduğu gibi seçimlere gidilmesi halinde iktidarın değişmeyeceği çok açık görünüyor.

Nitekim bugün, basında yer alan ORC araştırma şirketinin son yerel seçim anketi de bunu ortaya koyuyor.

İstanbul’da onca protestoya rağmen AKP %41 ile birinci sırada, CHP %34 ile ikinci, MHP de %9.6 ile üçüncü sırada bulunuyor.

İzmir de bildiğimiz gibi, CHP birinci, onu AKP takip ediyor.

Büyük olasılık Ankara’da da durum değişmeyecek gibi.

*

Peki, bu tablonun değişmesi için ne yapmalı?

Seçimlere eskiden olduğu gibi değil de nasıl gidilmeli?

Bu sorunun yanıtı, aslında gün gibi ortada durmaktadır.

Bakın Sn. başbakan’ın konuşmalarında, kendisinin %50’yi temsil ettiğini söylediğine göre ki, bu oran şimdilerde %35-40 bandına düşmüş görünmektedir ki, buna göre, bir % 50, hatta % 60 da kendisinin karşısındadır.

O halde yapılması gereken çok açıktır.

İster yerel, ister genel olsun, seçimleri bir “referandum” gibi görüp, AKP’nin iktidarına son vermek için “sandıkta güç birliği” oluşturulmalıdır.

Mesela, İstanbul ve Ankara örnek alındığında, CHP ve MHP oylarının toplamının, AKP’den fazla olduğu ortadadır.

Bu durum, Adana ve diğer bazı büyük iller için de hemen hemen aynıdır.

Demek ki, bir güç birliği sağlanması durumunda AKP, önce büyük illerde yerel iktidarı kaybedecek, bu da doğal olarak genel iktidarın kaybedilmesini getirecektir.

Şimdi birileri çıkıp, “canım bu iş matematiksel hesapla oyları toplayarak olur mu”, diye itiraz edecektir; evet, doğrudur, matematiksel olarak oyları toplamakla olmayacaktır.

Zaten bugün, ne CHP ne de MHP, böyle bir güç birliğini akılarından bile geçirmemektedir.

Bin dereden su getirip, buna karşı çıkacakları da kuvvetli olasılıktır.

Ancak, bu iş her iki partinin yönetimlerine bırakılmayacak kadar hayati öneme sahiptir.

Belki onlar farkında değillerdir, ama AKP bir kez daha iktidarı kazandığında, bunun çok daha telafi edilemez kayıplara yol açacağını, faturasının çok daha ağır olacağını görmek için “kahin” olmaya gerek yoktur.

*

O halde, “güç birliği”, karşı çıkanlara rağmen sandıkta halk tarafından sağlanmalıdır.

Gönül verdiği partisinin seçimleri kazanmasının hayal olduğunu gören CHP’liler, hiç yüksünmeden MHP’nin şansı varsa onu desteklemeli, MHP’liler de hiç yüksünmeden CHP’nin şansı varsa onu desteklemelidir.

Alın size İstanbul örneği, AKP %41, CHP %34, MHP %9.6, MHP’nin kazanma şansı neredeyse sıfırdır, ama seçmenince CHP’nin desteklenmesi halinde, bu ittifakın seçimleri kazanması büyük olasılıktır.

Atatürk’e, Cumhuriyetin varlığına, milli değerlere, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, devletin tekliğine gönül verenlerin sandıkta bu güç birliğini sağlamaları pek ala mümkündür.

Bir düşünün, bu sayılanlar, CHP ve MHP seçmeninin gönül verdiği, zaafa uğratılmasından ciddi rahatsızlık duyduğu “ortak değerler” değil midir?

E, o zaman oyların güç birliği anlayışıyla kullanılması önünde ne engel vardır?

AKP’ye karşı kazanma olasılığı yüksek olan partinin, sandıkta güç birliği sağlayacak bir aday tespiti ile diğer muhalefet partisinin seçmenine de yakın durması hiç kuşku yok, bunun için en baş koşuldur.

Buna her iki muhalefet partisi yanaşmasa da, AKP, bu güç birliğini tu kaka ilan edecek olsa da halk, tıpkı Taksim Gezi Parkı örneğinde olduğu gibi kendiliğinden bunu yapabilecek güce sahiptir.

İradesini bu yönde kullanması, AKP iktidarının sonunu getirecek en “acil reçetedir.”

“Sandıkta güç birliği”, “tekerlek kırılmadan” mutlaka sağlanmalıdır.

 Mustafa T. Turhan
Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.