Haberler


Öğretmenini Vurup Cumhuriyeti Öldürmek
  • Yorumlar: 0
  • 10 Ağustos 2010 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 1799
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Öğretmenini Vurup Cumhuriyeti Öldürmek

0 0

Ahmet Fazlı Elçi dört gün önce Çorlu’da sokak ortasında güpegündüz öldü.

Ahmet Fazlı Elçi, Çorlu Atatürk Lisesi’nde sözleşmeli olarak din kültürü öğretmenliği yapıyordu ama öldüğü sırada, aynı okul için hamallık etmekteydi.

Sözleşmeli öğretmen olan Ahmet Fazlı Elçi, yaz aylarında maaş alamadığından, geçimini sağlamak için ek iş yapıp para kazanmak durumundaydı ve okula götürülecek kitapları taşıma görevini üstlenmişti.

Ahmet Fazlı Öğretmen geçinmek için ek iş yapan ne ilk öğretmendi, ne de sonuncu olacak.

Geçinebilmek, çoluğunu çocuğunu okutup yaşatabilmek için ek iş bulma zorunda kalanlar, yalnızca tatil aylarında para almayan, iş güvencesi bulunmayan sözleşmeli öğretmenler değil.

Ahmet Fazlı Öğretmen, dayanılmaz sıcakta, ağır yük altında kalp krizi geçirerek can verdi.

O gün Çorlu’da güpegündüz can çekişen, yalnız Ahmet Fazlı Öğretmen değil, aynı zaman Cumhuriyet’in ta kendisiydi.

Çorlu’da güpegündüz sokak ortasında düşüp kalan, sağlık ocağında yarım saat doktor bekledikten sonra can veren, Ahmet Fazlı Öğretmen ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Cumhuriyetin temelinde, aydınlanma, aydınlanmanın temelinde öğretim yatar ve öğretmen onun temel taşıdır.

Öğretmen daha Osmanlı’nın son döneminde baş tacı edilmeye başlanmıştır.

Savaş yıllarının büyük sıkıntılarına karşın Milli Eğitim bütçesi her yıl katlanarak artarken, halk okulları açılmış, öğretmen ihtiyacı göz önünde bulundurularak, öğretmenler askerlik görevinden muaf tutulmuşlardır.

Dikkat buyurunuz, öğretmen askerden daha zaruri görülmüş, daha önemli sayılmış, vatanın selameti açısından askerin önünde yer almıştır.

Dönem daha Cumhuriyet dönemi değil, İttihat ve Terakki iktidarındaki Osmanlı dönemidir.

Cumhuriyet, eğitime Osmanlı’dan da daha fazla önem vermiş, ilk reformunu o alanda gerçekleştirmiş, öğretmenin işlevini daha da yüceltmiştir.

Cumhuriyetin ışığını yayan ordu, eğitim ordusuydu, Mustafa Kemal’in gerçek aydınlanma askerleri öğretmenleriydi.

1930’da, askerlik görevini yaparken, gericilerin saldırısına uğrayarak ölen Mustafa Fehmi Kubilay, o ordunun bir şehidiydi.

Fransa’da devrimciler, Cumhuriyeti, kilisenin yerine okulu, papazın yerine öğretmeni geçirerek oturttuklarını iftiharla söylerler.

Bu gerçeği Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal çok iyi görmüştür.

Aydınlanmacı Cumhuriyetin karşıtları aynı gerçeği onun kadar iyi görmüşler ve öğretmeni vurarak, Cumhuriyeti öldürme yöntemini uygulamaya koymuşlardır.

Özellikle Köy Enstitüleri girişimi, gericileri ve çıkar çevrelerini korkutmuş, Cumhuriyetin irfan ordusuna saldırı yoluyla yıkılması girişimleri için, toprak ağalarının örgütlenmesiyle oluşmuş Demokrat Parti’nin iktidara gelmesini bile beklemeye gerek kalmadan, daha CHP’nin bakanı Reşat Şemsettin Sirer tarafından, öğretmenlere saldırılar yoğunlaşmaya başlanmıştır.

Cumhuriyetin savunması öğretmene verilmiştir. Aydınlanmacı Cumhuriyetin kalesini öğretmen korur ve Cumhuriyetin ilk yirmi beş yılı dışındaki tarihi, Aydınlanma kalesini düşürmek için öğretmene yapılan saldırıların öyküsüdür.

Yarım yüzyıldan fazladır, öğretmenini vurarak, Cumhuriyeti öldürme girişimleri yoğunlaşmıştır.

Önceki gün, Çorlu’da sokak ortasında, güpegündüz öldü Ahmet Fazlı Öğretmen.

Önceki gün Çorlu’da sokak ortasında güpegündüz, bir kez daha öğretmenini vurarak, Cumhuriyeti öldürdüler.

O sırada herkes gözünü Cumhuriyetin öbür ordusundaki tayin ve terfilere dikmişti.

Ali Sirmen
10 Ağustos 2010
Cumhuriyet

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.