Haberler


O Masaya Kim Oturacak!
  • Yorumlar: 0
  • 03 Eylül 2012 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 2062
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

O Masaya Kim Oturacak!

0 0

Fotoğrafların da dili vardır!

Bazen neşeyi, bazen acıyı, hüznü, kavgayı, barışı anlatır.

Ve fotoğrafın dili aslında herkese göre değişmez!.

Ne anlattığı herkesçe değişik anlaşılacak fotoğraflar istisnadır.

Irakta Amerikan askerlerinin Arap kadınlara zulmünü gösteren bir fotoğraf herkese acıyı ve utancı, gülen yüzlerin yer aldığı bir aile fotoğrafı ise mutluluğu anlatır!

Bunlardan değişik anlamlar çıkarmaya çalışmak istisnadır ki, kaide gereği, o fotoğrafların asıl anlamlarını değiştiremez

Dünkü Hürriyette yer alan genel yayın yönetmeninin Şemdinli tepelerinde çekilmiş olan hayli ilginç fotoğrafı da böyle bir fotoğraftır.

Dünkü yazımızda belirttiğimiz gibi o fotoğraf, ana fikir olarak, siz gelen haberlere, muhalefetin söylediğine inanmayın, orada PKK falan yok. Bakın biz ne güzel kahvemizi bile içiyoruz dağlarda.. Bundan gerisi yalan demekte, iktidarın ağzından konuşup ülke de her şeyi güllük gülistanlık göstermeye çalışmaktadır.

Bugünkü Hürriyette, eski genel yayın yönetmeninin bu fotoğrafa dair “şeytanın aklına gelmeyecek” anlamlar yüklemesi de istisna bir görüş olup, açık bir tevil (düzeltme) çabası izlenimi vermektedir.

Ne var ki, teşbihte hata olmaz; “zırva tevil götürmemektedir.”

Öyle, fotoğraf, “haydi diyelim ki, gece sinsice, kalleşçe burada varsın. Gündüz mertçe neredesin, ey arkadaş? Buyur gazeteci olarak ben de buradayım, sen gece kurşun sıkıyorsan ben de gündüz kalem sıkıyorum.” Demek istiyor diyerek, anlaşılmaz bir  hamaset edebiyatı yapmak o fotoğrafın asıl anlamını değiştirmiyor.

Hal böyle olunca, masadaki tabletin, Cumhuriyetin iletişim teknolojisini de oralara götürdüğünün göstergesi olduğunu, çiçeklerin barışı simgelediğini, içilen kahvenin, bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olduğu ilişkin adetimizi hatırlatmaya dönük olduğunu, sere serpe oturuşun dağlarda huzurla gezinmek isteği olduğunu söylemek, bir "falcının" kahve fincanına bakıp gördüğü şekilleri kendi meşrebince yorumlamasını çağrıştırıyor.

Ve bu beyhude “tevil çabası” sonunda fotoğrafa bir “anlam” daha yükleyerek,“ Bu fotoğraf Ankara’ya da sesleniyor. Diyor ki masada eksik bir şey daha var. Buranın insanı. Masaya onları da davet etmek zamanı geldi. Bu sorun artık böyle gidemez. Dağdaki, silahla yırtmaya çalıştı. Sen silahla yırttırmadın. Ama bu fotoğrafa bakarak sanma ki orada her şey güllük gülistanlık. Artık çözüm lazım. O silahla alamadı, sen silahla vermedin. Başka çarelere de bakmak lazım.” Demeye kadar varıyor.

İşte bu!

Tevil budur; düzelteyim derken iyice batmaktır!

Bir de çözümü söylese de öğrensek!

O masa, ne masası, kim oturacak, PKK mı?

İşler bu noktaya geldi mi?
Hani daha dünkü fotoğrafın altında yeni "koskoca" genel yayın yönetmeniniz, “Eğer Hürriyet Gazetesinin genel yayın müdürü bir sabah Şemdinli manzarasına karşı rahat, rahat kahve içebiliyorsa..bakmayın siz el alemin feryatlarına..Bu iş daha bitmedi demektir." Diyerek orada devletin her şeye hakim olduğunu söylüyordu?

 

Mustafa T. Turhan

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.