Haberler


MEB’DE ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİNE TIRPAN
  • Yorumlar: 0
  • 24 Eylül 2011 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 1806
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

MEB’DE ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİNE TIRPAN

0 0

2011-2012 yeni öğretim yılına eğitimin birikmiş sorunlarını konuşup, onlara çözüm arama yerine, bir oldubittiyle çıkarılan Kanun Hükmündeki Kararname’nin (KHK) getirip götürdüklerini tartışarak başlıyoruz.

Hükümet, 14 Eylül 2011 tarihinde KHK ile Bakanlığın Teşkilat Yasası’nda yaptığı değişiklikle MEB görevleri arasında olan “Atatürk İnkılâp ve İlkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı” yurttaşlar yetiştirme ifadelerini kaldırdı.

Göreve yeni gelen Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer’e göre, KHK’nin amacı Bakanlıkta “katı, mekanik bürokrasi” yerine, “akademik boyutu olan profesyonel bir bürokrasi” getirmekmiş! “Öğretmenle birlikte eğitim yöneticilerinin bulunduğu kurumu Bakanlığın vizyonu doğrultusunda geleceğe taşıyacak birer vizyoner lider olmalarını sağlayacak her türlü tedbiri alacağız.”(19.9.2011 Hürriyet)

Demek ki Sayın Bakanın başında bulunduğu, adının önünde ulusallık olan Bakanlığın vizyonunda “Atatürk ilke ve devrimleri, Cumhuriyete bağlılık” olmayacak.

Zaten Sayın Bakan yıllar önce yaptığı konuşmada, “Yeni Türkiye-Ilımlı İslam Cumhuriyetine dönüşmüş durumdadır.” dememiş miydi? Bugün de bu konuşmanın arkasında olduğunu söylüyor.

 

Anayasa ve Yasalara Göre

            Anayasa’nın 42. maddesi eğitimin “Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş, bilim esaslarına göre” yapılacağını belirtir.

            Yine 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun (METK) 2. maddesi “Türk Milli Eğitiminin genel amacı, Türk Milletinin bütün fertlerini, “Atatürk inkılâp ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı” yurttaşlar olarak yetiştirmeyi öngörmüştür.

            Anayasa’da var olan bir hüküm nasıl olurda Teşkilat Yasası’na girmez! Bu durum Anayasaya aykırı değil midir?

            MEB Müsteşarı Sayın Emin Zararsız’ın “Bu hükümler Anayasa’da ve METK’da var. Teşkilat Yasası’nda da olmasına gerek duyulmadı.” açıklamaları inandırıcı değildir.

            Bu açıklama bize daha önceki Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in 2003 yılında İlköğretim Yönetmeliğini değiştirirken neden “parasızlık” nitelemesini çıkardınız diye bir sorduğumuz soru önergesine “…  Anayasa’da ve söz konusu kanunlarda, ilköğretimin zorunlu ve parasız olduğu vurgulandığından Yönetmelik’te “parasız” nitelemesi yer almadı” yanıtını anımsattı.

            Dün “parasızlık”, bugün “Atatürk ilke ve devrimleri, Cumhuriyete bağlılık” nitelikleri kaldırılmaktadır.

            AKP iktidara geldiğinden bu yana, eğitimi yasalarda, yönetmeliklerde, ders kitaplarında, programlarda yaptığı değişikliklerle laik eğitim sistemini adım adım dinselleştirip, özelleştirmektedir. Son KHK’de yapılan değişiklikler de, ileri sürüldüğü gibi bir reform değil, kendi dünya görüşleri doğrultusunda yapılmış bir değişikliktir.

           

            Başka Neler değişti?

            Bakanlıktaki 32 olan hizmet birimi 12’ye indirilirken, bunun ideolojik değil teknik bir değişiklik olduğunu savunmuştur. Ancak nedense “Din Öğretimi Genel Müdürlüğü”ne dokunulmamıştır. Hatta bu genel müdürlüğün yetkileri artırılmıştır.   

            KHK ile Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki bütün eğitim yöneticileri sözleşmeli personel yapıldı. Eskiden üçlü kararnameyle atanan, belli iş güvencesi olan eğitim yöneticileri bundan sonra Amerika’daki gibi iktidarla gelip iktidarla gidecektir.  Değişiklikle hukuka değil Bakana bağlı bir personel düşünülmüştür.

            AKP iktidarı döneminde toplu kıyımların, partizanca kadrolaşma yapıldığı Talim Terbiye Kurulu (TTK)  da KHK’den payını aldı. Eğitim politikalarının belirlendiği, ders kitaplarının incelendiği TTK’nin bu düzenlemeyle Bakana bağlılığı artırıldı.

 

Kuran Kurslarına Gitmenin Yaş Sınırı Kaldırıldı

            Eğitim sistemini alt üst eden KHK’yi konuşurken 17 Eylül 2011 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı Yasası’nda KHK ile bir değişiklik yaparak çocukların Kuran kurslarına gitme yaş sınırı kaldırılıverdi. Böylece zaten delinmiş olan 8 yıllık İlköğretim Yasası’nın  kesintisiz ilkesi temelli ortadan kalktı. Öğretim birliği daha da bozuldu. Bu konu ayrı bir yazı konusu.

             Bu arada YÖK Başkanı Sayın Yusuf Ziya Özcan, Hükümetin çıkardığı KHK’lara koşut olarak gelecek yıl üniversiteye girişte liseler arasındaki katsayı farkının temelli kaldırılacağını açıkladı.

Hükümetin daha önce Danıştay’dan, Anayasa Mahkemesi’nden dönen değişiklikleri TBMM’den ve kamuoyundan kaçırarak KHK ile yapması kaygı vericidir.

Her şeye karşın CHP’nin başvurusuyla Anayasa Mahkemesi’nce Anayasaya aykırı bu düzenlemelerin iptal edilmesini umuyoruz.

O zamana kadar partilerin, demokratik kitle örgütlerinin, öğretmen sendikalarının, tüm duyarlı yurttaş ve kuruluşların ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini yakından ilgilendiren bu düzenlemeleri halkımıza anlatmak için demokratik tepkilerini göstermeleri gereklidir.

Yoksa Cumhuriyet eğitiminin ulusal, kamusal, laik, demokratik, bilimsel, üretici eğitim ilkeleri bir bir gidiyor, Anayasa’nın koruması altındaki eğitim birliği temelli yok oluyor.   22 Eylül 2011 * Cumhuriyet

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.