Haberler


Hafızasını kaybetmiş bir kent; ANKARA
  • Yorumlar: 0
  • 20 Temmuz 2012 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 4069
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Hafızasını kaybetmiş bir kent; ANKARA

5 1

Hatip Çayının 1957 yılında taşması sonucu 164 kişi öldü. Sel felaket üzerine Meclis seçim kararı bile aldı. 11 Eylül 1957’de, Elmadağ ve idris Dağı’na ikindi üzeri büyük bir dolu yağışı oldu, Hatip Çayı tarihte görülmemiş derecede yükseldi. Kayaş, Mamak ve o civardan gelen selle Bentderesi, Kazıkiçi Bostanları, Akköprü Civarı, Atatürk Orman Çiftliği sular altında kaldı. Çiftlik Köprüsü’nün altı hayvan leşleriyle tıkandı; sel Ayaş’ı bile etkiledi.

1957 yılında meydana gelen bu sel baskınında trajikomik bir olay daha yaşandı. Sel baskını vatandaşlara helikopterlerle ve farklı anonslarla duyurulmuştu; “Sel geliyor, evlerinizi terk edin ve yükseklere kaçın” şeklindeki çağrıları halk, “Hükümet,  evlerimizi yıkacak” şeklinde yorumladı. Hemen herkes sahip çıkma endişesiyle evlerini terk etmedi, sonuçta da facianın boyutu ağırlaştı, ölü sayısı 264’e ulaştı.

O dönemin DSİ Genel Müdürü olan Süleyman Demirel, selin ardından Hatip Çayının üzerini kapatarak ıslahı yoluna gitti, Demirel’in yıldızı o dönemde parlamaya başladı.

Derelerin, akarsuların üzerinin kapatılması o tarihlerden itibaren adeta moda halini aldı. Nerede dere var, nerede sel tehlikesi mevcut oraların üzeri kapatıldı. Şimdilerde Hatip Çayı’nın AOÇ arazisinden akan bölümünün kapatılma çalışmaları halen devam etmektedir.

Aradan yıllar geçti. Kentin gelişimine koşut olarak metro yapımları başladı. O ıslah edilen dereler adeta unutuldu. Kavaklıdere, Dikmen deresinin suları nereden akar, gördüğümüz kadarıyla düşünülmedi bile. Üzeri kapatılmış dere yataklarına AVM’ler, konutlar yapılmaya başlandı.

Göçük, bize göre düşünülmeyen bu nedenden kaynaklandı. Sonuçta, caddede yürüyen bir vatandaş oluşan çukura düşüp hayatını kaybetti. Cesedi günler sonra düştüğü yere bir km uzaklıkta bulundu. Sular koca bedeni oraya kadar sürüklemişti.

Şimdi Ankara Mimarlar Odası feryat ediyor; Ankara’nın merkezinden geçen dereler Ankara Çayı’na akıyor ve bunlar yerin altından akıyorlar.  Metro göçüğü de bununla ilgili. Bir metro inşaatında suyun akış yönünün dikine bir çalışma yapıyorsanız, bunun gerektirdiği önlemleri almalısınız. Yoksa insanları dalgıçlarla kurtarmak zorunda kalırsınız

Ankara, taşradan doluşanların yönettiği, hafızasını kaybetmiş bir kent görünümünde. Ankara’yı bu noktaya hizmetten çok, rant düzeni taşımış bulunuyor. Belediyeler dikkat ediniz ticarethane gibi çalışıyor. Sonuçta bunun bedelini de Ankaralı acı bir şekilde ödüyor.  

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.