Haberler


Cumhuriyet'ten ücretsiz dizi film
  • Yorumlar: 0
  • 10 May 2010 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 1992
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Cumhuriyet'ten ücretsiz dizi film

0 0

Cumhuriyet gazetesi, Salı ve Cumartesi günleri gazeteyle birlikte "Oğlum Adam Olacak" adlı siyasi komediyi okurlarına ücretsiz dağıtacak. Senaryosunu Umur Bugay'ın yazdığı ve Yalçın Yelence'nin yönettiği dizinin müziklerini Arif Erkin Güzelcebeyoğlu yaptı.

Umur Bugay'ın yakın tarihe ışık tutan dizisi Oğlum Adam Olacak, bir aile hikâyesi üzerinden Türkiye'de yaşanan olayları anlatıyor.

"Senden adam olmaz", "Bir baltaya sap olamadın" gibi pek çok cümle sarf etmiştir mutlaka babalar çocuklarına. Bunlar, belki de daha fazlası baba çocuk arasında küçük çaplı bir çatışma sebebidir. Umur Bugay'ın da 1995 yılında senaryosunu yazdığı, Yalçın Yelence'nin yönetmenliğini yaptığı Oğlum Adam Olacak dizisi, bu sözleri tekrar hatırlatıyor insana. Bir aile yapısı ve kuşaklar arası yaşanan çatışma üzerinden Türkiye'de yaşanan olayları anlatan dizi, o dönemde sadece birkaç bölüm yayımlanmış ve reyting kıskacına takılmış olsa da bugünlerde tekrar gündemde.

Türkiye'de yakın tarihte yayımlanan ve uzun yıllar izleyici bulmuş pek çok yapımda imzası var Umur Bugay'ın. Örnekse Bizimkiler'in tam 15 yıllık başarısı, tıpkı Bugay'ın diğer dizilerindeki gibi ince detaylarla bezenip, hayatın içinden beslenen karakterlere dayanıyor.
Bugay'ın sosyoloji altyapısı ve gözlemlediği hayatları dizilerinde görmek mümkün. Zaten hep bu bakıştan yola çıkmış yazarken senaryolarını: "Komşularımdan, arkadaşlarımdan, ailemden gördüklerimdi hepsi. Aldatıldım, kandırıldım da, arkamdan da konuşuldu. Bu
topraklarda hepsi yaşanıyor. Bakmayan ve görmeyen sinemacı da olamaz, yazar da, gazeteci de. Bunları görmek lazım."

Şimdilerde dizilerden uzak durmaya çalışıyor Bugay, insaflı olmayan çalışma koşullarını ve dizi içeriklerini eleştiriyor. Hatta diyor ki: "90 dakika bir set ekibini, senaristi, oyuncuyu çalıştırmak cinayettir." Bu yüzden de birikimini ve geçmişini bir kitap olarak paylaşmak istiyor yakın zamanda. Ama biz öncelikle 15 yıl aradan sonra tekrar izleyiciyle buluşacak olan diziyi konuştuk onunla.

- Dizi yakın geçmişteki siyasi ve sosyal olaylar ile kuşak çatışmasını anlatıyor. Nasıl bir hassasiyetle ortaya çıktı? Nedir özellikle anlatmak istediğiniz?

- Dizi prodüktörlüğünden önce yazarım. Yazdığım şeylerin de hayat hikâyeleri olması ve gerçeklerden beslenmesi üzerinde çok durdum. Her zaman da buna özen gösteririm. Bu hikâye 50 yıllık bir döneme ışık tutuyor. Böyle bir dönemin sosyo-politik öyküsünü nlatıyoruz. Bunu da sağlık, eğitim, iş, meslek gibi çeşitli dallar üzerinden anlatıyoruz. Bu da dört kuşağın çatışmasından değil de birbirine tutkun insanların, zamanın sosyo-politik yapısına göre farklı eğilimlerde hareket etmelerinden kaynaklanıyor. Ailenin kızı Amerikalı subayla evli, biri gazeteci oluyor ama yapamıyor. Aklı, ülkesi için ilerici hareketlerden
yana. Babası, sen adam olmazsın, neyin peşindesin diyor. Biz bunları hep duyduk babalarımızdan. Hep aile içinde yaşanan şeyler aslında.

- Peki kuşaklar arasındaki durum nasıldı ve bunu dizide nasıl anlattınız?

- Çetin Altan'ın dediği gibi cami ile kışla arasında gidip geliyoruz. Aşağı yukarı böyle yaşanıyor hayatlar. Her 10 yılda bir bunları yaşadım çocukluğumda. O yüzden de böyle geniş bir aile içinde yaşanan çelişkileri yakalamaya çalıştık. Bazılarını yapabildik, bazılarını yapamadık. Hepsi hayatımızla ilgili ve ben de bu dizide ailemi, yakın çevremi hedef alarak yazdım. Ki hatta o dönem de bugünkü gibi her şeyin rahatlıkla konuşulup tartışıldığı dönemler değildi. Her şey kapalıydı. Eleştirenler de oldu. Bu dizi Türk aile yapısını yansıtmıyor diye. Ancak benim çevremde, kendimde, arkadaşlarımda
gördüğüm şeyler bunlardan farklı değildi ki.

- O dönem nasıl karşılandı dizi? Doğru algılanabildi mi?

- 1996 yılında çektik bu diziyi. Taksim'de bir plato kurduk. Herkes büyük bir özveriyle çalıştı ama ancak izleyenler tadını alabildi. Çünkü bir aile üzerinden genel bir Türkiye portresi çiziyor Oğlum Adam Olacak. İşlenmiş cinayetler, kötülükler, dangalaklıklar, çatışmalar
var dizide. Mizahsa eğer bu yaptığınız, eleştirmek ve hicvetmek gerekiyor. Zaten günümüzde en büyük eksiğimiz bu. Mizah gerilemeye başladı, çünkü Türkiye'de mizaha iş kalmıyor. Öyle büyük gelişmeler ve saçmalıklar oluyor ki siz bunu mizah olarak tekrar yazarsanız mizah olmaktan çıkıyor.

- Şimdi 15 yıl sonra tekrar izleyiciyle buluşacak. O yılları yaşamış ve yaşamamış pek çok kişi izleyecek. Sizce nasıl bir ilgi uyandıracak yakın tarihe?

- Belki de bu diziyi erken yaptım, bilemiyorum. Şimdilerde de bu içerikte diziler çekiliyor. Kimi izleniliyor, kimi atlanıyor. Ama bunların öncesi ve ilki Oğlum Adam Olacak'tır. Başlarken çok umutluydum çünkü benim için bir görevdi bu. Ancak birtakım sebeplerle

kısa sürede yayından kaldırıldı. Bizimkiler'den aldıklarımı bu diziye aktarıyordum, sürmedi. Bizimkileri 15 yıl büyük bir marifetle sürdürdüm ama bunu 10 bölüm bile sürdüremedim. Aslında bu da bir Türkiye gerçeği. Günümüzde ne değişti ki?

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.