Haberler


Cumhuriyet Bir Usta Kalemini Daha Yitirdi
  • Yorumlar: 0
  • 15 Ekim 2010 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 1859
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Cumhuriyet Bir Usta Kalemini Daha Yitirdi

0 0

Cumhuriyet, İlhan Selçuk’tan sonra bir acı kayıp daha yaşıyor. Uzun süredir akciğer kanseri tedavisi gören Cumhuriyet Gazetesi yazarı Deniz Som'u kaybettik...

Som, Başkent Üniversitesi İstanbul Hastanesi yoğun bakım servisinde solunum cihazına bağlı olarak uyutuluyordu. Som'un bu sabah saat 06.50’de hayatını kaybettiği açıklandı.

Deniz Som, “Vaziyet” adlı köşesinde güncel olayları ve sorunları karikatürize ederek eleştirirken aynı zamanda da düşündüren usta bir kalemdi.

Vaziyet, Cumhuriyet okurlarının gönderdiği esprili yazıların ve karikatürlerin de yayınlandığı, günümüz Türkiyesi’nin yansıtıldığı bir ayna gibiydi adeta.

Deniz Som, bir dönem ara verdigi röportajlarini ise 2000 yilindan beri Cumhuriyet Gazetesi’nde “Herhangi Bir Yerde” basligi ile her hafta sürdürüyordu.

Deniz Som, bir gazeteci olarak sayısız söyleşi yapmasına karşın 1983 yilinda yeni bir üslup geliştirdi ve Türk basınında ilk kez sorularını tek kelime olarak yöneltmeye başladı. Bu söyleşilerinden geniş bir seçkiyi Sarı Zaman adlı kitabında toplamıştı.

Deniz Som’un cenazesi yarın Cumhuriyet’te 11.30’da düzenlenecek törenden sonra öğle vakti Şişli Camisi’nden alınarak Nakkaştepe’de toprağa verilecek…

Cayyolum.com ve Çayyolu Haber Bülteni olarak, yakınlarına ve Cumhuriyet Gazetesi çalışanlarına sabır diliyoruz.

Çayyolu Haber Bülteni
cayyolum.com

Deniz Som'un son yazısı: Evet Duası
İşte Som'un 9 Eylül 2010'da kaleme aldığı son yazısı...

Evet Duası
ŞEKER Bayramı’nın ilk gününü bugün idrak etmenin huzuru içindeyiz, yarın ikinci gününü kutlayacağımız Ramazan Bayramınız da şimdiden hayırlı olsun.

Mutlu ve huzurlu olmayı hak eden herkese nice bayramlar diliyoruz. Huzur ve mutluluğu epey bir süre Silivri Toplama Kampı’nda gasp edildikten sonra tahliye edilen Gürbüz Çapan’ın kardeşi Günay Çapan’dan elektronik posta ile bayram arifesinde bir şiir geldi.

Günay Çapan’ın gönderdiği şiiri bayram günü paylaşalım istedik. “Evet Duası” başlıklı şiirin şairi Günay Çapan mı, yoksa başka bir isim mi, belli değil.

Şimdi buyurun duaya:

“Ya Rabbim...

Bu referandum vesilesi ile geldik kapına... ‘Evet’leri çok eyle... ‘Hayır’ları yok eyle... Laik-Kemalistleri şok eyle ya Rabbim...

Ya Rabbim...

Televizyona çıkan ‘hayır’cıları lal eyle... Bülent Arınç Bey’in her bir lafını bal eyle... Muhalefetin miting meydanlarını dar eyle... Devlet Bahçeli Beyefendi’yi bir miktar zapt eyle... Kılıçdaroğlu ne derse gaf eyle... Yine de ‘hayır’ diyen olursa, bertaraf eyle ya Rabbim...

Ya Rabbim...

12 Eylül günü bizi iktidara tamamen rapt eyle... Geldik kapına, bu referandumu milletimize hap eyle ya Rabbim...

Ya Rabbim...

Bilhassa... Genel başkanımızın her bir dediğini mühim laf eyle... Villa, gemicik, mücevherat, evrakta sahtecilik, yatak odası dinleme, cezaya dönüşmüş sorgulama vs. gibi günahlarımızı affeyle...

Ya Rabbim...

Medyayı bize milis eyle... Seçim gecesi bilgisayarlara virüs eyle... ‘Evet’leri halis eyle... Netice itibarıyla Cüppeli Ahmet Hoca’yı Anayasa Mahkemesi’ne reis eyle... Gerisini beis eyle ya Rabbim...

Ya Rabbim...

Geldik kapına, bu referandum vesilesiyle bizi kabul eyle...

Darbukamızı davul eyle, yoncamızı marul eyle... Atatürkçü olmayı zül, vatandaşı kul, laik cumhuriyeti kül eyle ya Rabbim!”

Benim kanserimde benim zarlarım
2009 yılının Mayıs sonunda tanışmıştım sol akciğerimin sağ üstüne yerleşen kanser hücresiyle. Doktorlar “küçük hücreli” dediği için biraz da küçümsedim, “mikrop ise ben daha büyük mikrobum” demiştim. Bilimin ışığında önce kemoterapi, sonra radyoterapi gördüm.

İlaçla ve ışınla tedavi kürleri bittiğinde bir de genel kontrolden geçtim. Mikrobu yenmişim. Sizlerden izin isterken mikrobu ringe serdiğimi fakat tek yumrukta nakavt yapamadığımı yazdım. Sırada ikinci raunda hazırlanmak olduğunu söyledim.

Fakat ikinci raunt, herkesin tahminlerinin ötesinde çok ağır geçti. Bunları ilk kez yazıyorum. 25 kilo verdim. Ringden düşeceğim, maçı bırakacağım anlar oldu ama 12 seans kemoterapiyi, 30 seans radyoterapiyi, maçtan ihraç edilmeden bitirdim.

Bunun sonucuna da “iyi” dediler fakat son üç aydır göğsümde süregelen ağrıya çare bulunamadı. Son tahlilde akciğerin dış zarı ile kaburganın dış zarı arasında sıvı birikebileceğini düşündüler ve buldular.

Gördüm; su gibi, kahverengi.

Maceranın bundan sonraki bölümüne katılabilmek için izninizi istiyorum.

Kısa bir izin. Süreyi doktorlar da bilmiyor.

Önce “hayır” oyumu kullanayım, gerisi kolay!

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.