Oluşması milyonlarca yıl alan, içinde geniş bir canlılar topluluğu barındıran, bitki ve ağaçların yegane durak yeri ve besin kaynağı, halk ozanı Aşık Veysel’in deyişi ile, insan ve yer üstü tüm canlıların öldükten sonra da koynunda saklandığı sadık yarimiz toprak, insanlığın olmazsa olmazı olan en büyük hazinesidir. Dünyada onda birinde üretim yapılabilen toprağın humusça zengin olanının bir gramında milyonlarca canlı bulunmaktadır. İşte bu nedenledir ki, dünyanın bir çok ülkesinde toprağın bu eşsiz değeri bilinmekte ve verimli topraklar sadece zirai üretimler ve orman alanları için kullanılmaktadır.

Ülkemiz topraklarının %36’sı işlenmekte, %26’sı çayır-mera olarak kullanılmakta, %32’si orman ve fundalık olarak tutulmaktadır. Burada üzülerek belirtmeliyim ki, ülkemiz birçok dünya ülkelerinin aksine toprağın kıymetini bilmemekte, kentte, kasabada, köyde verimli tarım alanı toprakları rant uğruna inşaat alanlarına çevirmekte, inşaat alanı olması gereken taşlık ve verimsiz araziler kaderlerine terk edilmektedir. Ne yazık ki, verimli toprakları koruması gereken yerel yönetimler adeta yarışırcasına toprak katliamına kucak açmaktadırlar.

Amacı, Çayyolu bölgesinin ağaçlandırılarak bölgemizin ve dolayısıyla yurdumuzun ormanlarının artırılmasına katkıda bulunmak olan ÇABA (Çayyolu Bölge Ağaçlandırma Derneği) kıt ekonomik imkanlarına rağmen, yeni dönemde de ağaçlandırma çalışmalarına yönelik planlarını belirlemiş, bölgedeki yeşil ve ağaçlık alanların korunması için verilecek mücadele ve stratejileri kararlaştırmıştır. Yenimahalle Belediyesi’nin bizzat dinlediğim, bölgeye 100 bin ağaç dikimi programının %10’u bile gerçekleşmezken ÇABA, koyduğu programlara sadık kalarak sonuca gitmekle bölge halkının haklı takdirlerini almaktadır.

Halkla beraber iken dedikleri ile, seçildikten sonra yönetici koltuğundan yaptıkları arasında halkın istekleri ve umutlarının tersine bu derece büyük farklılıklar sergileyen Yenimahalle Belediyesi son dönemde de Ümitköy Camiinin altına bir alışveriş merkezi yapımına, üst tarafını da bir tatlıcı firması tesisleri için açmakla yukarıda değindiğimiz toprağı ve yeşil alanları azaltmada rekora koşmaktadır. Benim anlamakta güçlük çektiğim asıl husus, bu duruma ÇABA Derneği ve kalemi ile mütevazi birkaç yazarın dışında yeşil ve ağaçlıklı alanların rant uğruna kurban edilmesine sessiz kalan yöre halkının tepkisizliğidir. Bunun bilincinde olan ÇABA Derneği ulusal ve özel kuruluşlara başvurarak fidan bağışında bulunmaları yönündeki çalışmalarını hızlandırmıştır. Bu kapsamda 2011 sonbahar ve 2012 ilkbahar dikim dönemlerinde yöremizdeki devletin ağaçlandırmaya izin verdiği alanlara 3 bin fidan dikilmesi planlanmaktadır. Duyarlı ve hayırsever yöre halkımızın ÇABA’nın bu çalışmalarına destek olmaya devam edeceğini biliyoruz.

Sırası gelmişken belirtmeliyiz ki, geçmiş yıllarda devamlı kesilmekte olan özellikle fidanlık alanlardaki kuru otların bu yıl hala kesilmemiş olması da ayrı bir üzüntü kaynağı olmaktadır. unutulmamalıdır ki, en ufak dikkatsizlik ve ihmal büyük emeklerle oluşturulan fidanlıklarımızı yok edebilir. Bu hem bölge için, hem de yurt zenginliği için bir kayıp olur.

Sonuç olarak milli servetimiz toprağımızın korunması ve amacına uygun kullanılması, yaşamımız için birer akciğer görevi yapan temiz hava kaynağı yeşil alan ve fidanlıklarımızın artırılması yönünde atılacak her adımın destekçisi, baş uygulayıcısı olduğuna emin olduğumuz ÇABA Derneği’nin yeni dönemde de birçok başarıya imza atacağı inancı ile hepinizin mübarek ramazan bayramını kutluyoruz.

                                                       Reşat Özkan

                                                 (ÇABA Genel Sekreteri)