Haberler


Başkent Ruhu
  • Yorumlar: 0
  • 31 Ocak 2012 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 1884
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Başkent Ruhu

0 0

Ankara’nın ruhu nedir, nerdedir, var mıdır, var mıydı? Eski çağlardan, imparatorluklardan kalma şehirlerin ruhu olduğuna inanç duyulur. Bazen nostaljiyle, bazen onların tarihî veya kültürel kişiliği, doğası ya da mimarisi, imarı yahut yaratıcılığı dolayısıyla... Kimisi aşk kentidir, kimisi eğlence şehri...

Yaşanmaya değer kentler, ruhu olanlardır; Paris, Roma, Londra, New York, Rio, Sydney, Viyana vb.

İstanbul âşıkı bir arkadaşıma göre, “Ankara ruhsuzdur. İstanbul’un ruhu vardır. Gerçek şehir odur.”

Başkentimizin elbette güzel ve güçlü bir ruhu vardı: Yeni bir ulusal uygarlığın canevi olarak...

Ama, diyorlar ki: “Tarihi çok uzun olduğu halde tarihsel bir şehir değil. Değişik dönemlerdeki kültürleri, yaşantıları, ırkları, dinleri göz kamaştırıcı bir sentez vermemiş ona. Doğasının güzelliği kıt, pek bir özelliği yok. Ne denizi var, ne ormanı...”

Yeni bir devletin kurucusu Mustafa Kemal Paşa’nın yaratıcılığı için elverişli bir ortamdı Ankara; bâkir, saf, yeniden inşaya hazır, her türlü değişikliğe açık.

Genç Cumhuriyetin nitelikli kadrosu, kurtarıcı ve kurucu önderinin verdiği ilham ve heyecanla, çağları bir çırpıda aşarak dünyaya örnek olacak bir başkent yaratmak uğrunda harekete geçmişti. Kaynaklardan yoksun bir devlet, karşılaştığı yaman yetersizliklere ve zorluklara rağmen, benzeri az görülmüş bir idealizmle çalıştı birkaç on yıl boyunca.

Anadolu’nun en eski -belki birkaç on bin yıllık- yerleşim noktalarından biri olan Ankara, ilk kez kendine özgü bir “ruh” bulmuştu. O ruhu ne kadar bir süre yaşatabilecekti?

İdealizm, azınlık denebilecek kadar ufak bir aydınlar zümresinde bugün de yaşıyor. “Ankara ruhu” canlı tutuldu diyebiliriz, ama gücü azaldı. Bunun kanıtı 2011 Haziran’ındaki genel seçimlerdir. Seçmenlerin yarısı, Atatürk ülkülerini -özellikle laikliği- desteklemeyen iktidar partisine oy verdi.

Başkentin 5 milyona yaklaşan nüfusunun yarısından fazlası, 30 yıllık bir süre içinde kırsal kesimden gelmiş insanlardan oluştu; çoğu herhangi bir kente göçmüş olabilirdi. Ankara’nın ilerici, yenilikçi ruhuyla hiç ilişkisi yoktur, muhafazakâr bir partiye mekanik bir itaatle bağlıdır. Ve o partinin temel tercihi, Atatürk’ün bir ilerleme sembolü olarak geliştirmeye çalıştığı Ankara’yı sönükleştirip İstanbul’u “payitaht” yapmaktır.

“Ankara ruhu”na karşı kuvvetli bir yıpratma politikası uygulanıyor. Buna aydınlardan gelebilecek direnme gücü, şu sıralarda zayıf... Cumhuriyetin idealizmi “Ankara ruhu”ndadır. O ruhu dinç tutmak ve yaymak uğrunda, yeni enerjik bir entelektüel ve siyasal hareket geliştirmek zorunlu olmuştur.

Atatürkçü vizyonda Ankara, bir “örnek başkent” olarak tasarlanmıştı. Bu modelin temel amaçları şunlardı: Siyasal ve toplumsal yaşamda devrim / Kültür, bilim sanatta değişim / Mimaride ve şehircilikte dönüşüm / Yeni bir çevrecilik...

Her şeye rağmen, Cumhuriyetimiz bu idealleri gerçekleştirebilir, yeter ki “Başkent Ruhu” canlansın.

Talât HALMAN
Cumhuriyet -
Ankara

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.