Haberler


Balık hakkında yanlış bildiklerimiz
  • Yorumlar: 0
  • 01 Kasım 2008 10:19
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 2325
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Balık hakkında yanlış bildiklerimiz

0 0

Sofrasından balık eksik etmemeye çalışanlar, kış aylarını iple çekerler. Balık gerçekten son derece lezzetli, doyurucu, sağlıklı bir besin kaynağıdır. Ama bir şartla denizden çıkan balık sofranıza bir gün içinde gelmeli ve taze taze tüketilmelidir. Aksi durumda pek çok olumsuzluklar da yaşayabilirsiniz.

Bu konuda en güvenilir balıkçılardan biri de BABACAN’dır. Ve şunu da güvenle söyleyebiliriz ki, Çayyolu’nda en çok tercih edilen balıkçı BABACAN BALIKÇILIK’tır.

Balık konusunda halkın hassasiyeti var. Belki en çarpıcı sonuç ise, halkın tercihini marketlerin balık reyonları yerine sadece balık satışı yapan balıkçılardan yaptığı ortaya çıkmış bulunuyor. Halkın balıkçı esnafını tercihi %74 olurken, market reyonlarından alınan balıklar %26’larda kalmış bulunuyor. Babacan Balıkçılıktan Yaşar Alan bunu şöyle dillendiriyor: “Bizde aracı, komisyoncu yok; denizden kayığa, kayıktan Çayyolu halkına... Babacan Balıkçısı’nın genç yöneticisi Fuat Süslü ile balık üzerine konuştuk. Balık ile ilgili olarak doğru bildiğimiz yanlışları şöyle sıraladı;

Hamsi kulağına karsuyu kaçmadan yenmez” “Yanlış. Çünkü bundan 25-30 yıl önce otoyollar, soğutuculu ve koruyuculu hızlı araçlar olmadığından balıklar tezgaha geç geliyordu. Üzeri açık ve buzsuz şekilde Ankara’ya ulaşan balık tam anlamıyla bozuluyordu. Dolayısıyla vatandaş, balık yemek için karlı kış günlerini bekliyordu ki, balığa Ankara’da bozulmadan yesin. Ama şimdi kayıktan çıkan balık en geç 6-7 saat içinde tezgahlarda ve o akşam sofralarda...”

Taze balığın kulağı kırmızı olur” “Bir yanlış daha. Her balığın kulağı kıpkırmızı olmaz. Hatta bazı balıkların kulakları daha suda canlıyken bile açık kahverengi, açık pembe, kırmızıya çalan koyu kahve renginde olabilir. Örneğin lüferin, uskumrunun, lipsozun, mercanın kulağı tazeyken de bayetken de hep kırmızıdır. Ama Karadeniz mezgitinin kulağı tazeyken bile hep açık pembedir. Tatlısu balıklarının kulakları hep koyu kahve rengindedir. Bu kırmızı kulak meselesi vatandaşı yanıltır. Buradaki tek ana unsur balığın gözleridir. Canlı ve dışa doğru bombeli bir zarla kaplı olması balığın tazeliğinin tek belirleyicisidir. Ayrıca bir de balığa parmakla basıp içe göçme meselesi vardır ki, tam anlamıyla yanlıştır. Öyle balıklar vardır ki, bayatken bile taş gibi serttir, iz bırakmaz. Bir de taptazeyken bile içe göçen balıklar vardır. Örneğin mezgit, palamut, uskumru, hamsi... Ve bir de bayat balık tavada dağılıyor meselesi. Ben size şunu söyleyebilirim; kim Karadeniz tekirini, mezgitini tam anlamıyla tavada dağılmadan pişiriyorsa o gerçekten de ustadır. Çünkü bazı balıklar çok kolay dağılır. Oysa bazı balıklar bayat olsa dahi etleri çok sıkıdır, dağılmaz. Lütfen buna dikkat...

Bayat balık pişirince ev kokar.” “Bu genelleme inanın en büyük yanlışlardan birisidir. Öncelikle balık tavada olunca her zaman kokar. Ama bazı balıklar vardır ki, tava yapılınca değil ev, kokusu tüm komşulara gider. Örneğin hamsi, istavrit, tekir... Bazı balıklar vardır ki, bayat dahi olsalar az koku yayarlar. Alabalık, çupra, levrek. Şimdi az kokunca taze, çok kokunca bayat mı diyeceğiz? Bu son derece yanlıştır.

Balığa limon sıkılmaz.” “Kim demiş? Hangi uzman demiş? Hangi gurme söylemiş? Ve neden? Elbette bu tamamen bireysel bir tercihtir. Canı isteyen sıkar, istemeyen sıkmaz. Mesela ben bir şey sorayım; kahvaltıda balık desem herkes yerinden fırlar, güler ama İsveç, Norveç, İzlanda gibi İskendinav ülkelerinde balıksız kahvaltı olmaz! Yani balığı isteyen fırın, ızgara, tava, mangal, buğulama; isteyen Karadenizli hemşerilerimiz gibi turşu, tatlı, pilav, isteyen uzakdoğulu gibi suşi, tütsülenmiş ve isteyense Eskimolar gibi çiğ çiğ yer. Yani balığa şu olur, bu olmaz diye kimse kategorize edemez.”

Çayyolu’nda balık pahalı” “Bu meşhur kıyaslamayı vatandaşımız ara sıra yapar, ama nasıl? Mesela Çarşamba günü Kızılay’dan geçerken bir bakar hamsi 2 YTL. Sonra haftasonu gelir Çayyolu’na bir bakar ki hamsi 15 YTL. Ve hemen bombayı patlatır; “Çayyolu’nda balık pahalı!” Hayır efendim işin aslı şudur;balık günlük bir tüketim maddesidir ve kıyaslama yapılırken mutlaka aynı gün içerisinde yapılması gerekir. Eğer aynı gün içerisinde yapılırsa kıyaslama, görülecek tek ve gerçek değer vardır, o da ya 1 YTL eksik ya da 1 YTL fazla. Yoksa kimse durduk yere müşterisini korkutup kaçırmak istemez. Bu çok önemlidir.

Ayrıca Babacan Balıkçılığın 8 şubesi vardır ve bütün şubelerinde tek fiyat sistemi uygulanır, bu konuda taviz verilmez. Kızılay’da, Ulus’ta, Gölbaşındaki şubelerimizdeki fiyat neyse Çayyolu’nda da, Ayrancı halindeki şubemizde de aynıdır.

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.