ESKİ Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi, CHP İzmir Milletvekili, "köktengazeteci" Mustafa Balbay, bugün 51’inci yaşına giriyor.

Ama ailesiyle; metanet anıtı sevgili eşi Gülşah Hanım ve canından çok sevdiği çocukları Yağmur ve Deniz’le birlikte evinde, dostlarının arasında değil, Silivri’de demir parmaklıklar ardında...

"Düğmesine Haziran 2007’de basılan" ve en temel ceza yargılaması usul hükümlerinin bile göz ardı edildiği soruşturmalar ve kovuşturmalar süreci içinde, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini yıkmaya teşebbüs" suçlamasıyla 6 Mart 2009’da tutuklanan Balbay, "eylemli ceza infazı"na dönüşmüş bir uygulamayla, yaklaşık 900 gündür özgürlüğünden yoksun biçimde dört duvar arasında tutuluyor.

Balbay’ın "tutuksuz, adil ve hızlı yargılanma" istemi, geçen yüzlerce duruşma boyunca göz ardı edildi ve edilmekte...

12 Haziran’da yapılan genel seçimlerde anasının ak sütü gibi helal oylarla seçildiği milletvekilliği görevini yapamıyor ve TBMM’deki yasama etkinliklerine başlayamıyor Balbay... Ulusun hilesiz hurdasız belirmiş olan istenci, özel yetkili ağır ceza mahkemesinin kaskatı tutumuyla adeta çürüğe çıkarılıyor.

"Ve Cumhuriyet Türkiyesi sessiz, Cumhuriyet Türkiyesi dilsiz, Cumhuriyet Türkiyesi kör! Havada konuşmamanın, görmemenin, duymamanın kahredici hüznü..."

Büyük çağdaş ozanımız Nâzım Hikmet’in o ölümsüz "Şeyh Bedrettin Destanı"na böyle bir nazireyi nasıl yapmazsınız şimdi?

Belki bir başka ulu ozanla, büyük Atatürk’ü erdemli yaşamı ve seçkin yapıtlarıyla en fazla etkilemiş kişi olan "Aydınlanmanın Şairi" Tevfik Fikret’in unutulmaz şiiri "Millet Şarkısı"ndan şu dizelerle sevgili Balbay’a selam göndererek noktalamalı bu yazıyı ve Aydınlanma ülküsünün bütün ateşiyle demeli ki:

"Dünyada şereftir yaşatan, milleti, ferdi;

Silkin, şu mezellet tozu uçsun üzerinden!"

M. Aziz Naci DOĞAN