Haberler


Atçılık Derneği Çayyolu nda...
  • Yorumlar: 0
  • 02 Nisan 2013 23:03
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 2859
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Atçılık Derneği Çayyolu nda...

0 0

ATÇILIK DERNEĞİ

Derneğimizin adı  Atçılık Derneği’” olup  merkezi Ankara’dır.

Derneğin Amacı: Dünyada ve Türkiyede atçılığın yaygınlaştırılması, geliştirilmesi, yetiştiriciliğin özendirilmesi, toplumda at sevgisinin, at sporunun,  ata ve atçılığa olan ilginin yaygınlaştırılması,  at sağlığının korunması, yarış ve spor atlarında sağlık sorunlarının giderilmesine yönelik önlemlerin alınması, atçılıkla ilgili;  antrenör, seyis, nalbant ve at sağlığıyla ilgili Veteriner Hekimlerin eğitilmesi ve kalifiye eleman yetiştirilmesine katkıda bulunulması, bu konularla ilgili olarak yutiçi ve yurt dışı faaliyetlerde bulunulması, ayrıca dernek, üyeleri arasında, yakınlaşma, tanışma,  tanışıklığı geliştirme ve manevi dayanışma sağlamak  başarılı ve yoksul öğrencilere maddi, manevi ve eğitimsel  yardım sağlanması amacıyla  kurulmuştur.  

Derneğin Amacı

Madde 2- Dünyada ve Türkiyede atçılığın yaygınlaştırılması, geliştirilmesi, yetiştiriciliğin özendirilmesi, toplumda at sevgisinin, at sporunun,  ata ve atçılığa olan ilginin yaygınlaştırılması,  at sağlığının korunması, yarış ve spor atlarında sağlık sorunlarının giderilmesine yönelik önlemlerin alınması, atçılıkla ilgili;  antrenör, seyis, nalbant ve at sağlığıyla ilgili Veteriner Hekimlerin eğitilmesi ve kalifiye eleman yetiştirilmesine katkıda bulunulması, bu konularla ilgili olarak yutiçi ve yurt dışı faaliyetlerde bulunulması, ayrıca dernek, üyeleri arasında, yakınlaşma, tanışma,  tanışıklığı geliştirme ve manevi dayanışma sağlamak  başarılı ve yoksul öğrencilere maddi, manevi ve eğitimsel  yardım sağlanması amacıyla  kurulmuştur. Dernek hiçbir şekilde siyasetle uğraşmaz            

ATÇILIK

İnsanoğlu yabani atı avlayarak önce etinden, evcilleştirme sonrası ise sütünden faydalanmıştır. Atın savaş ve iş hayvanı olarak kullanılması çok sonraki dönemlerde olmuştur. Evcilleştirmeyle birlikte atlar da insanların yanında göç ederek dünyanın çeşitli bölgelerine yayılmış ve buralarda değişik at ırklarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Tabii olarak oluşan ırkların yanısıra bazen insan eliyle suni ırklar da oluşturulmuştur.

At, her dönemde insanın yanında ve onun dostu olmuş, uygarlıkların  gelişmesinde önemli katkı sağlamıştır. Eski Türklerde; at, avrat ve silah kutsal sayılmış, ancak bunların arasında at ilk sıradaki yerini korumuştur.

Geçmiş yıllarda at, tarım ve ulaşım işlerinde çekim, binek ve yük taşıma işlerinde bir iş hayvanı olarak kullanılmasının yanısıra, askeri amaçla da önemli hizmetlerde kullanılmıştır. Bu nedenle at   yetiştiriciliği günümüze göre daha büyük önem taşımıştır.

İlk olarak motorlu harp araçlarının kullanıldığı ikinci dünya savaşı sonrasında tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de askeri amaçla bulundurulan at sayısı gün geçtikçe azaltılmış olup günümüzde sadece spor ve gösteri amacıyla sınırlı sayıda at bulundurulmaktadır.

İkinci dünya savaşı sonrası tarımda traktörün yaygınlaşmasıyla bu alanda da at sayısı hızla azalmıştır. Sadece bazı küçük işletmelerde ve traktörün giremediği engebeli arazilerde at, günümüzde bile iş hayvanı olarak kullanılmasının yanısıra, henüz yolu olmayan dağlık bölgelerde ise ulaşım amacıyla kullanılmaktadır.

At, omurgalılar grubunda, memeliler sınıfında, tırnaklılar takımında, tektırnaklılar alt takımında, atgiller familyasında, equus cinsinde yer alan bir tür’dür. Latince ismi “Equus Caballus“  olup eşek, katır ve zebra ile aynı familyada bulunur.

Atın ilk olarak MÖ 3000 yıllarında Orta Asya’da evcilleştirildiği kabul edilmektedir. Bu bölgede ilk olarak Prezewalski ve Tarpan atları evcilleştirilmiş olup daha sonraki yıllarda  bazı yabani atların da avrupada evcilleştirildiği sanılmaktadır. Bu yabani atlar geçmişte büyük sürüler halinde yaşamışlardır. Prezewalski atları günümüzde bile Sibirya ve Moğolistanda yabani olarak yaşamını sürdürmektedir. Tarpan atının ise nesli tükenmiştir. Bu atın geçmişte; güney Rusyadan Kafkaslara kadar uzanan bölgede yaşadığı belirlenmiştir.

At, genel olarak 3 amaçla yetiştirilmektedir. Bunlar;  zevk ve binek amacıyla,   spor ve yarış amacıyla ve iş, hizmet, et ya da süt elde etmek amacıyla yapılan yetiştiriciliktir.

Zevk ve binek amacıyla en çok tercih edilen at Arap atıdır. Çünkü, dünyanın en sadık, en asil, en dayanıklı, en kıvrak ve en güzel atları Arap atlarıdır. İngiliz atı ise en süratli at konumundadır. Bu nedenle, İngiliz atında güzelliğe bakılmaksızın iyi koşan sağlıklı kısrak ve aygırlar damızlık olarak kullanıldığı halde, Arap atında aygır; sürat ve dayanıklılığına, kısrak ise şekil ve güzelliğine bakılarak damızlığa alınır. Arap atı gerek güzellik, gerekse hareket tarzı bakımından estetik bir hayvandır. Arap atları çöl koşullarında kuma batmamak için sekerek koşar, bu sırada başını ve kuyruğunu dik olarak tutar. Koşarken kuyruk tutma, Arap atlarının bir özelliğidir.

Spor ve yarış amacıyla at yetiştiriciliği; günümüzde dünya üzerinde giderek yaygınlaşmaktadır. Ülkemiz bu açıdan at ithal eden konumda olup, başta ABD olmak üzere birçok Avrupa ülkesi at ihracatından büyük gelir elde  etmektedir. Bu konuda İngilterede ve İrlanda’da her yıl belirli dönemlerde büyük satış ihaleleri düzenlenmekte, bu ihaleye katılımı arttırmak için çeşitli teşvik edici ve özendirici önlemler alınmaktadır.

İş, hizmet, et ve süt elde etmek amacıyla yetiştiricilikte ise, at eti birçok ülkede diğer havan etleri gibi insan gıdası olarak tüketilmektedir. İnsan gıdası olarak at etinin, diğer etlerden daha sağlıklı olduğu ifade edilmektedir. Bu açıdan at eti; daha az yağlı, sindirimi kolay, daha besleyici ve daha sağlıklı olması nedeniyle başta Fransa olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde diğer etlere tercih edilmektedir. Türkiyede bazı yörelerde at eti yenilmesine rağmen, tercih edilen, kasaplarda bulundurulan bir et değildir. Dini açıdan bir yasak olmamasına rağmen, tarımda, ulaşımda, savaşta insanın yanında, onun hizmetinde kullanılan atın, gıda olarak tüketilip soyunun tükenmemesi için mekruh sayılmıştır. Oysa atalarımız at etini yemişler, sütünü doğrudan veya kımız denilen içki tarzında tüketmişlerdir. Günümüzde birçok Ortaasya ülkesinde at eti yenmekte, kımız yapılarak içilmektedir.

Ayrıca at, çocukların ve gençlerin binek ve eğlence aracı, insanda ruh sağlığını geliştiren bir varlık olarak yetiştirildiği gibi, özellikle engebeli ve küçük arazilerde traktöre tercih edilmektedir. Petrol fiatlarının oldukça yükseldiği son günlerde yol şartlarının uygun olmadığı dağlık bölgelerde ulaşım aracı olarak kullanılmaktadır.

Hayvan sevgisi olmayan toplumlarda insan sevgisi de olmaz. Bu nedenle toplumların sosyal yapılarının geliştirilmesi için hayvan sevgisi ve tabiat sevgisi kavramlarının iyi işlenmesi gerekir.

At, asil bir hayvan olarak kabul edildiğinden önceleri sadece binek hayvanı olarak kullanılmıştır. Yaklaşık 6 bin yıldan beri binek hayvanı olarak kullanıldığı halde, sadece bin yıldan beri tarımda iş hayvanı olarak kullanılmaktadır.

Avrupalılar, ortaçağdan kurtulmak için yaptıkları Rönesans ve Reform döneminde atın önemini anlamışlar, bu dönemde öncelikle savaş atı yetiştirerek siyasal güçlerini sağlamışlar, daha sonra da atı tarımda kullanarak büyük ölçüde işgücü kazanmışlar ve elde ettikleri refah sonucu bilim ve sanat alanındaki devrimleri gerçekleştirmişlerdir.

Avrupalılar da başlangıçta at neslinin tükenmemesi için at eti yemekten kaçınmışlardır. Çünkü, Anadoluda olduğu gibi Avrupada da geniş otlaklar yoktu.  Ancak daha sonraları, modern çiftliklerin kurulmasıyla, at eti yenilmesinin at neslini tüketmeyeceği, aksine neslin çoğalmasına yardımcı olduğu anlaşıldığından giderek yaygın olarak güçlü bir protein kaynağı olarak tüketilmeye başlanmıştır.

Son yıllarda Dünyada olduğu gibi ülkemizde de atçılık ve at yetiştiriciliği büyük bir sanayi haline gelmekte, atçılık karlı bir uğraşı olarak giderek yaygınlaşmaktadır.

Atı ilk evcilleştirenlerin Türkler olmasına rağmen, atçılığın beşiği sayılan İngiltere’de at konusunda yazılmış 10.000 kadar kitap olduğu halde ülkemizde atla ilgili 100 kitap bulmak mümkün değildir.

Prof. Dr. Zeki Alkan

Kaynak: www.cayyoluhaberbulteni.com
Haber Detayı: www.cayyoluhaberbulteni.com/CayyoluHaberDetaylari.asp?ID=5979

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.