Haberler


Ahmet Taner Kışlalı yaşıyor
  • Yorumlar: 0
  • 19 Ekim 2008 13:02
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 2163
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Ahmet Taner Kışlalı yaşıyor

0 0

Ölmek nedir? Belki derin bir uyku, belki başka bir boyuta göçüş... Yaşamak nedir? Bir canlı olarak evrende bir yer kaplamak mıdır?.. Yoksa etkilemek midir yaşamak? Aydınlatmak için yanmak mıdır, üretmek için toprak olmak mıdır?.. Öldürmek nedir? Belki bir bedeni ortadan kaldırmak, belki konuşan bir dili susturmak, yazan bir kalemi kırmak... Yaşatmak nedir pekiyi? Bir yüreğin atmasını sürdürmek midir, bir soluk daha fazla aldırmak mıdır?... Yoksa, yaşatmak anmak mıdır yüreklerdeki tükenmeyen sevgi midir, beyinlerde kök salmış paylaşılan düşünceler midir?.. * Ahmet Taner Kışlalı yaşıyor. Hazırladıkları bombalı tuzakla onu yok ettiklerini sananlar yanıldılar. Sarı saçlı kız çocuğu, elinde kırmızı bir karanfille anıtı önüne geldi, “Baba” dedi, o gülümsedi. Acılarını mutluluğa dönüştüren bir eş “Ahmet öğrencilerini çok severdi” dedi bir anma toplantısında, o gözleriyle onayladı. Bir ağabey acılarını içinde boğdu, bir ağabey her anışta göz yaşlarını tutamadı, o üzüldü. Bir yetişkin evlat katillerin peşine düştü, sorumlulardan hesap sordu, o gurur duydu. Bir başkası bir anma toplantısında “Şimdi onu daha iyi anlıyorum” dedi, o mutlu oldu. Akraba bir gazeteci “İki Türk’ün Ölümü” diye bir kitap yazdı, o ilk eşiyle birlikte evlerimize konuk oldu.

Ahmet Taner Kışalı yaşıyor. Caddelere, meydanlara, parklara, salonlara verilen adı ile yaşıyor ve şimdi o, Ankara’nın Çayyolu semtinde, bir elinde kitabı ile derse yetişmek, öğrencileriyle buluşmak için sabırsızlanıyor. Ahmet Taner Kışlalı’yı dostları, mücadele arkadaşları, öğrencileri, okuyucuları yaşatıyor. Bir salonda hüzün ile coşku sarmaş dolaş olmuş, anılar canlanıyor bir salonda ülkemizin en saygın üç bilimadamı onun düşüncelerini irdeliyor, o hemen gözlerimizin önüne geliyor... Bir salonda öğrenciler “Ne yazık ki biz onun öğrencisi olamadık” diye üzüntülerini belirtince, o kitaplarından armağan etmek istiyor.

Genç bir gazeteci, Ahmet Taner Kışlalı Dersliği’nde, Ahmet Taner Kışlalı’nın yaşam öyküsünü anlatıyor öğrencilere o, şiir gibi konuşmayı dinliyor ve kendisi için yapılanlara mahcubiyet içinde teşekkür ediyor. Bir öğrenci söz alıyor o toplantıda, konuşmasında karamsar bir tablo çiziyor. O hemen karşı çıkıyor. Ceketinin iç cebinden çıkardığı “Demokratik Toplumcu Çağrı” bildirgesini uzatıyor öğrenciye, “İçinde bulunduğumuz koşulların kötülüğü sizi umutsuzluğa itmesin. şunu unutmayın ki, Atatürk’ün ülkeyi kurtarmak için 1919 yılında başlattığı mücadele sırasında koşullar daha ağır, olanaklar daha yetersizdi” diyor.

İki genç terör konusunu tartışıyor. Biri düşüncelerinin doğruluğunu kanıtlamak için Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’nın kitabını kaynak gösteriyor, öbürü ikna oluyor. Ahmet Taner Kışlalı’nın mutluluktan gözleri parlıyor, “Atatürk cumhuriyeti iyi ki gençlere emanet etmiş” diye düşünüyor. Bir bilge yazar, gazetedeki köşesinde “Ah Keşke Yaşasaydı Ahmet T. Kışlalı...” başlıklı bir yazı yayımlıyor. Ahmet Taner Hoca, fakültedeki çalışma odasına girer girmez, mutluluktan uçarak, “İlhan Beyin benim için yazdıklarını okudun mu?” diye soruyor oda arkadaşına. Okudu Hocam... Gözlerinden yaşlar süzülerek okudu. İlhan Beyin görüşlerine ne kadar değer verdiğinizi böyle bir yazıyı en çok sizin hakettiğinizi düşünerek okudu. Ve şunu anladı ki, siz yalnızca sevenlerinizin kalbinde değil, düşünen beyinlerde de yaşıyorsunuz... Günümüzde sizi bir kez daha yok etmek isteyenler çıkabilir, ama başaramayacaklar.

Nevzat DAĞLI

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.